Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ne demişti?
Önce onu bir hatırlayalım.
“Kıbrıs’ta sadece Kıbrıslı Türklerin endişelerini gidermek için bir çözüm modeli aramıyoruz, bulunacak çözümde Kıbrıslı Rumların da endişelerini gidermek zorundayız.”
Bu kadar net ifadelerle bunu anlatmıştı.
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı sık sık neyi dile getiriyor?
Adada bulunacak bir çözümde her 2 tarafın da kaygılarını gidermek için çalıştıklarını dile getiriyor ve buna sürekli vurgu yapıyor.
Neden?
Çünkü doğru olan bu.
Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanı Nikos Anastasiadis’e bakıyorum.
Ve maalesef görmek istesem de aynı hassasiyetleri göremiyorum.
Malum Ekim ayı itibarı ile Kıbrıs’ta yoğun bir süreç yaşanacak yine müzakereler adına.
Ve taraflar sıkıntılı olan konuları çözmeye çalışacaklar.
İşte bu yoğun günler öncesi Sayın Anastasiadis’ten ilginç bir o kadar da hayal kırıklığı yaratan bir açıklama geldi.
Kıbrıslı Türklerin yersiz kaygılarını dikkate almayacağım diyor Sayın Anastasiadis.
Kuvvetle muhtemel Güvenlik ve Garantiler mevzusu için sarfetmiştir bu cümleleri.
Ve kendine göre değerlendirmiştir.
Bu olabilir tabi.
Sonuçta düşüncelerini ifade etmiştir.
Saygı da duyuyorum.
Ve/fakat böylesi bir süreçte liderlerin daha yapıcı ve onarıcı üsluplar kullanmaları gerekir ki birbirlerinin hassasiyet gösterdiği konulara duyarlılık artsın.
Herkes birbirini daha iyi anlayabilsin, saygı göstersin ve sıkıntıları çözme noktasına olumlu yansımaları olsun bu anlayışın.
Ama maalesef bunu göremiyoruz.
Nitekim Sayın Anastasiadis kesin ifadelerle Kıbrıslı Türklerin yersiz kaygılarını dikkate almayacağını söylüyor.
Bu politik yaklaşım yarım asırdır devam eden bu sorunun daha da karmaşık hale gelmesini sağlar.
Yani böylesi bir tavırın sürece hiçbir olumlu katkısı olmaz.
Şimdi sorunun akibeti bu yöne doğru ilerlerken adada olası bir çözüme nasıl ulaşacağız?
Bu mümkün mü?
Bu şekilde değil elbet.
Sen beni anlamazsan, ben seni anlamazsam, sen benim hassasiyetlerimi önemsemezsen, ben senin hassasiyetlerini önemsemezsem, sen benim duyduğum kaygıları yersiz bulursan, ben senin duyduğun kaygıları yersiz bulursam bu çözüm adaya nasıl gelecek?
Çok net söyleyeyim, gelmeyecek!
Çünkü çözüm isteyen bir taraf bu şekilde yaklaşımlarda bulunmaz.
Burada söz konusu olan iki taraf vardır.
Çözümü tek bir taraf gerçekleştirmeyecek nihayetinde.
Bu iki tarafın rızası ile olacak.
Bunun için illa ki mutabakatın sağlanması gerekir.
Biz adada daha bunu yapmayı başaramamışken, üstüne bir de mevcut durumu kalıcılaştırmaktan başka hiç bir işe yaramayan söylemlerle konuya yaklaşacaksak bu adaya çözüm gelmez.
Bütün çabalar da boşa gider.
Adada yeni koşullar hakim olur.
Ki bu da ne Doğu’da, ne Batı’da,ne Kuzey’de, ne Güney’de kimsenin işine yaramaz.
Hele de Güney Kıbrıs’taki bakış açısı ile nasıl olsa tuzum kuru gaileyi siz çekin öngörüsünün zaman geçtikçe ne kadar büyük bir yanılgı olduğu da ortaya çıkar.
İşte bu nedenle Kıbrıslılar olarak duygularla değil akılla sağ duyuyla, ortak siyasetle bir yerlere varmalıyız.