Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye her an bir erken seçime gidebilir. Biz her koşulda hazırlıklı olmalıyız" dedi.
Kılıçdaroğlu, kritik 2023 seçimlerinin ardından CHP'deki değişim gündemi ve kendisine yönelik eleştirilerle ilgili Independent Türkçe'den Ali Kemal Erdem'in sorularını yanıtladı.
Seçim yenilgisinin ardından tek sorumlu olarak lanse edilmesine ilişkin soruyu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, "Ben her türlü sorumluluğu almaya hazırım… Ancak eleştirilerin hakaret boyutuna varması kabul edilemez. Birlikte yola çıktığımız arkadaşları kamuoyu önünde eleştirme gibi bir ahlaki zaafım yoktur" dedi.
"AKŞENER, PARTİSİNİN NABZINI TUTMAK ZORUNDADIR"
"Sayın Meral Akşener'in İYİ Parti kurultayında yaptığı çıkışı nasıl değerlendiriyorsunuz? En büyük pişmanlığım CHP'den 15 milletvekili istememdi" sözleri sizde bir kırgınlık yarattı mı?" sorusunu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Sayın Akşener, İYİ Parti'nin genel başkanıdır. Doğal olarak partisinin nabzını tutmak zorundadır. Bu konuda benim özel bir yorum yapmam doğru değil. Bana düşen ittifak oluşturduğumuz liderlerin söylemlerini dikkatle dinleyip, geleceği planlamaktır."
Kılıçdaroğlu, "Türkiye'de bir erken seçim ihtimali var mı? İktidar 5 yıl kesintisiz devam edebilir mi?" sorusuna ise "Türkiye her an bir erken seçime gidebilir. Biz her koşulda hazırlıklı olmalıyız…" şeklinde yanıt verdi.
Kılıçdaroğlu'na sorulan sorular ve yanıtlarından öne çıkanlar şöyle:
Seçimin kazanılamamasının elbette birçok nedeni vardır. Sizce kırılma noktası nedir? Ya da en önemli üç nedeni saysanız neleri öne çıkarırsınız?
Geriye dönüp bu tür tartışmalara girmek istemiyorum… Ancak şunu söyleyebilirim; bu seçimin ahlaki ve siyasi meşruiyeti yoktur. Devletin bütçesi ve bürokrasisi kullanılarak ve daha acı olanı ise sahtekârlıklar yapılarak, Erdoğan tarafından kazanılan bir seçimdir. Cumhurbaşkanı olacak kişinin en azından sahtekârlık yapmaması, yapılan sahtekârlığı seçim malzemesi olarak kullanmaması gerekir. Ahlak bunu gerektirir... O nedenle saray iktidarının ahlaki ve siyasi meşruiyeti yoktur.
Yedi cumhurbaşkanı yardımcısı adayı beraber kampanya yürüttünüz. Onlar da mitingler düzenlediler. Ancak seçim yenilgisi sonrası fatura sadece size çıkmış görünüyor. Tek sorumlu siz misiniz? Diğer yedi ismin de sorumluluğu var mı?
Ben her türlü sorumluluğu almaya hazırım… Ancak eleştirilerin hakaret boyutuna varması kabul edilemez. Birlikte yola çıktığımız arkadaşları kamuoyu önünde eleştirme gibi bir ahlaki zaafım yoktur.
GENEL BAŞKANLIĞI BIRAKACAK MI?
Kafanızda CHP genel başkanlığını bırakmaya yönelik bir takvim var mı?
Yeri ve zamanı geldiğinde gereği yapılacaktır.
Partide size en yakın isimlerden değişim çağrıları geldi. Engin Altay ve Bülent Tezcan gibi. Özellikle Tezcan size yakınlığıyla bilinen bir isimdi. Bu çıkışını nasıl değerlendirdiniz? Kendisine bir kırgınlığınız var mı? Sonrasında bir görüşmeniz oldu mu?
Bundan da hiç kimse endişe etmesin… Partide gerçek anlamda yenilenmenin kapılarını sonuna kadar açacağım. Bunun için gerekli kararlar alındı zaten. Tüzük değişikliği ile ilgili çalışmalar devam ediyor, örgütün talepleri birebir alınıyor…
Yerel seçimlere 8 ay kaldı. Belediye başkanlarının Kılıçdaroğlucu - Ekremci diye bölündükleri iddia ediliyor. Kurultay sürecinde bu bölünmenin daha da belirginleşeceği öngörülebilir. CHP'nin bölünmesi tehlikesini görüyor musunuz?
Yıllardır söylüyorum. Ki bunu kamuoyu önünde de söyledim. Kişi endeksli bir politika asla doğru değildir. 100 yıllık bir parti bir kişiye asla teslim edilemez. Hiç kimse "Kemalci" olmasın. Ama hepimiz demokrasiden yana, emekten, alın terinden yana, haktan hukuktan adaletten yana olmalıyız. CHP 100 yıllık tarihinde kurumsal rüştünü ispat etmiş bir partidir… CHP'de kişi endeksli bir politika olmaz…