Kıbrıslı Rumlara güvenmek

Oshan SABIRLI

Tarih dersi yüzyıllardır toplumlara farklı eğitim kurumları içerisinde hep verilmiştir. Benim çocukluğumda da tarih öğretisi içerisinde Kıbrıslı Türklerin ve Türklerin tarihini yine tarih kitaplarından, öğretmenlerimizden öğrendik. Türk toplumunun göçebe bir toplum olduğu ve Altay dağlarında bir bozkurt tarafından kurtarıldığı hatta özgür kılındığı, gelişimin ve yayılımın bu çerçevede başladığı anlatılırdı kitaplarımızda. Küçücük dünyamızda, bir vadiye sıkışan küçük bir grubun gelişimi ve dağılması hayal edilirdi. Öte yandan Kıbrıs Türklerinin tarihini düşündüğümde ise ilkokul yıllarım aklıma gelir. Her ne kadar savaşı yaşamasam da, savaşın etkisi olmadan büyüyen tek bir çocuk yoktur sanırım bu topraklarda. Kıbrıs Türklerinin tarihi biraz manüpile biraz efsane ile birleşip, adadaki diğer toplumları ve ırkları ötekileştiren, küçümseyen bir yapıdaydı benim neslim için. Üstelik hiç unutmam, güzel basılmış ilkokul Kıbrıs Tarihi kitabının son yapraklarında resimler vardı. Bu resimler 1963 – 1974 yılları arasına basılmış, ikonlaşmış katliam fotoğrafları ile doluydu. Çocukça aklımızda bakmaya bile ürktüğümüz fotoğrafların resimleri saklıydı bu kitapta. Hatta Kıbrıs’ta Rumların hiç olmadığı bir tarih öğretisi ile buluşmuştuk biz. Asurlar, Hitiler, Persler, Venedikliler ve Bizanslılar’dan bahsederdi kitaplarımız. Oysa Kıbrıs Rum toplumu hiçbir yerinde yoktu bu öğretilerin. 1571’de Osmanlı Kıbrıs’ı alırken sebepler oldukça yalın ve bir o kadar da efsaneviydi. İlkokul yıllarımda Kıbrıs’ın nasıl alındığına dair bir de tiyatro oyunu sahnelediğimizi hatırlıyorum. Hatta yanılmıyorsam ben oyunlaştırmıştım bu tarih ders konusunu. Çocukça dünyamda Kıbrıs’tan 3-5 köylünün Anadolu’ya gittiğini, Osmanlı Padişahı Sarı Selim ile görüştüğünü ve Kıbrıs’ta bulunan korsanları şikayet ettiğini canlandırdığımızı hatırlıyorum. Bunun üzerine ise Selim Kıbrıs’ın alınması kararını vermişti. Peki kimdi bu köylüler? Kıbrıs adasında bir tek korsanlar mı vardı? Saldıran, soyan, öldüren, yakan yıkanlar mıydı Kıbrıs’ın sahipleri? Yoksa Kıbrıslı Rumlar korsan mıydı? Kıbrıslı Türkleri de yakıp yıkan öldüren… Çocukluk zamanlarımızda tarihin toplumlar tarafından yazıldığı gerçeğini ve hatta manüpile edilebileceğini hiç düşünemezdim. Üstelik İngilize “History” sözcüğünün özünün bile kandırmaca olduğu yani manüpileye açık olduğu ve HİStory yani “onun hikayesi” anlamına geldiği, ülkelerin yani tarihi farklı anlatabildikleri gerçeği ile buluştum. Çoğu zaman biz “çocuklarımıza ırkçılık, milliyetçilik öğretmiyoruz” yaklaşımının yanlış olduğunu gayet net deneyimledik. Üstelik Barbarlık Müzesi’ne okul olarak gittiğimizde yaşımın 12-13 bile olmadığını, günlerce o manzaranın gözlerimden gitmediğini unutamam. Kıbrıslı Rumlar da masum değil. Üstelik onların eğitim sisteminde onların hayat hikayelerinde de farklı manüpilatif öğretiler de var. Hatta onlar bizim çocuklarımızın korsan bildiği, 1571 tarihinin öncesinden anlatıyorlar “Türk barbarlıklarını”. Üstelik sorunun bir işgal sorunu olduğu, 1571’de topraklarının işgal edildiğini, mülkiyetlerine Osmanlı’nın el koyduğunu ifade ediyor. 1963 - 1974 yılları arasında münferit olaylar olduğunu, adına TMT denilen Türk Terörist Timi’nin olaylar çıkardığını ve bunların isyancı olduğunu savunuyor Rumlar. Şimdi öğrendiklerimizi yeniden gözden geçirmek zamanı. Gerçekleri reddetmeden tarih yazanların kurbanı olmamalı…