Kıbrıs’taki tarafların son dönemde yaptığı karşılıklı açıklamalar, Rum basını tarafından “görüş ve tezlerini BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs geçici özel danışmanı Jane Holl Lute’a aktarma çabası” olarak değerlendirildi ve Rum tarafının, Lute’un “4 Temmuz 2017’de görüşülenlere dair açığını kapatma” kararı öne çıkarıldı.
Fileleftheros “Lute’a Mesaj… İki Taraf Çatışmaları İle 4 Temmuz ve Çerçeveye Dair Tezlerini Geçirmeye Çalışıyor… Genel Sekreter’in Danışmanı Bu Haftadan İtibaren Atina ve Ankara’ya” başlıklı haberinde, Crans Montana’daki olgular konusunda Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu ve Sözcü Prodromos Prodromu’nun dünkü açıklamalarını şöyle özetledi:
Hristodulidis: “Genel Sekreter 30 Haziran’da, bütün müdahil taraflarla görüştükten sonra çerçevesini şifahen sundu. Espen Barth Eide bu çerçeveyi elektronik posta yoluyla iki müzakereciye (Nami ve Mavroyannis) iletti. Her ikisi de Eide tarafından yazılanların BM Genel Sekreteri’nin bütün söylediklerini yansıtmadığı cevabını verdi. Bu nedenle BM Genel Sekreteri ile iletişim kurulması gereği hasıl oldu . Genel Sekreter olguları netleştirdi ve Eide tarafından 4 Temmuz’da sunuldu.”
Burcu: “Guterres Çerçevesi tekdir, 30 Haziran 2017 tarihlidir. BM dahil herkes biliyor ki 4 Temmuz belgesi söz konusu değildir. Kıbrıs Rum tarafının atıf yaptığı 4 Temmuz tarihinde hiçbir liderler görüşmesi olmadı. O tarihte, müzakerecilerin görüşmesinde ortak anlayışa varılmadı. Bu nedenle hiçbir anlaşmaya varılamayan bir görüşmeden hareket ederek onu Guterres Çerçevesi’nin netleştirilmesi olarak göstermeye çalışmak nafiledir.”
Prodromu: “Sayın Burcu’nun açıklaması ile 4 Temmuz’da toplantı olduğunun teyit edilmesi önemlidir. Bu toplantıda anlaşma söz konusu değildir çünkü Sayın Eide, Sayın Guterres’in kendisine verdiği izahatı götürdü.” Prodromu bir soruya karşılık ise “Başkan Anastaiadis BM’den –bunu Lute’a da söyledi- referans şartlarına bu değişmemiş çerçevenin, yani başka notlara, metinlere veya versiyonlara atfedilenlerin değil, BM Genel Sekreteri’nin önerdiği şekliyle 6 parametrenin eklenmesini bekliyor” dedi.
SİYASİ PARTİLER
Gazete devamla, kayıp 4 Temmuz belgesine dair tartışmanın yankılarının sürdüğüne dikkat çekerek Rum siyasi partilerinin konuya ve AKEL ile Rum yönetimi arasındaki sert tartışmaya dair kendi kanaatlerini ortaya koyduklarına işaret etti.
Anastasiadis’in Politis gazetesine söyleşisinde, Girne’nin 1974 öncesi nüfusu hakkında söylediklerine dair polemiğe de dahil olduklarını yazan gazete, DİKO’nun, Sözcü Prodromu’nun, Anastasiadis’in sayısal hata yaptığı açıklamasını “kışkırtıcı” diye niteledi ve “Başkan, işgal bölgelerindeki yasal mülkiyet haklarının kaybedildiğini, göçmenlerin geri dönüş hakkının terk edildiğini ve bütün yerleşiklerin kalacağını iddia etti” görüşünü ortaya koydu.
Tutanak polemiğini “kolay seçim propagandası” diye niteleyerek “gelişmelerin solladığı bir belge üzerinde tartışarak özü kaçırıyoruz” vurgusu yapan Vatandaşlar İttifakı, bütün bunların, Doğu Akdeniz’i “istila etmekle” suçladığı Türkiye’nin askerin çekileceği, müdahale hakkı ve garantilerin olmayacağı bir çözümü kabul etmeyeceğini açıkladığı bir zamanda cereyan etmekte olduğuna dikkat çekti.
