Liderler, 9-10 ve 11 Ocak’ta ilk önce kendi aralarında yapacakları görüşmelerde, ardından da garantörlerin de katılacağı 5’li zirvede Kıbrıs konusunda son kozlarını oynayacak.
TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, Cenevre’deki zirveye katılacağını açıklarken, bu tipte bir toplantı formatı Akıncı ve Anastasiadis için bir ilk olacak.
2015 Kasım ayından itibaren müzakereler yoğunlaştırılmış, bu çerçevede, liderler seviyesinde Kasım ayında altı görüşme, Aralık ve Ocak aylarında üçer, Şubat ve Mart aylarında da ikişer görüşme gerçekleştirilmişti.
Ocak ayında liderler Davos’ta BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’la üçlü zirvede bir araya gelmiş, Genel Sekreter Ban zirvenin sonunda "Liderleri mevcut olumlu ivmeden yararlanmaları hususunda cesaretlendirdim" ifadelerini kullanmıştı.
2016 yılı Nisan ayı itibarıyla bulunulan aşamada, özlü müzakerelerde ele alınan ana konu başlıklarından “Yönetim ve Güç Paylaşımı”, “AB” ve “Ekonomi” başlıklarında ilerlemeler kaydedildiği belirtilmişti.
“Mülkiyet” başlığında kısmi ilerlemeler sağlansa da, mülkiyet meselesinde başvurulacak çözüm yolları bakımından belirleyici olacak tanımlar ve kriterler bağlamındaki görüş farklılıklarıysa devam ediyor.
MÜLKİYETTE FARKLI METİNLERDEN TEK METNE DÖNÜŞ...
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Mülkiyet” başlığında artık iki metnin değil tek metnin var olduğunu ve bu metin üzerinde iki tarafın hassasiyetle üzerinde durdukları konular üzerinde çalışıldığını açıklamıştı.
“Güvenlik ve Garantiler” konusu iç güvenlik boyutu hariç, “Toprak Düzenlemeleri” konusu ise ana ilkeler hariç görüşülmemiş olup, müzakerelerin son aşamasında ele alınacak.
SU TEMİN PROJESİ...
Müzakerelerin yoğun olarak sürdürüldüğü bu dönemde bir diğer önemli gelişme de, KKTC’ne Su temini Projesi’nin tamamlanması oldu.
Bu bağlamda, KKTC’nin su ihtiyacının kalıcı çözümünü sağlamak amacıyla Türkiye’den KKTC’ye içme ve sulama suyu sağlanmasını öngören, Anamur’daki Dragon çayından KKTC’deki Geçitköy’e kadar 80,2 km. uzunluğunda bir denizaltı boru hattıyla yılda toplam 75 milyon metreküp içme ve sulama suyu taşıyacak KKTC’ye Su Temini Projesi tamamlanarak, Ekim ayında devreye sokuldu.
Nakledilecek su miktarının ihtiyaca göre ilave edilecek boru hatlarıyla yaklaşık 10 kat artırılması imkânı bulunuyor.
MAYIS AYINDA MÜZAKERE SÜRECİ... İSTANBUL’DAKİ YEMEK KRİZİ...
Mayıs ayında liderler bir kez bir araya gelse de İstanbul’da yaşanan “yemek” krizi Mayıs ayı içerisinde planlanan ikinci görüşmeyi mümkün kılmadı. “BM Dünya İnsani Zirvesi” adlı organizasyona katılan Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın davetiyle Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın da zirveye katılacağını öğrenince yemeğe katılmamaya karar verdi.
Bu arada Mayıs ayı içerisinde Rum kesiminde gerçekleşen seçimlerde aşırı milliyetçi ELAM partisinin aldığı yüksek oy oranı ve Rum Meclisi’ne 2 milletvekili verecek olması, Kıbrıs sorununun yakın bir zamanda çözümüne inanan çevrelerde endişeyle karşılandı.
