Kendisi yetmedi eki geliyor! "Sırada ek protokol var..."

Başbakan Yardımcısı Ve Maliye Bakanı Denktaş, Türkiye ile imzalanan “2016-18 Yapısal Dönüşüm Programı”yla ilgili TAK muhabirinin sorularını yanıtladı…

Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, Türkiye’yle imzalanan “2016-2018 Yapısal Dönüşüm Programı” konusunda içinin rahat olduğunu; yapılması öngörülenlerle ilgili ülke yararına, kararlı bir yürüyüşleri olacağını söyledi.

Denktaş, Türkiye ile sosyal politikalar konusunda ek bir protokol imzalamalarının da gündemde olduğunu ve Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım’ın çarşamba günkü ziyaretinde bu konuyu da görüştüklerini açıkladı. 

TAK muhabirinin “2016-2018 Yapısal Dönüşüm Programı” konusunda sorularını yanıtlayan Denktaş, programın Bakanlar Kurulu’nun dünkü toplantısında onaylandığını açıkladı.

Denktaş, önceki hükümetin mutabık kaldığı konulara hiç dokunmadıkları programda DPÖ, yargı, telekomünikasyon, elektrik ve limanlar konularına odaklandıklarını ifade etti.

Denktaş, telefon ve elektrikte özelleştirme; limanlarda ise liberalleşme öngördüklerini bildirdi.

Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, Türkiye ile imzalanan programı niye kamuoyuna açıklamakta geciktikleri ve neden imza töreni düzenlenmediği ve teati yoluyla imzalandığı sorularına karşılık şu yanıtı verdi:

“ARALIKTA İMZALANMASI GEREKİRDİ, HAZİRANDA TÖREN YAPMAK HOŞ DEĞİLDİ”

“Bu programın imzalanması gereken tarih geçen yıl aralıktı. 2016’nın ortasında yani altıncı ayda imza töreni yapmak hiç de hoş değildi. ‘Utandık mı’ diye sordular, ben de cevap verdim, ‘esas utanılacak olan 2015 Aralığında imzalanması gereken bir protokolün imzalanmamış olması ve bu tarihe uzatılmasıdır.”

“TEATİYLE İMZA OLAĞAN YÖNTEM”

Bu tür anlaşmaların teati usulüyle imzalanmasının olağan yöntemlerden biri olduğunu ifade eden Denktaş, 2-2 buçuk hafta önce taslak üzerindeki çalışmayı tamamladıklarında Türkiye’deki hükümet krizinin ortaya çıktığını ve konunun yeni hükümete bırakılması yaklaşımı hakim olduğunu anlattı.

Denktaş, daha fazla gecikilmemesi için imza teatisi yoluyla imzaladıklarını ve o günün öğleden sonrasında ise Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım’ın KKTC ziyaretinin açıklandığını kaydetti.

Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Denktaş, Yıldırım’ın ziyareti sırasında bir törenin ise, imzayı atan TC Başbakan Yardımcısı olduğu için uygun bulunmadığını ancak programın dün Bakanlar Kurulu’nda da onaylandığını söyledi.

Hem ekonomik hem de mali protokolün teati yöntemiyle imzalandığını kaydeden Denktaş, içerikteki hedeflerde her zamanki gibi tarihler bulunduğunu ifade etti.

“ÖNCEKİ HÜKÜMETİN MUTABIK OLDUĞU KONULARA HİÇ DOKUNMADIK”

Serdar Denktaş, imzalanan metinde bir önceki hükümetin vardığı mutabakatın devamını getirdiklerini, A’dan Z’ye tümünü müzakere etmediklerini; bir önceki hükümetin mutabık olduğu konulara hiç dokunmadıklarını, aynen kaldığını açıkladı.

“5 KONU ÜZERİNE ODAKLANDIK: DPÖ, YARGI, TELEKOMÜNİKASYON, ELEKTRİK VE LİMANLAR…”

Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, “DPÖ, yargı, telekomünikasyon, elektrik ve limanlar” olmak üzere 5 konu üzerine odaklandıklarını söyledi.

Bu konularda kendi görüşlerini ortaya koyup gerekli değişiklikleri yaptıktan sonra imzalama aşamasına geldiklerini ve programı, Başbakan Hüseyin Özgürgün ile Türkiye Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in teati yoluyla imzaladığını anlattı.

“YILDIRIM’IN SÖZLERİ İYİ NİYETLİ”

Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım’ın “Türkiye’de ne varsa, KKTC’de de olacak” sözleriyle ilgili eleştirel yorumların hatırlatılması üzerine Denktaş, “Türkiye’nin her söylediğini negatif almak isteyen etkin bir kesim bulunduğunu”, oysa Yıldırım’ın bu sözü son derece iyi niyetle söylediğini belirtti.

