Kim demiş yönetemedik (Son perde)

Arif Alasya

Bilindik üzere UBP hep ayni UBP değişen bir şey olmaz. Kurulduğu günden itibaren mottosu ayni. Üleşmeye dayalı bu nedenle belli uy potansiyeline sahip bir parti.Bunun yanına bir de toplumda yerleştirilen ‘’UBP’ye oy vereceğime CTP’ye oy veririm veya tersi CTP’ye oy vereceğime UBP’ye oy veririm’’felsefesine dayanan bir seçim sistemi  ile 2009 sonrası hem hükümeti hem de Cumhurbaşkanlığını kazandı.
Toplumsal en ciddi yanılgı aradan geçecek yıllar içinde CTP’nin kendini sorgulayıp artık halkına hizmet edecek bir parti konumuna geldiğine inanması ve CTP içinde kaynayan kazanı görmemesidir. Bunu göremeyen veya görmek istemeyen halk CTP-BG’yi Temmuz 2013’de hükümete taşımıştır.
İşte son perde bu noktadan sonra başlamıştır.
Seçim sonrası CTP’de hiçbir şeyin çözümlenmediği artık bıyıklılar ve bıyıksızlar kavgasının artarak devam edeceğini hal görmüştür. En önemli tespitlerden birisi da partinin liberalleşmeye doğru bir ivme yakalaması tespitidir.
Bu tespit nedeniyle 2013 yılından itibaren seçmen profilinde değişim başlamıştır ve sürmektedir.
Genel seçim sonrası CTP’de başlayan kavgalar daha da artarak devam etmiştir.
Bu kavgalar nedeni iledir ki yapılan yerel seçimlerde intikam duyguları ağır basmış ve kaybetmez dedikleri büyük şehir Belediyelerinin tümü kaybedilmiştir.
Her ne kadar parti başkanı Yorgancıoğlu küçük belediyelerin kazanılmasını zafer olarak yorumladıysa da galiba bu duruma ondan başka inanan olmamıştır.
Arkasından gelen Cumhurbaşkanlığı seçimi CTP-BG için tam bir hüsran olmuştur. Adayı ilk ikiden o kadar az oy almış ki bağımsız aday olup hiçbir partiye sırtını dayamayan adayla yarışır durumuna düşmüştür.
Sonuçta yeni bir kurultay ile partideki dengeleri koruma adına Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybettikten sonra partiye dönmeyen M.A.Talat’ı  yeniden partinin başına getirmişlerdir.
Bu noktadan sonra partide bir düzelme olmadığı gibi galiba çok başlılık egemen hale dönmüştür.
Önce DPUG ile olan hükümet bozulmuş yerine yıllardır hesap soracağız,kalpleri gibi gara mersedeslerde gezenleri  mahvedeceğiz diye halkına söz verenler birlikte hükümet olmuşlardır.
Oluşturdukları hükümetin adını da ‘’Reform hükümeti’’koymuşlardır. İki ortak bölüşerek saatlerce mecliste hükümet programı okumuşlar, takvimle meler yapmışlardır.
Sonuç ortadadır ne takvim tutulmuş ne de halk yararına bir şeyler yapılmıştır.
CTP artık BG konseptinden vazgeçtiklerini hatta bayraklarını da yeşilden kırmızıya döndüklerini açıklamışlardır. Artık CTP’li olmayan yönetimde olmayacaklardı. Ancak bu kararın mürekkebi kurumadan partide üye olmayan vekillerini Meclis başkanı seçmişlerdir
Son gelinen nokta SU meselesidir. Her iki ortağın meseleye bakış açısı farklı olmasına rağmen ne hükümet bozulmuş ne de halk adına gerekli düzenlemeler yapılmıştır.
Her ne kadar CTP tarafı biz gerekli değişiklikleri yaptık dese de ortağı UBP asrın özelleştirmesini yaptık demektedir.
Bana göre son perde oynanmıştır.2013 ‘de başlayan değişim devam etmektedir. Mevcut CTP-UBP hükümeti birbirlerini yasallaştırmak ve son kalanları da üleşmek için vardırlar.
Kendilerine göre iyi yönetim göstermişler devlet olanaklarını kendilerince kullanmışlar, kadroları teslim almışlar,her geçen gün müşavir ve emekli kodaman sayısını artırmışlardır.Cumhurbaşkanlığının 40 danışman kadrosu bile açıklanamamaktadır.
Artık son perdedir halk ya bu değişimi sürdürecek ya da bizden bu kadar deyip beyaz mendillerle sokağa dökülecektir..