Mayıs ayının sonunda ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, her iki liderle telefon görüşmesi yaptı ve müzakere sürecinin geldiği son aşamayı değerlendirdi.
HAZİRAN VE SONRASINDA İKİ TUR “YOĞUNLAŞTIRILMIŞ” GÖRÜŞME…
“Dünya Çocuk Günü” için düzenlenen sosyal etkinlik için 2 Haziran’da ara bölgede bir araya gelen liderler, aradaki buzları da bir anlamda eritmiş oldu ve müzakereler 8 Haziran’da kaldığı yerden yeniden başladı.
Liderler, 8 Haziran’da yaptıkları görüşmede, daha sık bir araya gelme ve süreci yoğunlaştırma konusunda fikir birliğine vardı.
Temmuz ayında yoğunlaştırılmış müzakerelerin ilk turunda liderler 6 kez bir araya geldi. Bu görüşmelerde federal yetkiler, özgürlükler, vatandaşlıklar ve yasal ikametgâh, ekonomi ve AB, mülkiyet, yasama-yürütme-yargı, toprak, güvenlik ve garantiler konularını ele alan liderler, müzakerelere Ağustos sonu ve Eylül başında yapılacak ikinci tur yoğun müzakerelerle devam etme ve ayrılık noktalarını daha da asgariye indirme kararı aldı.
AKINCI: “BELKİ DE SON DENEME… KARARLILIKLA DEVAM ETMEK LÂZIM”
Cumhurbaşkanı Akıncı, ilk turun son görüşmesinin ardından basına yaptığı açıklamada, süreci umutsuz bir vaka olarak görmediğini, bir ışık olduğunu, önemli bir fırsat olduğunu söyledi ve sürecin belki de “son deneme” olduğunun altını çizerek, kararlılıkla devam edilmesi gerektiğine işaret etti.
Bir yıllık sürede ve özellikle son aylarda uzlaşılan parçaların adet ve içeriğinin çoğaldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, “O nedenle bu süreci umutsuz bir vaka olarak görmüyorum ve bir ışık olduğunu, önemli bir fırsat olduğunu söylüyorum” şeklinde konuştu.
NEW YORK’TA ÜÇLÜ GÖRÜŞME…
Liderler, Eylül ayının son günlerinde New York’ta BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’la üçlü görüşme gerçekleştirdi.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon görüşme sonrasında, Kıbrıs’ta 2016 yılı içinde kapsamlı bir çözüme varılması amacıyla gösterilen çabadan dolayı liderleri kutladı ve konunun uluslararası boyutu da dâhil ihtiyaç duyulacak her konuda destek vermeye hazır olduğunu açıkladı.
Cumhurbaşkanı Akıncı, görüşmenin tatmin edici olduğunu; Rumların takvimle ilgili bilinen karşı çıkışları olmasaydı, daha da tatmin edici olabileceğini belirterek, daha fazla katkı istedikleri BM Genel Sekreteri Ban’ın görev süresinin yılsonu bitecek olmasından dolayı, ortada zaten bir takvim bulunduğuna işaret etti.
Cumhurbaşkanı Akıncı, varılacak anlaşmayla ilgili bazı teknik unsurların 2017’ye sarkmasının çok sıkıntı yaratmayacağını, ama ana konular açıktayken yeni yıla girilmesi halinde arzu etmedikleri çözümsüzlük durumuyla yüzleşeceklerini kaydederek, zamanın sadece kendileri için değil Rumlar için de sınırlı olduğuna dikkat çekti.
“KARAMSARLIĞA KAPILMAK İÇİN NEDEN YOK”
New York’a gelirken mucize beklenmemesi gerektiğini söylediğini anımsatan Akıncı, “Daha görüşmeler devam ederken New York’tan bir anlaşma haberi elbette çıkamazdı. Bence karamsarlığa kapılmak için bir neden yok. Olumsuz mesajlar vermek için de bir neden yok. Bugün burada çok kapsamlı görüşmeler yapıldı. Yol haritası üzerinde, kamuoyuna yansıtılmasa da, bir anlayış var. Bu anlayış kendini 3 ayda kanıtlamazsa, 2017’den önce çerçeveyi berrak ortaya çıkaramazsak o zaman karamsar olmak için nedenler olacak” diye konuştu.
