KKTC’de bulunan Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi, adı üzerinde bir dairedir ve 15/1987 sayılı yasası gereğince Maliye Bakanlığı’na bağlıdır.
Bu dairenin yasasında kuruluş amacı şöyle tanımlanmaktadır:
- Devlete ait taşınır ve taşınmaz malları edinmek,
- yönetmek,
- kontrol ve muhafaza etmek,
- taşınmaz malların kira bedellerini saptamak ve tahsil etmek,
- kurumların, araç, gereç, kırtasiye, döşeme-demirbaş ve her türlü taşınır, taşınmaz mal ve malzeme gereksinimini temin etmek,
- imal etmek,
- ambarlamak,
- kaydını tutmak ve
- denetimini yapmaktır.
Koyulaştırıp altını çizdiklerimi; ganimet bulmadıysanız, gökten düşmediyse ya da kötü niyetle peşkeş çekmeyecekseniz, mutlaka İHALE yöntemlerinden biri veya bir kaçı ile edinmek veya saptamak veya temin etmek MECBURİYETİNDESİNİZ.
Keza, muhafaza ederken ya da imal ederken de, eğer bir mal/hizmet kullanacaksanız, bakımını yaptıracaksanız, İHALE usullerinden birini mutlaka kullanmak zorundasınız.
Tabii devletseniz veya en azından “olmak” iddiası taşıyorsanız!
Sonradan, çıkaranların pişman oldukları ve geniş çaplı bir değişiklik düşünerek 14 Mart 2016 tarihli Kamu İhale Yasası’nı, HADIM etme/KISIRLAŞTIRMA amacı güdenler bu değişiklik senaryosunu boşuna planlamamışlardır.
15 Kasım 2016 tarihinde yürürlüğe giren bu yasada, hangi kurum/kuruluş/daire/idare/makamın, nasıl ve ne şekilde ihaleye çıkacağı açıkça belirlenmiştir.
Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi de açıkça ve çok net olarak bu kapsamda sayılanlardan biridir.
20/2016 sayılı Kamu İhale Yasası’nın 4(1) maddesi (Bakanlıklara bağlı daireleri) kapsam içine almakta, bununla da yetinmeyip 4(2) maddesinde “KİRALAMA VE KİRAYA VERME İŞLEMLERİyasa kapsamında gerçekleştirilir” demektedir.
Bu kadar açık ve net olan yasa maddelerini Başsavcılığa yorumlatmak gerekir mi? Bu da ayrı bir tartışma konusudur.
Şimdiye kadar devlet malının tutanın elinde kalması ve kapişari yöntemiyle heba edilmesi bu esasların uygulanmamasından dolayıdır.
Devlet kurumlarının ihtiyacı olan mal ve hizmetlerden olan; kırtasiye, akü, araba lastiği, araç sigortalanması, araç, toner gibi birçok malzeme, Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi marifetiyle İHALE usullerinden biriyle alınırken (Merkezi İhale Komisyonu web sayfasından görülebilir), parasal tutarı bunlardan kat kat fazla olan KİRALAMA/KİRAYA verme işlemleri neden ihaleye çıkılmadan peşkeş çekilmektedir?
“Akü alımında ihaleye çıkılır” diyen bir madde olmaması (DEMD yasasında), nasıl ki akü için ihaleye çıkmanızı engellemiyorsa ve çıkıyorsanız, demek ki; arazi/bina için de ihaleye çıkılacağını yazan bir madde olması doğal olarak gerekmemektedir. Akü için ihaleye çıkan mantık bina/arazi için mutlaka çıkmalıdır. Yasada sayılan görevlerinizi yerine getirirken bunun nasıl yapacağınız, kapsamı içerisinde bulunduğunuz diğer yasalardan da açıkça anlaşılabilmektedir. İhale Yasası size bu görevi net olarak emretmektedir.
Kamu İhale Yasası değişikliği gündeme geldiğinde, bu softa şaşırtmalarına mutlak surette dikkat edilmelidir. Yürürlüğe girdiği 2016 yılı sonundan itibaren ihalelerde büyük yolsuzluk söylentilerinin duyulmaması bu yasanın ufak değişikliklerle mükemmele yakın duruma getirilebileceğinin ipuçları olarak kabul edilmelidir.
Babadan-oğula ya da kıza devri artık son bulmalıdır. Bir yerden başlanılmalıdır. İşte “o” yer “bu” yer olmalıdır.
“Tavşana kaç, tazıya tut!” mantığı kabul gören, sevilen bir yöntem değildir.
“Kermiya’ya kaç, Yenişehir’e tut!” mantığının hiç hoş olmayacağı gibi!
Doğruluk ve dürüstlükle hizmet amacında olan, CTP-HP-TDP’ye önemle duyurulur.