Türkiye’deki güzel şeylerin KKTC’ye de olmasından söz edildiğini kaydeden Denktaş, Türkiye’deki belediyelerin güzel uygulamalarını, çevre düzenlemelerini, Türkiye’deki bürokraside otomasyona geçilmesi gibi konuları örnek gösterdi.

“E-MALİYE SONUÇLANIYOR”

Serdar Denktaş, bu bağlamda, “e-maliye”nin sonuçlandırılması çalışmalarını salı günü başlatacaklarını ve 4 ay sonra, tüm beyanların, vergilerin, ödemelerin, takiplerin, denetlemelerin elektronik ortamdan yapılabileceğini açıkladı.

Kamu maliyesinde disiplin dışı görülen neler olduğu sorusuna karşılık Denktaş, “Disiplin dışı uygulama geçmişte vardı. Ersin Tatar, Zeren Mungan ve Birikim Özgür’ün Maliye Bakanlıkları döneminde bütçe bayağı disiplin altına alınmış durumda” dedi.

Denktaş, Birikim Özgür’ün döneminde sonuç aşamasına getirilen Mali Disiplin Yasa Tasarısı’nın önümüzdeki günlerde Bakanlar Kurulu’nda görüşüleceğini belirterek uygulama için birçok başka yasanın değişmesi, düzenleme yapılması gerektiğini söyledi.

Serdar Denktaş, bütçe tekniği açısından var olan disiplinin daha da iyileştirilmesi, bütçedeki kalemlerin aşılmaması gibi uygulamaların devam edeceğini kaydetti.

ÖZELLEŞTİRMEDEKİ YAKLAŞIM… “KAMU-ÖZEL İŞBİRLİĞİ…”

Özelleştirmeler konusundaki sorular üzerine de Denktaş, yaklaşımlarının var olan sistemin devlette kalacak şekilde iyileştirilmesi ve kâr ortaklığı şekline dönüştürülerek kamu-özel işbirliğinin yürürlüğe konması olduğunu açıkladı.

Denktaş, bunun ülkede denenmiş bir uygulama olduğunu da belirterek GSM operatörlerin ilk zamanlar kamu-özel işbirliğiyle çalıştığını; sonra CTP hükümeti döneminde özelleştirildiğini hatırlattı.

“TELEFON VE ELEKTRİKTE ÖZELLEŞTİRME; LİMANLARDA LİBERALLEŞME VAR”

“Bunu şimdi biz çok farklı şekilde ele alıyoruz. Sendikalarla da konuşarak, uzlaşarak bu sürede telefon, elektrik konusunda bu adımları atacağız. Limanlarda özelleştirme değil liberalleşme var”  diyen Denktaş, şu anda Mağusa Limanı’nın özelleştirilmesinin gündeme gelmemesi gerektiğini savunduklarını çünkü kısıtlamalar altındaki bir limanı özelleştirmenin “fındık fıstık parasına devretmek anlamına geleceğini” söyledi.

Denktaş, “Dolayısıyla o, bir çözüm sonrasına veya ambargoların kalkmasına bağlı bir olay” ifadesini kullandı.

“KAMUDA ÇALIŞMA SAATLERİ DEĞİŞMELİ”

Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, kamuda çalışma saatlerinde öngörülen değişiklik konusunda, geçmişteki uygulamalara değinerek, şu andaki mesai saatlerinde bir düzenlemenin gerektiğini, bunun herkesçe beklendiğini söyledi.

“Bu konuda konsensüs arayacak mısınız?” sorusuna karşılık Denktaş, “Atacağımız her adımda bir konsensüs arayışı olacak ama bu herkesin evet diyeceği bir şey olmayabilir. Bir takım kesimler siyaseten, bir takım kesimler gerekçeli karşı çıkacak. Gerekçeleri ne oranda karşılayabilirsiniz, bu önemli... Bakacağız” dedi.

“ÇARPITABİLME BECERİSİNE HAYRANIM”

Denktaş, Türkiye’yle imzalanan “Gençlik ve Spor Bakanlığı Koordinasyon Ofisi Anlaşması” konusundaki eleştirilere tepkisini “Koordinasyon Ofisi Anlaşması’nda yazılanları bu şekilde çarpıtabilme becerisine hayranım” ifadeleriyle dile getirdi.

Ofisin Türkiye’deki Spor Fonu’nun ülke gençliği için kullanılmasına olanak sağlayacağını, başkanının Türkiye’den atanacağını çünkü Türkiye kaynağının kullanılacağını ancak personelin KKTC vatandaşı olacağını anlatan Denktaş, Türkiye’deki KKTC büyükelçiliği ve konsolosluklardaki personel nasıl ki KKTC tarafından belirleniyorsa, ofis elemanlarının Türkiye tarafından belirlenmesinin de doğal olduğunu belirtti.