Akıncı, üçlü görüşme ve BM Genel Sekreteri’nin açıklamasıyla artık yeni bir dönemin başlangıcının yapıldığını ifade ederek, Ekim’de yoğunlaştırılmış müzakerelerle 4 başlıktaki (Ekonomi, AB, Yönetim ve Güç Paylaşımı, Mülkiyet) sorunları minimuma indirmek, ardından da geri kalan iki konuda farklı formatta toplantılar yapmak için Genel Sekreter’le temas edeceklerini söyledi.
“DÖNÜŞÜMLÜ BAŞKANLIK OLMAYAN BİR METİN REFERANDUMA SUNULAMAZ”
Kıbrıs Türk tarafı için siyasi eşitliğin önemli unsurlarından biri olan dönüşümlü başkanlık olmadan Kıbrıs’ta çözüm olamayacağını da belirten Akıncı, bunu içermeyecek bir anlaşma metninin referanduma sunulamayacağını kaydetti.
“ANASTASİADİS TAM ANLAMIYLA MEMNUN”
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, New York öncesi BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un, sürece daha etkin müdahil olmasını talep edeceklerini, ancak bunun, Ban’a hakemlik rolü verileceği anlamını taşımadığını ifade emişti.
Anastasiadis New York dönüşündeyse, BM Genel Sekreteri Ban’ın görüşmede “mükemmel” olduğunu ve ortaya koydukları hiçbir şeyi görmezden gelmediğini söyledi.
Rum basını, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’la gerçekleştirilen üçlü zirveden “tam anlamıyla memnun” olarak ayrıldığını yazdı.
“Kıbrıs’a dönüşlerinde iki liderin ve müzakere gruplarının, Kıbrıs sorununa, biraz iddialı olsa da, 2016 yılında çözüm bulunmasını sağlamak için, yeni bir yoğunlaştırılmış müzakere faslına başlayacaklarını” vurgulayan Anastasiadis, görüşmede “herhangi bir takvim veya sürecin hakemlik veya yapay takvimler olmaksızın Kıbrıslılara ait olduğu ilkesinden herhangi bir ödün verilmediğini” savundu.
2016’DA CUMHURBAŞKANLIĞI’NDAKİ HAREKETLİLİK…
2016 yılı içerisinde Cumhurbaşkanlığı ziyaret açısından hareketlilik yaşadı, sırasıyla Fransa’nın AB Bakanı Harlem Desir, Almanya’nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Bakanı Michael Roth, Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, ABD’nin Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Victoria Nuland, Norveç Dışişleri Bakanı Borge Brende, İtalya Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Paolo Gentiloni ve AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksel Temsilcisi Federica Mogherini Cumhurbaşkanı Akıncı ile görüşmeler gerçekleştirdi.
MONT PELERİN’DE İLK 5 GÜN…
Kasım ayının ortalarına yaklaşıldığı günlerde liderler Kıbrıs müzakerelerini İsviçre’nin Mont Pelerin kasabasına taşıdı.
Burada 7-8 Kasım tarihlerinde Ekonomi, AB, Mülkiyet ve Yönetim ve Güç paylaşımı konularının alt başlıklarının tamamlanması için müzakere edildi. “Mülkiyet” başlığında ilerleme sağlanmasına rağmen ikinci günde başlık kapatılmadı.
9-10 Kasım’da ise “Toprak” konusunda “Federal Birleşik Kıbrıs”ın kurulması durumunda Kurucu Kıbrıs Türk ve Rum devletlerinin idari sınır düzenlemelerinin temelini oluşturacak kriterler müzakere edildi.
