14 Mart 1906’da Ortaköy’de kerpiçten yapılmış eski bir evde doğdu. Annesi Pembe Hanım ve Babası Mehmet Hüseyin Küçük Bey’in 7 çocuğundan ikincisi olarak dünyaya geldi.
Kendisine bir öğretmeni tarafından ek isim olarak verilen ‘Fadıl’ ismini, 11 Haziran 1945’te ‘Fazıl’ olarak değiştirdi ve bu tarihten itibaren bu adı kullandı.
Çocukluk yılları Ortaköy’de çifçilik yapan babasına yardım ederek geçti. 1912 yılında Lefkoşa Sarayönü Mektebi’nde ilkokula başladı ve 1 yıl sonra Tarakçı Mektebi’ne (Haydarpaşa İlkokulu’na) geçti. İlköğrenimini 1919’da tamamladı. Aynı yıl, okulun Rüştiye bölümüne başladı ve 1922’de oradan mezun oldu.
İskenderiye’de bulunan kardeşi Hüseyin’in daveti üzerine 1922-23 ders yılında Mısır’a gitti. İskenderiye’de bulunduğu dört ay boyunca Almanca ve Fransızca dil kurslarına katıldı. Ardından aynı yıl Berlin’e gitti ancak orada hiçbir lise Kıbrıs’taki Rüştiye’den aldığı belgeyi kabul etmedi. Bunun üzerine İstanbul’a Fransızca dersleri almaya karar verdi.
İSTANBUL, PARİS VE LOZAN’DA TIP EĞİTİMİ...
Okullar açılınca İstanbul Özel İstiklal Lisesi’ne kaydını yaptırmaya karar verdi. Bir yıl öğreniminde kaybı olan Fazıl Küçük lise diplomasını 1926’da aldı. Tıp öğrenimine aynı yıl, İstanbul Tıp Fakültesi’nde başladı ve Temmuz 1929’da Paris Tıp Fakültesi’ne yatay geçişle kaydoldu. Öğrenciliği sırasında tanıştığı şöhretli bir tıp adamının önerisi üzerine 1933-1934 öğretim yılında İsviçre’deki Lozan Üniversitesi Tıp Fakültesine geçti ve öğrenimini orada tamamladı.
20 Aralık 1935’te ‘Hekimlik Diploması’ aldı. Araştırmayı çok seven ve iyi bir öğrenci olduğu için Mart 1937 yılına kadar asistan doktor olarak, akciğer tüberkülozunun (verem) teşhisi ve tedavisi üzerine ihtisas yaptı. Ayrıca o yıllarda Kıbrıs’ta doğum doktorları olmadığında ve doğumlar eğitimsiz ebeler tarafından yapıldığından, ‘jinekoloji’ dalında da uzmanlık eğitimi yapmaya karar verdi.
1937’DE ADAYA DÖNÜŞ VE DOKTORLUK GÜNLERİ
1937 yılının Mart ayında Kıbrıs’a doktor olarak döndü ve Lefkoşa’nın Girne Caddesi’nde bir evi klinik olarak kiraladı. İsviçre’den getirdiği tıbbı aletlerle mesleğini icra etmeye başladı. Bir yıl sonra aynı cadde üzerinde babasına ait olan bir binaya (Dr. Fazıl Küçük Müzesi) taşındı ve 1960 yılına kadar kesintisiz olarak hastalarını tedavi etmeye çalıştı.
CUMA GÜNLERİ HALKI ÜCRETSİZ MUAYENE EDERDİ...
Bu süreçte haftanın her Cuma gününü yoksul hastalarını ücretsiz olarak muayene etti. İlaç almaya maddi gücü olmayan hastalar için kendisi ilaç hazırladı veya eczanelerden almaları için para verdi.
SİYASİ FAALİYETLERİN BAŞLANGICI VE HALKIN SESİ GAZETESİ...