Ekologlar, “bizim liderliğimiz 4 Temmuz 2017 gayrı resmî tutanağını ararken Türkler Kıbrıs MEB’inde sondaja hazırlanıyor. Başkan Anastasiadis’in, son Ulusal Konsey toplantısında siyasi parti başkanlarına Erdoğan’ın niyeti konusunda söyledikleri, doğrulanmıyor görünüyor. AKEL ve DİSİ Guterres Parametrelerinin kabul edildiğini savunurken, Ekologlar ise Başkan’ın ve 2017 Temmuzu’na kadar kendisini destekleyenlerin ‘usta icraatlarıyla’ batırdığını söyledi” dedi.
POLİTİS: “BİR ŞEKİLDE ORTAK NOKTAYA ULAŞILDI”
Politis “30 Haziran Başlangıçtı” başlıklı haberinde, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Burcu’nun, “bir Guterres Çerçevesi var, o da 30 Haziran 2017 tarihlidir, 4 Temmuz 2017’de müzakereciler görüşmesi oldu, ortak anlayışa varılmadı” ve Rum Sözcü Prodromu’nun “Çerçeve 30 Haziran’da sunuldu ama Kıbrıs Rum tarafı referans şartlarına Genel Sekreter’in sunduğu şekliyle girmesini istedi” şeklindeki dünkü açıklamalarını işaret ederek “Kıbrıs Türk ve Rum tarafları dünkü açıklamaları ile bir şekilde ortak noktaya ulaştı” yorumunu yaptı.
“4 TEMMUZ TUTANAĞINA VE LUTE’UN BİLGİLENDİRİLMESİNE DAİR PROSEDÜR İYİ GİDİYOR”
Alithia’nın “4 Temmuz Tutanağına Dair Prosedür İyi Yolda” başlıklı haberine göre Hristodulidis dün SuperSport FM’e verdiği söyleşide, Guterres Çerçevesine dair tutanakların bulunması ve Jane Holl Lute’un 4 Temmuz’da konuşulanlar hakkında bilgilendirilmesi prosedürünün iyi gittiğini söyledi; Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmalarına katılacak şirketlere de “cezaya çarptırılabilecekleri” tehdidinde bulundu.
Habere göre Münih, Brüksel ve Dublin ziyaretlerinden ve Espen Barth Eide ile görüşmesinden sonra, “4 Temmuz tutanağına” dair görüntünün netleşip netleşmediği” sorusuna muhatap olan Hristodulidis “Crans Montana’da ne olduğuna dair gelişmeleri kimse sorgulayamaz” dedi, şunları söyledi:
“30 Haziran’da Genel Sekreter Crans Montana’ya geldi, bütün müdahil taraflarla görüştü ve gece, bütün müdahillerle bir araya geldiği yemekte Çerçevesi’ni şifahen sundu. Eide ertesi gün bu çerçeveyi özetlemeye çalıştı ve elektronik posta yoluyla Mavroyannis ve Nami’ye gönderdi. Daha sonra her ikisi de, Eide’nin gönderdiğinin Genel Sekreter’in söylediklerini yansıtmadığı cevabını verdi. Bu nedenle Eide’nin bazı konuları netleştirmek üzere Genel Sekreter’le konuşması gereği ortaya çıktı ve 4 Temmuz’da Eide bütün taraflara yeniden sözlü izahatla sundu. Tutanakla ilgili mevzu vardır ancak Sayın Lute’u o sabah (4 Temmuz) konuşulanlar hakkında bilgilendirmek için bazı eylemlerde bulunuyoruz, bunun olacağından, olmaya başladığından da iyimseriz. Bu önemlidir çünkü Başkan Anastasiadsi’i yazılı öneri sunmaya yönlendiren 4 Temmuz sabahı yapılan izahattı.”