11 Kasım’da Türkiye, İngiltere ve Yunanistan’ın da katılacağı ve Güvenlik ve Garantiler konusunun konuşulacağı 5’li konferansın tarihi belirlenmesi bekleniyordu, fakat Rum lider Anastasiadis’in görüşmelere bir hafta ara verilmesini istemesiyle bu gerçekleşemedi.
Mont Pelerin’de ilk iki gün oldukça olumlu geçerken, taraflar 2016 yılını siyasi çözüm yılı olarak belirlemişti. Özellikle iç politika ortamından uzaklaşmak ve izole bir şekilde müzakereye odaklanmak için İsviçre’nin Mont Pelerin kasabasına gelmişlerdi.
İlk iki gün, 4 başlıkta yoğun ve 18 saate varan çapraz görüşmelerin yapıldığı görüşmelerde 3. ve 4. gün günden itibaren toprak konusuna geçildi ve kurucu devletlerin idari sınırlarının belirlenmesi yönünde prensiplerin ortaya konması gerçekleştirildi.
5. günün sabahında en önemli konu olan haritaların ve 5’li zirve tarihinin belirlenmesi tartışmalarına geçilmesi bekleniyordu, fakat tarafsız bir ortamda, dış etmenlerden uzak olması beklenen Mont Pelerin görüşmelerinin tam olarak bu şekilde gerçekleştiğini söylemek pek de mümkün olmadı.
5. günün akşam saatlerinde çok kritik görüşmeler yürütülürken, Rum kesiminden bir haber geldi ve Ulusal Konsey’de ret cephesinin başını çeken DIKO partisi Başkanı Nikolas Papadopulos’un “Beşli zirve tarihi alınmadan Ulusal Konsey’e sorulsun” çıkışı geldi.
ANASTASİADİS DÜŞÜNMEK İÇİN SÜRE İSTEDİ
Anastasiadis bunun üzerine Mont Pelerin’de Akıncı’ya baş başa görüşme talebini iletti ve bu görüşmede Anastasiadis ülkesine dönüp, Rum parti liderleriyle, ayrıca Yunanistan’a gidip Dışişleri Bakanı Aleksis Tsipras’la görüşmesi gerektiğini söyledi ve zaman talep etti.
Cumhurbaşkanı Sözcüsü Barış Burcu, bu isteği “İstemeyerek de olsa kabul ettiklerini” bildirirken, Rum tarafının ara verilmesi talebinin BM tarafından kayıtlara geçirilmesini istediklerini kaydetti.
MONT PELERİN’DE İKİNCİ TUR…
İki taraf Mont Pelerin’de Le Mirador Otel’de 20 Kasım’da toprak düzenlemesiyle ilgili kriterleri görüşmek için yeniden İsviçre’ye uçtu.
Burada amaç; kriterler üzerinde uzlaşıya varıp, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin de katılacağı “Güvenlik ve Garantiler” başlığının ele alınacağı 5’li zirvenin tarihinin belirlenmesi ve bu kriterlere bağlı kalınarak haritanın eş zamanlı görüşülmesiydi.
Fakat Mont Pelerin’deki ikinci turda da beklenen olmadı. Müzakerelerin yoğun olarak sürdüğü iki gün sonunda Rum tarafının kriterler konusunda sürdürdüğü katı tutum, müzakerelerin sonuçsuz kalmasına sebep oldu.
Önce Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın beşli konferansa katılmak için “mevcut garanti sisteminin devam etmeyeceği yönünde garanti” istemesi, bunun kısmen aşılmasının ardındansa, Rum tarafının, beşli konferansta sonuçlandırılacak konuları İsviçre’de sonuçlandırmak istemesi, ayrıca haritada esas alınacak kriterlerde Türk tarafının açılımlarına karşın Rum tarafının gün içerisinde hiçbir adım atmaması süreci tıkayan başlıca etmenler oldu.
Kıbrıs’ta BM nezdinde yapılan görüşmelerde varılan anlaşmada, İsviçre’de kriterlerde uzlaşma sağlandığı takdirde, eş zamanlı olarak, harita çalışmalarına başlanması ve beşli konferansın tarihinin belirlenmesi yer alıyordu.