Siyasi faaliyetlerine 1930’lu yıllarının başlarında İsviçre’de öğrenciyken başlar. Kıbrıs’taki Türk Maarifinin İngiliz Müdürler tarafından yönetilmesinde ısrar eden Kavanin Meclisinin üyelerine karşı savaş açtı. İlk köşe yazısı ‘Söz’ gazetesinde yayınlandı. Köşe yazarlığı yaptığı bu gazete, sahibi Remzi Okan’ın ölümünde dolayı 1942 yılında kapandı. Kıbrıs’ta Türk’ün sesini duyurabileceği bir gazetenin ihtiyacını hisseden Doktor Küçük, 14 Mart 1942’de Halkın Sesi gazetesini çıkarmaya başladı. Gazetenin sloganı, ‘Halkın Sesi…..Hakkın Sesi ve Halkın Dilidir’ oldu. Kendisi köşe yazılarında daha çok toplumsal konulara ağırlık verirken Türk halkının haklarını cesaretle savundu. Özellikle Evkaf (Vakıflar) İdaresi ile okulların yönetiminin Kıbrıslı Türklere devredilmesi için büyük mücadele verdi. Bunun dışında Kıbrıslı Rumların hegemonyasında olan Çiftçiler Birliği, İşçi Sendikaları, Esnaf ve Zanaatkarlar Birliği, Ticaret ve Sanayii Odaları ve benzerlerinin Türk kimliği altında toplanmalarını sağladı.
Türk halkının iktisadi yönde kalkınmasını sağlamak için Türkiye’den güçlü finans kuruluşlarının ve ayrıca, Türk okullarında eğitim verebilecek öğretmenlerin Türkiye’den Kıbrıs’a gelmeleri, onun çabalaıylşa mümkün oldu.
Resmen siyasete ilk atılış tarihi ise 21 Mart 1943’te oldu. Lefkoşa Belediye Meclis üyeliğini kazandı ve bu görevi altı yıl boyunca sürdürdü.
Aynı yılın 18 Nisan’ında, Kıbrıs Adası Türk Azınlığı Kurumu (KATAK) kurucuları arasına girdi. Bir yıl sonra KATAK’tan ayrılarak 23 Nisan tarihinde Kıbrıs Milli Türk Halk Partisi’ni (KMTHP) kurdu ve başkanılığına seçildi. Parti programının ana hedeflerinden biri de adanın Yunanistan’a ilhakını (Enosis) önlemekti. KMTHP 23 Ekim, 1949’da KATAK ile birleşerek Kıbrıs Milli Türk Birliği (KMTB) adı altında çalışmalarını sürdürdü. Kıbrıs Rum toplumu, Nisan 1955’te Kıbrıs’ı Yunanistan’a ilhak etmek için mücadele başlatınca ‘O’ da partisinin adını Kıbrıs Türktür Partisi (KTP) olarak değiştirdi.
Dr. Fazıl Küçük, Süheyla hanım ile 23 Şubat, 1942 tarihinde aile arasında nişanlandı ve 1946 yılında evlendi. Kızları, Pembe Akın, 9 Ekim, 1946 ve oğulları Mehmet Akay ise iki yıl sonra 30 Eylül, 1948 tarihinde dünyaya geldi. Çabalarıyla, sömürge döneminde, Kıbrıs’ta yaşayan Türk halkını ‘Müslüman Cemaati’ statüsünden alarak ‘Kıbrıs Türk Toplumu’ olarak kabul ettirdi. Ardından da halknın, Kıbrıs Cumhuriyetinde eşit haklara sahip ortak olmasını sağladı.
KIBRIS DAVASININ TÜRKİYE’DE BENİMSENMESİ İÇİN ÇABA HARCADI
Kıbrıs’ın sömürge idaresi altında olduğu dönemlerde de Türkiye’nin yöneticileri ile sıkı bir temas içisine girdi ve daha da önemlisi tüm Anadolu’yu dolaşarak Türkiye halkının Kıbrıs’ı ‘Milli Dava’ olarak kabul etmesinde ve buradaki halka sahip çıkmasında rol oynadı.
