CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘iktidarın kendisine oy vermeyen bütün Kürtleri cezalandırmak istediğini
Kılıçdaroğlu, KRT TV’de yayımlanan ‘Stüdyo Ankara’ programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, HDP’nin kapatılması konusunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın inceleme başlatmasına ilişkin olarak, “HDP kaç oy aldı? 6-6,5 milyon civarında oy aldı. Eğer siz HDP’yi kapatarak 6-6.5 milyon kişiyi cezalandıracaksanız bunun adı demokrasi değil” dedi.
HDP’nin üzerinde olağanüstü baskı uygulandığını ifade eden Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: “Gördüğüm tablo şu aslında, iktidar, kendisine oy vermeyen bütün Kürtleri cezalandırmak istiyor. ‘Siz nasıl bana oy vermezsiniz, nasıl başka bir partiye oy verirsiniz’ şeklinde cezalandırmak istiyor.”
‘AK Parti’nin MHP kadar sert çıkışı yok’
Muhafazakar Kürtlerin de buna karşı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu şu değerlendirmeyi yaptı: “Samimi inancım şu, Bahçeli, kesinlikle HDP’nin kapatılmasını istiyor ama gördüğüm, anladığım ve duyduğum kadarıyla ve gelen bilgiler, AK Parti’nin bu kadar sert bir çıkışın doğru olmadığı yönünde çalışmaları değil de düşüncesi var yani bu, grup başkanvekillerinde de parti sözcülerinde de bir şekliyle ifade ediliyor. Biz, parti kapatarak ne elde ettik bugüne kadar? Hiçbir şey elde edemedik. Parti kapatarak Türkiye’yi daha modern, daha güçlü bir demokrasiyi mi getirdik? Hayır yani olmadı. İnsanlar düşüncelerini ifade ederler. Partiler zaten oy alamıyorsa o parti zaten kendiliğinden yok olup gidiyor. Bizim siyasi partiler tarihine baktığınız zaman belki yüzlerce siyasi parti kurulmuş, yüzlercesi belli bir zaman dilimi içinde yok olup gitmiştir. HDP de eğer görevini yapmazsa, başarılı olmazsa o da bir süre sonra yok olacaktır. Millet kapatır yani.”
‘Erdoğan okuduğu metnin içeriğine katılmıyor’
Erdoğan’ın açıkladığı, İnsan Hakları Eylem Planı’nın Avrupa Birliği’nin istediği bir çalışma olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: “İçeriğine baktığınız zaman Erdoğan, okuduğu metnin içeriğine katılıyor mu? Hayır, katılmıyor. Neden? Çünkü uygulamaları var. Twitter’dan yapılan veya işte sosyal medyadan yapılan bir açıklamada ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ diye alınıp insanların tutuklanması, hapse atılması, cezalandırılması, ev hapsine alınması ve pek çok uygulama var, artı tazminat davaları açılması. Yani insan hakları diyorsunuz, insanların düşünce özgürlüğünü sınırlıyorsunuz. İnsan hakları diyorsunuz, medya üzerinde her türlü baskıyı yapıyorsunuz. İnsan hakları diyorsunuz, bugün çok sayıda gazeteci iş bulamıyor ve işsiz durumda. İnsan hakları diyorsunuz, kadın cinayetleri var, bununla ilgili hükümetin aldığı herhangi bir önlem yok.”
‘Hakaret davalarından vazgeçilmeli’
Kılıçdaroğlu, eylem planına ilişkin hangi adımların atılmasının ‘samimiyet adımı’ olarak görülebileceğine ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:
“Mesela Cumhurbaşkanına hakaret diye açılan davaların tamamından vazgeçilmesi lazım. İki, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının derhal uygulamaya konması lazım, Selahattin Demirtaş’ın, Osman Kavala’nın derhal bırakılması lazım. AHİM ve Anayasa Mahkemesi kararları var. Üç, Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamayan yargıçların derhal görevlerinden alınması lazım. Bunlar yargıç değildir, bunlar siyasi otoritenin talimatını yerine getirdiler. Erdoğan samimi ise o talimatı o yargıca veren ve Anayasa Mahkemesi kararını uygulamayan o yargıçların yargının tamamen dışına çıkarılması lazım. Birkaç böyle güzel davranışlar yaparsa biz de deriz ki ya bu konuda samimi olarak bazı adımlar atılıyor ve biz de inanmış oluruz.”