BURCU: “RUM TARAFININ MAKSİMALİST TAVRI NEDENİYLE SONUÇ ALINAMADI”
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, zirvenin başarısızlığa uğramasının sebebinin, Rum tarafının maksimalist tavrı olduğunu kaydetti.
Burcu Mont Pelerin’de gazetecilere yaptığı açıklamada, tıkanıklığın nedeninin; “Kıbrıs Rum tarafının dönüşümlü başkanlığı bile beşli konferansta bir pazarlık konusu olarak cebinde tutma“, toprak konusunda da “yüksek bir pazarlık marjıyla Kıbrıs Türk tarafının karşısında durma” tutumu olduğunu söyledi.
AKINCI: “VAZGEÇMİŞ DEĞİLİZ”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, İsviçre’de sürecin tıkanmasının nedeninin, Kıbrıs Rum tarafının toprak konusunu kendi lehine bitirme ve Kıbrıs Türk tarafının müzakere gücünü sıfırlama gayreti olduğunu söyledi.
Müzakerelerdeki 6 başlığın dördünde; Yönetim ve Güç Paylaşımı, Avrupa Birliği ile İlişkiler, Mülkiyet ve Ekonomi başlıklarında halen çözüm bekleyen konuların bulunduğunu, ancak ciddi ilerlemelerin de kaydedildiğini söyleyen Akıncı, kaydedilen ilerlemeden dolayı Toprak ve Güvenlik/Garantiler konusunun gündeme gelebildiğini söyledi.
İsviçre’de kriterlerde anlaşmaya varılamaması ve güvenlik/garantiler konusunun ele alınacağı görüşmenin tarihinin belirlenememesinin nedeni konusunda da Akıncı, “Ne yazık ki muhataplarımız beşli toplantıda, aynı zaman dilimi içerisinde, aynı mekânda ancak farklı masalarda yapılacak müzakerelerde son şekli verilecek konulardan biri olan toprağı daha işin başında kendi lehinde sonuçlandırma ve Kıbrıs Türk tarafının müzakere gücünü sıfırlama gayretini ortaya koydular. Beşli konferansta ele alınacak bir başlangıç haritası yerine ısrarlı oldukları bir konu olan “dönecek kişi rakamları”yla neredeyse toprak düzenlemesini tamamen kendi arzuları çerçevesinde bitirebileceklerini planladılar“ dedi.
Yunanistan’ın da benzer tavır sergilediğini ve Türk askerinin tamamen çekileceği, garantilerin kaldırılacağı bir görüşmeye katılabileceklerini açıkladıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Akıncı, yapılan yoğun istişareler sonucunda Yunanistan’ın koşullu olarak beşli konferansa katılma şartının aşıldığını söyledi.
Rum tarafının, haksız ve adil olmayan bir tavır sergilediğini kaydeden Akıncı, Rum tarafının Kıbrıslı Türkler için çok önemli olan konuları elinde koz olarak tutmak istediğini, toprak konusunu kendi lehine sonuçlandırmak isterken Türk tarafının siyasal eşitliğinin sağlanacağı “Dönüşümlü Başkanlık” ve “Yönetimde Kararlara Etkin Katılım” gibi konuları bir kenara itmek, mülkiyette bazı konuların (manevi bağ) muğlâk bırakılmasını istediğini söyledi.
“BÖYLE MÜZAKERE SÜRECİ OLMAZ”
Cumhurbaşkanı Akıncı, “Böyle bir müzakere süreci olmaz” dedi.
Kıbrıs Rum tarafının, 2004’de referanduma sunulan Annan Planı’ndan tercih ettiği unsurları “cımbızla aldığını” belirten Akıncı, planda bulunan güvenlik/garantiler ve dönüşümlü başkanlık unsurlarının alınmasına ise yanaşmadığını söyledi.
