LONDRA İngiltere Başbakanı David Cameron, ülkesinin G20 zirvesinde geçen ay Şam yakınlarında meydana gelen kimyasal silah saldırısıyla ilgili giyecek ve toprak numunelerini sunduğunu söyledi. Cameron, Rusya'da yapılan G20 Zirvesinin sona ermesinin ardından basın toplantısı düzenledi. G20 zirvesinden, Suriye'ye nasıl bir müdahalede bulunulması gerektiği konusunda anlaşmaya varılamayacağının bilindiğini ifade eden Cameron, ancak kimyasal silahların kullanımına karşı çıkan ülkelerin zirvedeki tavrının çok güçlü olduğunu kaydetti. Kimyasal silahların kullanımının önlenmesi konusunda uluslararası toplumun desteğinin gerekliliğiyle ilgili ABD Başkanı Barack Obama'nın görüşlerini ve çabalarını paylaştığını söyleyen İngiltere Başbakanı, ülkesinin zirvede 21 Ağustos'ta Şam yakınlarında yapılan saldırıyla ilgili giyecek ve toprak numunelerini sunduğunu belirtti. İngiliz Parlamentosu'nun Suriye'ye olası askeri müdahaleyle ilgili aldığı karara saygı duyduğunu kaydeden Cameron, şöyle konuştu: "İngiltere, olası askeri müdahalenin bir parçası olmayacak. Bu zirvede bir anlaşmaya varılmayacağını bildiğim için, yapabileceğimiz birşeye, insani yardıma odaklanmanın doğru olacağını düşündüm. Suriye'de 6,8 milyon kişinin insani yardıma ihtiyacı var. Hastanelerin yüzde 60'ı, 4 bin okul tahrip olmuş durumda. Bu, dünyanın ve bizim neslimizin karşı karşıya olduğu bir insani krizdir. Dünyanın bununla ilgilenmesi gerektiği konusunda kararlıyım." Cameron bu sabah BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Avrupa Birliği, Japonya, Türkiye, Kanada, Fransa, Avustralya, Suudi Arabistan, İtalya ve ABD'nin katıldığı özel bir toplantıya başkanlık ettiğini söyleyerek, BM aracılığıyla insani yardımların Suriye'ye ulaştırılması konusunda birlikte çalışmaya karar verdiklerini dile getirdi. İngiltere'nin Suriye'ye insani yardımları artırma kararı doğrultusunda 52 milyon sterlin ekstra yardım kararı aldığını vurgulayan Cameron, birçok ülkenin de daha fazla yardım sözü verdiğini kaydetti. Cameron dün yaptığı açıklamada, Şam'da kimyasal silahların kullanıldığına dair ülkesinin elinde yeni kanıtlar olduğunu söylemişti. Şam yakınlarındaki saldırıdan alınan numunelerin bir kısmının incelendiği Wiltshire'daki Porton Down laboratuvarında bilimadamları, öldürücü sarin gazına rastlamıştı. Saldırıdan Esed rejimi sorumlu Suriye'deki krizin çözümüne nasıl yardım edileceğiyle ilgili dünya kamuoyunun şüpheleri olduğunun bilindiğini kaydeden Cameron, "21 Ağustos'ta kimyasal silahların kullanıldığını herkes kabul ediyor, bu bir tartışma konusu değil, bu Suriye rejimi tarafından bile kabul edildi" dedi. David Cameron, Suriyeli muhaliflerin saldırıyı gerçekleştirmesinin mümkün olmadığını ve Esed rejiminin saldırıdan sorumlu olduğuna inandığını belirtti. Cameron, "G20 zirvesi ABD Başkanı Barack Obama'nın işini zorlaştırdı mı? Askeri müdahale olasılığı azaldı mı?" sorusuna, şu yanıtı verdi: "Türklerin, Suudilerin, Amerikalıların, İngilizlerin, Kanadalıların ve Fransızların dün akşamki toplantıda, dünyanın tepki vermesi gerektiği konusundaki görüşleri çok iyi bir argüman. Bazı ülkeler, konunun reddedileceğini bilerek BM Güvenlik Konseyi kararının gerekliliğini savundu." "ABD Başkanı Obama Kongre'nin onayını alamazsa, yine de müdahalede bulunmasını istiyor musunuz?" şeklindeki soruyu ise David Cameron, "Obama'nın kongrede çok ikna edici olacağına inanıyorum. Eğer biz, ABD Başkanı ve diğerlerinin kırmızı çizgi çizdiği ve bu çizginin aşılması halinde sonuçlarının olacağı bir dünyada yaşıyorsak, ancak hiçbir sonuçla karşılaşılmıyorsa o dünyayla ilgili endişe duyarım. Çünkü sadece Esed değil, başka diktatörler de dokunulmazlıkları olduğunu düşünecektir" diyerek yanıtladı. Cameron'a basın toplantısında ayrıca, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in sözcüsünün "İngiltere'nin sadece küçük bir ada olduğu" sözleri anımsatıldı. İngiltere Başbakanı, ülkesinin dünyadaki birçok şeyi icat ettiğini ve güçlü bir ülke olduğunu vurguladı.