EOKA’YA KARŞI MÜCADELE YILLARI
1 Nisan 1955 tarihinde EOKA’nın (Kıbrıs’ı Yunanistana İlhak etmek için kurulan silahlı yeraltı örgütü) faaliyetlerine başlayınca, ilk önce Kıbrıs Türk Mukavemet Birliği (KTMB) ve ardından da Eylül 1955’te Volkan adlı gizli örgütü kurdu. 1958 yılında en son kurulan örgüt olan Türk Mukavemet Teşkilatı’nda (TMT) en yüksek seviye olan ‘Ağrı’ kod adı ile yerini aldı.
KIBRIS CUMHURİYETİ’NİN İLK CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI
11 Şubat, 1959’da Türk ve Yunan Dışişleri Bakanları arasında varılan anlaşma neticesinde altı gün sonra Londra’da yapılan konferansta Kıbrıs Türk halkını temsil etti ve orada Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kuruluş Anlaşmaları’nı halkı adına imzadı. Bu imzalanan anlaşmalara göre Kıbrıs’ın Cumhurbaşkanı Rum, Cumhurbaşkan Muavini ise Türk olacaktı. 16 Ağustos, 1960 tarihinde kurulan Kıbrıs Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı Makarios, Cumhurbaşkan Muavinliğine ise Dr. Fazıl Küçük getirildi. Ancak kurulan bu Cumhuriyetin ömrü sadece üç buçuk yıl oldu.
KIBRIS CUMHURİYETİ SONLADI, DOKTOR KÜÇÜK’ÜN LİDERLİĞİ SÜRDÜ
21 Aralık, 1963 ‘Kanlı Noel’de Rumlar Kıbrıs’lı Türklere saldırdı. Bunun neticesi olarak on binlerce Türk köylerini terketmek zorunda kaldı. Doktor Küçük başkanlığında yapılan çalışma ile bu göçmenler daha güvenli yerlere taşındılar. Göçmenlerin her türlü sorunları ile şahsen ilgilenen Dr. Fazıl Küçük, Lefkoşa bölgesindeki ailesine ait toprakları Göçmenköy’ün yapılması için bağışladı. Bu çatışmalar sonrası oluşan yönetime ‘Genel Komite’ ve Aralık 1967’dekinin ismi de ‘Geçici Kıbrıs Türk Yönetimi’ adı verildi. Bu yapıların başında yer alan Doktor Küçük, Kıbrıs Cumhuriyeti sonlandıktan sonra da Kıbrıslı Türklerin lideri olmayı sürdürdü.
YAŞAMININ SON DÖNEMİ
Kendi isteğiyle 18 Şubat, 1973 tarihinde, 67 yaşında siyasi görevden ayrıldı. Ancak gazetesinden ayrılmadı. Sağlığının bozulduğu 1983 yıllarının sonuna kadar köşe yazılarına devam etti ve fiilen gazetesinin başında bulundu. 15 Ocak, 1984’te tedavi için gittiği Londra’nın Westminster Hastanesinde saat 10.28’de boğaz kanserine yenik düştü. Naaşı 19 Ocak tarihine kadar Londra’nın Shacklewell Lane Camii’nde, İngiltere’de yaşayan Türklerin ziyaretleri için bulundurulduktan sonra Kıbrıs’a getirildi. İki gün Cumhuriyet Meclisi’nde katafalkta kaldı ve 23 Ocak’ta büyük kalablıkların katıldığı cenaze töreni ile Lefkoşa’daki Anıttepe’ye geçici olarak gömüldü. Ebedi istirahatgahı olan Anıt Mezarın inşaatı Aralık 1989 tamamlanınca da büyük bir törenle buraya defnedildi.