Sonuç olarak ‘’Bu memleket bizim platformu’’ bir noktada Akıncı’nın bu söylemine karşı kurulmuştur. Ancak kısa bir süre sonra malum Komutanın Başbakan Eroğlu’na karşı söylediği bir söyleme karşı ‘’Komutan çizmeyi aştı’ ’tanımlamasını yapan Akıncı söylediğinden geri adım atmadığı için hükümetten atılmıştır.
Bozulan bu hükümet sonrası TKP’de yaşanan gelişmeler nedeniyle Akıncı TKP başkanlığından ayrılmıştır.
Bu gelişmelerden kısa bir süre sonra 2002 yılında gündeme Türkiye’nin da desteklediği bir çözüm planı olan ANNAN planı gündeme gelmiştir.
Bu ‘’Bu memleket bizim platformu’ ’için bir çıkış noktası olmuş ve platforma siyasi partileri da katarak platform genişletilmiştir. Bu genişlemede Akıncı da bu platformun destekçisi konumuna dahil edilmiştir.
Artık zaman değişmiştir Denktaş ve yandaşları bu güne kadar Türkiye’nin yanında yer alırken artık çözüm karşıtı olarak karşısındadır.
Bu durum özellikle CTP’nin ve onun nerdeyse denetiminde olan ve bu memleket bizim platformunun temelini teşkil eden sendikaların ekmeğine yağ sürmüştür.
Bu durum Türkiye’nin da destekçisi olduğu bu planın savunulması için on binleri meydanlara toplamaya yetmiştir.
Meydanlara toplanan bu halk seçim döneminde birlikte seçime katılacağı beklenirken ve bu konuda uzlaşı varken CTP BG konseptini yaratarak diğer partileri ve kendisinden olmayan sendika ve sivil toplum örgütlerini dışarıda bırakmıştır. Dışarıda kalanlar iki ayrı iki parti kurarak BDH ve Çözüm ve AB Partisi olarak seçime katılmışlardır.
Sonuç olarak hem hükümet olduğu dönemde devlette örgütlenmesini üst noktaya çeken ve de Büyük sendika ve sivil toplum örgütlerini elinde bulunduran CTP-BG bu kuruluşların başkan ve önemli isimlerini da aday göstererek ciddi bir başarı sağlamış ve iktidarı eline getirmiştir.
Her ne kadar ANNAN planı başarıya ulaşmamışsa da CTP’nin iktidar olması halkta ciddi bir heyecan yaratmış ve bu güne karar başarılmayan statükonun yıkılmasını başaracağı hayalini beslemiştir. ANNAN Planındaki referandum nedeniyle artık Kıbrıs’ın kuzeyi da uluslar arası hukukun içine girmiştir. Hatta Sağ partilerin göçmen vatandaşa karşı yürüttüğü ‘’bunlar iktidar olursa sizi gemilere bindirip geri gönderecekler’ ’söyleminin sonunu getirmiştir. Çünkü o insanlar da Kıbrıslı sayılarak ANNAN planı için referandumda oy kullanmışlardır.
Bu noktaya kadar her şey CTP için yolunda gitmiş fakat ne yazık ki hemen hemen hiçbir konuda halk Adına başarı sağlanamadan 2009’da erken seçim kararı almıştır.
Bu tarihe kadar Kıbrıs’ın kuzeyini uluslar arası hukukun içinde tutamamış, halk adına somut adım atamamış, bir gecede iktidarda kalabilmesi içi ÖRP diye garabet bir parti yaratmıştır. Tek başarıları CTP içerisine liberalleşme unsurlarını dahil etmek olmuştur.
Ne yazık ki 2009’daki erken seçimlerde hiç konuşmayan ve bitti denilen UBP’yi tekrardan tek başına iktidar yapmıştır.
CTP bu noktadan sonra kendi bünyesinde ciddi tartışmalar yaşamış ve bundan önceki dönemde olduğu gibi kol kırılıp yen içinde kalmıştır.
Tartışmalar CTP’yi kendi çizgisine programında yazılı ‘’Devrimci sosyalist’’ bir çizgiye getireceğine Liberalizme daha da yaklaştıracak noktaya taşımıştır. Artk partide bıyıklılar, bıyıksızlar tartışması vardır. BG konsepti onlara bu yönde ciddi katkı yapmaktadır. Hatta parti içinde yetişen Birikim Özgür gibi gençler bu liberalleşmenin öncülüğünü yapmaktadırlar.(Devam edecek)