“MÜZAKERELERDEN KAÇACAK DEĞİLİZ ANCAK…”
Durum değerlendirmesi yapacaklarını belirten Akıncı, “Müzakereden kaçacak değiliz. Öyle bir şey söz konusu olamaz. Kıbrıs Türk tarafı çözüm hedefini ortadan kaldıracak, adil bir müzakere şartı var ise elinin tersiyle itecek ve bu adada çözümsüzlüğün sebebi olacak bir davranış içerisine girmez” dedi.
SÜRECİ CANLANDIRMA GİRİŞİMLERİ...
Liderlerin Kıbrıs’a dönmesinin ardından Ada’da yoğun bir telefon ve diplomasi trafiği yaşandı. Önce BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon ardından da ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden Cumhurbaşkanı Akıncı’yla telefonda görüştü.
Rum lider Anastasiadis de, Ban ve Biden’a ek olarak AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Junker ve Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk ile telefonda konuştu.
Cumhurbaşkanı Akıncı, Kasım ayının son günlerinde TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu, İngiliz Yüksek Komiseri Matthew Kidd’i, İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson ve BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’yi kabul etti.
ARA BÖLGEDEKİ YEMEKTEN CENEVRE VE ÇOKLU TOPLANTI KARARI ÇIKTI
1 Aralık’ta liderler, ara bölgede, ev sahipliğini BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin yaptığı akşam yemeğinde bir araya geldi.
Liderler, müzakereler için yeniden bir araya gelme ve Ocak ayında Kıbrıs ile ilgili uluslararası bir konferans yapılması konusunda anlaştı.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’un Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin ev sahipliğinde bir araya geldikleri yemekte, müzakerelerde gelinen aşamayı ve nasıl devam edileceği konusunda görüş alışverişinde bulunan Akıncı ve Anastasiadis, 9 Ocak’ta Cenevre’de buluşma kararı aldı.
BEŞLİ TOPLANTI FORMATI AKINCI VE ANASTASİADİS İÇİN BİR İLK OLACAK
11 Ocak’ta birbirlerine haritalarını sunacak liderlerin, 12 Ocak’tan itibaren ise garantörlerin de katılacakları Kıbrıs’la ilgili uluslararası konferansta toplanacağı belirtildi.
Bu arada 8 Aralık’ta TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da Cenevre’deki zirveye katılacağı açıklandı.
AKINCI’NIN BRÜKSEL TEMASLARI…
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Brüksel’de 6 Aralık’ta Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini'yle, 7 Aralık’ta da AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile bir araya geldi.
AKINCI: “CENEVRE’DE İKİ TARAF ARTI ÜÇ GARANTÖR OLACAK”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 22 Aralık’ta yapılan senenin son liderler görüşmesinin ardından, 9 Ocak’ta Cenevre’de başlayacak konferansta masada 2 tarafın ve 3 garantör ülkenin yer alacağını söyledi.
Akıncı, Rum liderle 1 Aralık görüşmesinde varmış oldukları mutabakatta değişiklik olmadığını ve Cenevre’de 9-10 ve 11 Ocak’ ta iki taraf olarak görüşmelere başlayıp, 5 başlıkla ilgili konuları görüşmelerinin, orada henüz çözümlenmemiş önemli konuları bitirmeye çalışmalarının, 12 Ocak’tan itibaren de görüşmelerin 5’li olarak devam etmesinin öngörüldüğünü vurguladı.
Cumhurbaşkanı Akıncı, Güney Kıbrıs’taki doğal gaz arama ihaleleriyle ilgili bir soruya verdiği yanıttaysa, yakın bir gelecekte kazı faaliyeti beklemediğini ifade etti.
CENEVRE ÖNCESİ SON PLANLANMIŞ TOPLANTI 4 OCAK’TA…
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 4 Ocak’ta liderlerin yine toplanacağını, gerekirse 9 Ocak’tan önce bir liderler toplantısı daha yapılabileceğini de belirtti.