LONDRA - Aslı Aral Kimyasal silah uzmanı ve İngiltere'nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Chatham House'un Uluslararası Güvenlik Birimi'nin Araştırma Direktörü Dr. Patricia Lewis, Suriye'deki kimyasal silah saldırısının sorumlusunun, kimyasalın türü, yoğunluğu ve füzelerin atıldığı yönle tespit edilebileceğini söyledi. Lewis, Suriye'nin başkenti Şam yakınlarında geçen hafta düzenlenen kimyasal silah saldırısını incelemekle görevli Birleşmiş Milletler ekibinin çalışmaları ve olası bulguları konusunda AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Lewis, İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague'in önceki günkü "kimyasal saldırının kanıtlarının yok edilmiş olabileceği" açıklamasını da değerlendirdi. BM denetçilerinin, saldırının olduğu bölgeden kurtulanlardan, binalardan, topraktan, kıyafetlerden ve eğer izin verildiyse saldırıda hayatını kaybeden kişilerden örnekler alarak kimyasal silah saldırısı konusunu araştıracağını ifade eden Lewis, şöyle konuştu: "Toprak, toz, kan, doku ve vücut sıvılarından alınan örneklerde, öldürücü kimyasal maddenin izlerinin bulunması muhtemel. Tabii bu örneklerin vücudun neresinden alındığına ve bu parçaların durumuna da bağlı. Örneğin sarin gazı, belli bir süre kalıcı olabilir. Alınan örnekler analiz için özel laboratuvarlara gönderilmeli. Örnekleri toparlamak zaman alacaktır." "Bombalamalar, saldırı tespitini zorlaştırabilir" İngiltere Dışişleri Bakanı Hague'in "kimyasal saldırının kanıtlarının yok edilmiş olabileceği" sözlerinin hatırlatılıp, bunun mümkün olup olmadığının sorulması üzerine Lewis, Hague'in Suriye'de devam eden bombalamaların balistik kanıtları yok etmesinden endişe duymuş olabileceğini kaydetti. Bombardımanın, bazı öldürücü kimyasal maddelerin dağılmasına ve çözülmesine neden olabileceğine dikkati çeken Lewis, bunun da kimyasal saldırı tespitini zorlaştırabileceğini belirtti. Lewis, "Ancak bu bombalamaların, kan ve doku örneklerine bir etkisi olmayacaktır ve saldırının failleri de kanıtları yok ettiklerinden tam emin olamayacaklardır" dedi. "Füzelerin atıldığı yön önemli" Saldırıyı kimin ya da kimlerin gerçekleştiğinin tespitinin ise birkaç yolla ortaya çıkabileceğini dile getiren Lewis, şöyle devam etti: "İlk yol, kullanılan kimyasalın türü ve yoğunluğu. Bu bize bu maddeye kimin ulaşabildiğini gösterecektir. Örneğin eğer bunun sarin gazı olduğu tespit edilirse, ki belirtiler bunu göstermektedir, bu silahın kaynağının hükümetin stoklarından olduğu muhtemel. Başka bir organik fosfor bileşimiyse yoğunluğuna bağlı olarak, tarım sektörü gibi başka bir kaynağı olabilir ama normal tarım ürünlerinin bu kadar kısa sürede bu kadar tahrip edici etkilerinin olması görülen bir şey değildir. Sonra bu kimyasalların kovanları var. Bu kovanlar hükümetten ya da ordudan mı? Ya da el yapımı mı? Bu önemli bir bilgi olacaktır. Füzelerin geldiği yön de önemli. Nasıl bir cinayette, kurşunun vücuda girdiği noktaya bakılarak kullanılan mermi tespit edilirse adli füze konusunda da aynı şey yapılır. Oluşan kraterleri ve kovanların kırılma biçimlerini incelemek, nereden ateş edildiğini tespit etmeye yardımcı olur. Bu bilgi radar, uydu görüntüsü ve görgü tanıklarının ifadeleriyle birleştirilir ve füzenin nereden atıldığı tespit edilir. Bunu bilmek, kimin füze attığını da ortaya çıkarır." Saldırıya hiç tepki verilmemesinin, kimyasal silahların yasaklanmasına ilişkin yasaların umursanmadığı intibası yaratacağını belirten Lewis, kimyasal gazdan etkilenenlerin korunmayacağı ve savunulmayacağı algısı oluşturacağını da söyledi. Suriye'ye olası bir askeri müdahalenin daha fazla kimyasal saldırıya neden olabileceğini ya da saldırıları önleyebileceğini ifade eden Lewis, "Eğer etkin bir şey yapılmazsa, ki bunun askeri olması şart değil, daha fazla kimyasal silah saldırısının olacağı kesin. Bir olasılık, kimyasal silahların bulunduğu cephaneliklerin hedef alınarak, herhangi biri tarafından tekrar kullanılma olasılığını azaltmak" diye konuştu.