Gündemde seçim vardı. Yoğun bir o kadar da yorucu bir seçim dönemi geride kalmak üzere. Bu akşam seçim yasakları devreye girecek. Seçim yasaklarının ardından ise yarın sabah saatlerinde Kıbrıs Türk halkı toplum liderini belirlemek üzere oy kullanacak. Hiç kuşkusuz bu gece yine simsiyah arabalar karanlık sokaklarda, önceden belirlenmiş evlerin önünde duracak. Bu gece yine para pazarlıkları yapılacak ve namusunu, şerefin, karısını, çocuklarını pazarlık masasına koyacak birileri. Her seçim döneminde olduğu gibi, satın alınan insanlar olacak. Metal kutuya düşen katlanmış kağıt ile cebini dolduran namussuzlar, sattıklarının ne olduğunu fark edecek mi acaba? Bir tek oylarını mı satmış olacaklar? Bedenini satan, saatlik veya gecelik olarak seksten para kazanan fahişelerden farkı olacak mı bu kişilerin. Kendi bedenlerinin ötesinde adına pezevenk denen ve kadın pazarlayan kişilerden farkı olur mu karısının veya çocuğunun, anne ve babasının oyunu satanlar? Sanmıyorum. Kendine güvenmeyen, söylemlerine, ilkelerine güvenmeyen kişiler değil midir oy satın alanlar? Lider denildiği zaman karizması ile kitleleri sürükleyebilen kişilikler aklıma gelir. Lider olmak koltukta olabilmek için toplumun iradesini satın almaktan geçmemeli. Ama “sözüm kime” diye kendi kendime de kızıyorum. *** Bir zamanlar kapılarına kilit vurmayan, Yasemin kokulu sokaklarda yürünen, yaz mevsimlerinde damlara, ev bahçelerine yataklar kuran bir toplumdu Kıbrıs Türkleri. Paraya pula değer vermeyen, karakterini satmayan bir nesildi. Oysa he şey gibi bunlar da değişti. Seçime sayılı saatler kaldı. Belki deneyime, belki yaşa, belki bayrağa belki hırsa oy vereceksiniz. Belki geçmişinize belki de geleceğinize yatırım yapacaksınız. Hatta yukarıda belirttiğim gibi bugüne yatırım yapıp cebinizi de doldurabilirsiniz. Günün çocuklarımızın günü olduğunu unutmamalı. Ben yarın sabah sandığa gittiğimde doğmamış çocuklarım için oy kullanacağım. Bu ülkeye kök salmak için, daha da özgür olmak için oy kullanacağım. Ben sırf birileri tarafından gökten zembille indirilen ve kendi içinde bile ciddi çatışmalarla boğuşan aday veya adaylara değil geleceğime yön vereceğine inandığım bir aday için oy kullanacağım. *** Garip bir çıkmazın içinde doğdum. Dünyaya merhaba dediğim o ilk gün, her bebek gibi çığlıklarla dünyaya merhaba demişim. Tıpkı sizin gibi, tıpkı ülkem gibi… Cem Karaca’nın şarkısındaki temenni gibi olmadı o hikayemiz. Ancak o şarkı sözleri belki de bizim hikayemizi anlatıyor… Sandığa bir de bu yansımalı… Bugün sen çok gençsin yavrum Hayat ümit neşe dolu Mutlu günler vaad ediyor Sana yıllar ömür boyu Ne yalnızlık ne de yalan üzmesin seni Doğarken ağladı insan bu son olsun bu son Doğarken ağladı insan bu son olsun bu son