“LUTE’UN ANKARA VE ATİNA TEMASLARI DA, AKINCI-ANASTASİADİS GÖRÜŞMESİ DE ÇOK ÖNEMLİ"
Hristodulidis, daha önce Londra’ya giden Lute’un önümüzdeki hafta Atina ve Ankara’ya gideceğini hatırlatarak “bu çok önemli, Başkan’ın Sayın Akıncı’yla görüşmesini de çok önemli buluyoruz. Bu görüşmede, referans şartlarında anlaşmaya varılarak, müzakerelerin Crans Monana’da kaldığı yerden başlamasını gündeme getirecek olguların oluşmasını umuyoruz, en azından Başkan Anastaiadis görüşmeye bu niyetle gidiyor. Önümüzdeki dönem belirleyici olacak ve bu hedefe yakın olup olmadığımızı gösterecek” dedi.
Cenevre’de Eide’nin, tutanaklar konusunda kendisini Genel Sekreter’e ve teknokratlara havale ettiği, söylenenlerin doğru olmadığını söyleyen Hristodulidis “bu konjonktürde öz, Sayın Lute’un 4 Temmuz sabahı tartışılanlar hakkında bilgilendirilmesi için bütün eylemlerde bulunuyor olmamızdır ve bunun olmaya başladığından iyimseriz” dedi.
“ASLA ÖYLE BİR ŞEY DEMEDİ”
Gazete, Hristodulidis’in, Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in Cumhurbaşkanı Akıncı’yı, müzakerelerin yeniden başlaması nedeniyle sondajları ileri götürmeyecekleri konusunda temin ettiği “iddiasını” şu sözlerle yalanladığını yazdı:
“Başkan asla öyle bir şey demedi. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin enerji planlamalarının ertelenmesi asla gündeme gelmedi, enerji planlamalarımız müzakere masasında değildir.”
TÜRKİYE’NİN OLASI SONDAJINA KATILACAK ŞİRKETLERE “UYARI”
Gazeteye göre, Türkiye’nin 2014’ten beridir bölgede araştırmalar yaptığını, kendilerinin de Türkiye’nin sözde Rum MEB’i içerisinde sondaj yapmasını engellemek için Doğu Akdeniz’deki enerji gelişmeleriyle ilgilenen devletler, sözde Rum MEB’inde faaliyet gösteren şirketler ve onların devletleri ve komşu devletler ile bazı faaliyetlerde bulunduklarını söyledi. Hristodulidis şunları ekledi:
“Kıbrıs MEB’inde faaliyet gösteren şirketler, Türk cesaretini caydırmamış görünüyor. Bu önemli. Bir sondaj olması için şart sadece bir sondaj gemisi olması değil. Pek çok şirket ve alanın uzmanı tarafından destek çalışmaları yapılması gerekir, anlaşılacağı gibi, olası yasadışı sondajlara müdahil olacaklar uluslararası düzeyde bazı yaptırımlara uğrar, bunlar da yasadışı faaliyetlere katılanların aleyhine olur.”
SIDDIK: “GÖRÜŞMELERİN ŞEKLİNE LİDERLER KARAR VERECEK”
Gazete “Gayrı Resmî Görüşmelerinin Şekline İki Lider Karar Verecek” başlıklı haberinde, BM Barış Gücü Sözcüsü Alim Sıddık’ın Rum Haber Ajansı’nın Cumhurbaşkanı Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in 26 Şubat’ta Genel Sekreter’in Kıbrıs Özel Temsilcisi Elisabeth Spehar’ın ara bölgedeki konutunda gerçekleşecek görüşmesiyle ilgili sorusuna karşılık “görüşmelerinin şekline liderler karar verecek” dediğine dikkat çekti.
Habere göre Spehar’ın bu görüşmeye ev sahipliği yapacağını hatırlatan Sıddık, (görüşmenin) “nasıl gelişeceğine karar vermek liderlere kalmış. Biz, görüşme öncesinde ayarlamaları tamamlamak için her iki tarafla da sürekli temas halindeyiz” ifadelerini kullandı.