ANKARA Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Hollandalı mevkidaşı Frans Timmermans, Dışişleri Bakanlığı’nda Türkiye-Wittenburg Konferansı kapsamında gerçekleştirdikleri görüşmenin ve Türkiye-Hollanda 6. Konferansı ana oturumunun ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, İsrail ile yürütülen normalleşme sürecine ilişkin soru üzerine, Mavi Marmara saldırısının bütün uluslararası hukuk kurallarına aykırı bir saldırı olduğunu vurgulayarak, saldırının ardından Türkiye’nin taleplerinden önemli bir kısmının yerine getirildiğini ancak geriye özür dilenmesi, tazminat ödenmesi ve Gazze’ye yönelik kısıtlamaların kaldırılması hususlarının kaldığını hatırlattı. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Son üç yıl içinde, dördüncü yılına yaklaşıyoruz, bu konuda Türkiye kararlı ve ilkeli bir tutum izledi. Hiçbir zaman, hiçbir şekilde gerilimi tırmandırmaya yönelmedi ama haklı talepleri konusunda da son derece rasyonel bir müzakere ve diplomasi yürüttü" diye konuştu. Geçen yıl ABD Başkanı Barack Obama’nın da devreye girmesiyle İsrail'in özür şartını yerine getirdiğini anımsatan Davutoğlu, özür unsurlarının her iki ülke başbakanlıkları tarafından bir metinde kaleme alındığını ve söz konusu metinde, birlikte Gazze'deki ve Filistin’in genelindeki insani durumun iyileştirilmesi için ortak çalışma yapma iradesinin beyan edildiğini kaydetti. Davutoğlu, o günden bu yana tazminat şartına odaklanıldığını belirterek, şöyle konuştu: "Başlarda tazminatla ilgili iki tarafın kanaatleri çok farklıydı. Benim normalleşmede en yakın noktaya geldik dememden kasıt, bu açığın gittikçe daralması ve son görüşmelerde belli bir yakınlaşmanın sağlanmış olması. Bu da olduğunda, tabii Gazze ve Filistin’le ilgili diğer bütün unsurlar, ki özellikle Mısır’daki darbeden sonra Gazze’deki durumun nasıl kötüleştiğini hepimiz biliyoruz. Mavi Marmara gemisi ve arkasındaki gelişmelerin de temelde Gazze’deki insani durumun kötüleşmesinden kaynaklandığını hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla, bundan sonra da Türkiye’nin, Gazze’de de Batı Şeria’da da bütün Filistin’de insani durumun iyileşmesi için ne gerekiyorsa yapma kararlılığı vardır ve bunun için de imkanların sağlanması hususunda ilkesel tutumuzu devam ettiririz. Bu konularda müzakerelerimiz sürüyor, görüşmeler sürüyor. Sayın Müsteşarımız ve İsrailli yetkililer arasında temaslar devam ediyor. Neticelerini hep beraber önümüzdeki günlerde görürüz” dedi. Nasıl bir çözüm olacağının ana parametreleri metinde tek tek sıralanmış Kıbrıs’ta müzakere sürecinin yeniden başlamasını da değerlendiren Davutoğlu, son günlerde Kıbrıs müzakerelerinde son derece yapıcı gelişmeler yaşandığına işaret ederek, 2004 Annan Planı’nda Türk tarafının ortaya koyduğu çözüm iradesinin mukabele görmediğini, o günden sonra da Kıbrıs Türk tarafının olumlu yaklaşımına rağmen müzakerelerin tekrar aynı noktaya gelemediğini ve Türk tarafına yönelik izolasyonların devam ettirildiğini anımsattı. Davutoğlu, 2008’de aynı kararlılıkla başlayan müzakerelerin ise Kıbrıs Rum kesimindeki seçimler ve ekonomik kriz nedeniyle ertelendiğini kaydetti. Son aylarda yoğun bir çaba