Denktaş, uluslararası anlaşmalarda Viyana Konvansiyonu’na atıf yapmak gerektiğini ifade ederek, çünkü personelin çalışma koşullarının ve muafiyetlerinin bu konvansiyonca belirlendiğini söyledi.

Serdar Denktaş, Koordinasyon Ofisi’nin Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun KKTC’deki yurtlarının koordinasyonunu da sağlayacağını, bu yurtların idaresinin zaten kurumca yapıldığını belirtti. Denktaş, yıllar önce Türkiye’de Kıbrıs yurtları bulunduğunu da hatırlatarak benzer bir uygulama olduğunu ifade etti.

“SALDIRILAR VIZ GELİR, TIRIS GİDER”

Gençlik ve Spor Bakanlığı Koordinasyon Ofisi Anlaşması’nda kendilerini rencide eden hiçbir şey bulunmadığını söyleyen Denktaş, “Zorlama, yanıltma ve manipülasyonla gelen saldırılar da vız gelir, tırıs gider” dedi.

“SOSYAL POLİTİKALAR İÇİN DE PROTOKOL GÜNDEMDE”

Serdar Denktaş, “2016-2018 Yapısal Dönüşüm Programı”nın bir yandan disiplinli bir mali politika uygulanmasını öngörürken, bir yandan da halkı esenlendirici, hayatı kolaylaştırıcı ve hayat kalitesini yükseltici bir takım sosyal politikalara ihtiyaç olduğunu ve bunları 2017’ye yönelik özel bir protokolle gündeme getireceklerini ifade etti.

Denktaş, yapısal dönüşüm programında yer alması gereken ancak yer almayan bazı konular daha bulunduğunu, Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım’ın ziyaretinde, sosyal politikalar konusunda bir ek protokole ihtiyaç duyacaklarını ifade ettiğini ve içeriğini de biraz tartıştıklarını açıkladı.

Denktaş, bu konuda Türkiye Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’le bir çalışma başlatacaklarını ifade etti.

“SEYRÜSEFER KONUSU 20’NİN ÜZERİNDE YASAL DÜZENLEME GEREKTİRİYOR”

Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Denktaş, seyrüsefer ücretlerinin akaryakıta aktarılması konusundaki çalışmanın niye halen tamamlanıp açıklanmadığı sorusunu yanıtlarken, “Kolay mı zannediyorsunuz? 20’nin üzerinde yasal düzeleme gerektirir. Bizim kafamızda aşağı yukarı netleşmiştir” dedi.

Denktaş, “rakam telaffuz etmek istemediğini; bu çalışmanın sadece kayıt dışı seyrüseferi kaldırmak için değil, birçok konuyu kayıt altına almayı ve vergilendirmede iyi noktaya gelinmesini sağlayacak, çağdaş ve son derece büyük bir yenilik olarak yakında açıklanacağını” söyledi.

Serdar Denktaş, yapılan tartışmalardan ve eleştirilerden yararlandıklarını, son derece güzel öneriler de bulunduğunu, bazı kesimlerin eleştirilerini ise gülümseyerek izlediğini belirtti. Denktaş, “Tarım sektörünün çekinceleri var, bunları dikkate alıyor musunuz?” sorusu üzerine “Hiç kimsenin çekincesi olmasına gerek yok. Öyle bir sistem kuruyoruz ki herkes bundan yararlanacak. Ancak şunu söyleyeyim, kimse muafiyet var diye, muafiyetle, sübvansiyonla aldığı mazotu veya benzini bir başka maksat için de kullanamayacak. Artık o dönem de sona erecek çünkü hepsi kontrol altında olacak” dedi.

“BELEDİYELER SU KONUSUNDA KARAR ÜRETSİN”

Serdar Denktaş, Türkiye’den gelen suyun dağıtımıyla ilgili sorun konusunda şöyle konuştu:

“Vana konusu çözülür, sorun değil. Esas mesele, hangi belediyeler bu suyu alacak bunun ortaya çıkması lazım. Bazı belediyelerden gelen bilgiler var, onları toparlayıp gözden geçiriyoruz. Ama artık belediyeler bu suyun kendilerine mal oluşunun 2.30 TL olduğunu kabul etmesi, vatandaşa bu suyu geçiş sürecinde nasıl ve ne kadara yansıtacaklarının kararını üretmesi ve süratle çalışmanın başlatılması lazım. Sıcaklar bastırıyor. Bu sıcak havalarda tarımda da, evlerimizde de suya büyük ihtiyaç var. Mağusa bir aydır doğru düzgün su almıyor. Gönyeli 4 günde bir su alıyor. Bu gereksiz tartışmalardan kurulup bir an önce işimize bakalım…”