sarf edildiğine dikkati çeken Davutoğlu, bu çabaların önce iki taraf arasında BM temsilcisi öncülüğünde, daha sonra Türkiye’nin de girişimleriyle, garantör ülkeler Yunanistan ve İngiltere ile BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi ABD’nin devreye girmesiyle ivme kazandığını ifade etti. Sonuçta müzakere çerçevesi niteliğinde bir belgede mutabık kalındığını belirten Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Aslında sıradan bir metin değil, yani sadece ortak bir açıklama değil. Dikkatli okunduğunda bir barışın bütün parametreleri o metinde var. Yani bir çözüm olacaksa bir gün Kıbrıs’ta, nasıl bir çözüm olacağının ana parametreleri metinde tek tek sıralanmış. Bu parametreler üzerinde, bu temel üzerinde şimdi bir bina inşa etme vakti. Yavaş yavaş bu metin üzerinde kolonların yükselmesi, duvarların örülmesi ve barış içinde bir Kıbrıs’ın tekrar inşa edilmesi lazım." Özel temsilcilerin ziyareti önümüzdeki günlerde gerçekleşebilir Türk tarafının kararlılığının sürdüğünü, Güney Kıbrıs Rum yönetimince de tekrar böyle bir müzakere iradesi sergilenmesinin memnuniyet verici olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Çok pozitif bir momentum var. Ümit ederiz ki momentum sürer ve müktesebatı zaten oluşmuş olan müzakerelerin kalıcı ve netice oluşturucu, bir anlamda sonuca gidici tarzda belli bir takvim içinde ilerlemesi sağlanır" dedi. Yunanistan Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos ile de Brüksel’de görüştüğünü hatırlatan Davutoğlu, "Özel temsilcilerin ziyareti konusu da bu toplantı gerçekleştiği için önümüzdeki günlerde gerçekleşebilir. Uygun bir tarih ve çerçeve üzerinde çalışıyoruz. Tabii bu da bir tarihi ilk olacak. Bir KKTC temsilcisi Atina’yı ziyaret edecek, Kıbrıs Rum yönetiminden de bir temsilci Ankara’yı ziyaret edecek. Bu dahi bütün taraflardaki çözüm iradesini ortaya koyması bakımından önemli bir aşama teşkil edecek" diye konuştu. Timmermans'dan AB sürecine destek Hollanda Dışişleri Bakanı Frans Timmermans da Türkiye'de gördüğü misafirperverlik için teşekkür ederek, "Her zaman olduğu gibi Türkiye dünyadaki en misafirperver ülkelerden biri olduğunu gösterdi. Bu, şu anda Türkiye'de bulanan askerlerimizin de deneyimi" dedi. Ziyareti kapsamında, Davutoğlu'nun çeşitli uluslararası krizlerle ilgili görüşlerinden istifade etme fırsatı bulduğunu da belirten Timmermans, Türkiye ile birlikte çalışmaya devam edeceklerini, AB'nin de bu yönde davranması gerektiğini dile getirdi. Timmermans, şunları kaydetti: "Türkiye son 10 yılda muhteşem bir dönüşüm geçirdi. Bu dönüşümden sorumlu olan kişileri de tebrik etmek isterim. Türkiye'nin değişmeye devam edeceğini biliyoruz ve belli bir noktada Türkiye, AB ile müzakereleri bittikten sonra birliğin üyesi olmak isteyip istemediğine karar verebilir. Hollanda, müzakereler bittikten sonra Türkiye'yi memnuniyetle AB üyeleri arasına kabul edecektir." AB'ye üyelik konusunda belli kriterlerin karşılanması gerektiğini hatırlatan Timmermans, "Müzakerelerin olumlu bir şekilde tamamlanması halinde, Türkiye'yi AB'ye üye yapmak niyetiyle başlatılan bu süreç, üyelikle sonuçlanmalıdır" diye konuştu. Muhabir: Duygu Özbay