Kınık: Kan Ve Plazma Bağışı Artmazsa Alarm Verebiliriz

Türk Kızılay Genel Başkanı Dr. Kınık, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle zorlu bir 3 ay geçirileceğini belirterek, "Eğer kan ve immün plazma bağışı artmazsa alarm vermek durumunda kalabiliriz, bunu istemiyoruz." dedi.

Türk Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle zorlu bir 3 ay geçirileceğini belirterek, "Eğer kan ve immün plazma bağışı artmazsa alarm vermek durumunda kalabiliriz, bunu istemiyoruz." dedi.

AA muhabirinin immün plazma ve kan bağışlarındaki son verilere ilişkin sorularını yanıtlayan Kınık, Türkiye'de mart ayından bu yana yaşanan Kovid-19 pandemisi nedeniyle ulusal kan stoklarının etkilendiğini ve immün plazma ihtiyacının arttığını söyledi.

Kışla birlikte kan ve immün plazma ihtiyacının arttığını, stoklar asgari stok seviyesinin altında olmasa da duyarlılığın biraz daha artması gereken bir döneme girildiğini belirten Kınık, "Pandeminin özellikle bu 3-4 haftadır çok yoğun bir şekilde pik yapması, bunun oluşturduğu hasta yükü ve hastanelerde doluluk oranlarındaki artış nedeniyle günlük 400-500 civarında olan immün plazma talebi 1000'lerin üzerine çıktı. Hastalığı geçirmiş ve kendilerine ulaştığımız immün plazma bağışlayabilecek olan vatandaşlarımızın bu dönemde özellikle bağış noktasında duyarlılık göstermesini bekliyoruz." diye konuştu.

Şimdiye kadar yaklaşık 70 bin immün plazma bileşeninin hastalara ve hastanelere nakledildiğini aktaran Kınık, bundan sonraki süreç için de hastalığı geçirmiş 250 bin civarında kişiyle temas ettiklerini, şu an veri tabanlarında yaklaşık 750 bin kişinin olduğunu, bunların yaklaşık 250-300 bininin immün plazma verme noktasında uygun adaylar olabileceğini kaydetti.

Kınık, bu süreçte özellikle bağış noktalarının sayısının artırılması için çalıştıklarını dile getirdi.

"Zorlu bir 3 ay geçireceğiz"

Salgın sürecinde kan ihtiyacının da arttığını belirten Kınık, "Kovid-19 salgını nedeniyle sokağa çıkma kısıtlamalarının uygulanacağı, mobilizasyonun azaldığı bu dönemde kan bağışı yapacak vatandaşlarımızın bu kısıtlamaların kapsamı dışında olduğunu ifade etmek isterim. Kızılay'ın 'kanver.org' internet sitesinden aldıkları randevuları göstererek kısıtlamalara takılmadan kan ve plazma bağışlarını yapabilirler." ifadelerini kullandı.

Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, salgın sürecine ilişkin, "Zorlu bir 3 ay geçireceğiz. Bu zorlu 3 ay içerisinde stoklarımızın sürekli asgari stok seviyesinin üstünde seyretmesi ve plazma ihtiyacını da günlük karşılayabilecek bir şekilde donasyon (bağış) almamız gerekiyor." dedi.

"Kan ve plazma bağışlayacak vatandaşlarımızın endişe edeceği bir şey yok"

Türkiye'de 30'a yakın ilde immün plazma, 300 noktada da kan bağışı aldıklarını bildiren Kınık, Kızılay Kan Merkezileri dışında oluşturdukları aferez merkezleri ve mobil araçlarla da hem kan hem de plazma bağışı almaya devam ettiklerini anlattı.

Kızılay Kan Merkezleri ve kan bağış noktalarının hastane değil, sağlıklı insanların geldiği yerler olduğunu vurgulayan Kınık, şöyle devam etti:

"Merkezlerde Kovid-19 riski yok. İnsanlar buraya gelmeden önce sağlık kontrolünden geçiyor ve herhangi bir enfeksiyonları, sıkıntıları varsa zaten bunlar kendilerine bildiriliyor. Bu ortamlar herhangi bir kalabalık ortamdan daha yüksek bir risk taşımıyor. Buralarda yaptığımız dezenfeksiyon, kontrol ve muayene çalışmalarıyla riskleri minimuma indiriyoruz. Vatandaşlarımızın endişe edeceği bir şey yok. Kan vermek ya da plazma bağışlamak da insanların sağlığını olumsuz yönde etkileyecek bir durum değil. Özellikle Kovid-19 geçirmiş olan vatandaşlarımızın bünyeleri bu mikroba karşı artık bağışıklanmış ve vücutlarında mikrobu tanıyan hücreler bulunmakta. İhtiyaç anında bu antikorlar sürekli üretiliyor. Koronavirüsü geçirip iyileştikten ve 2 hafta geçtikten sonra pik dönemleri sırasında bu antikorların alınarak hastalara nakledilmesi önem arz ediyor."

Kınık, plazma bağışı yapabilecek kişilerde aranan özelliklere ilişkin şu bilgileri paylaştı:

"Kan verebilme özelliği olması gerekiyor. Bulaşıcı hastalıkları olmamalı. Yakın bir zamanda cerrahi girişim yapılmamış olması lazım. Bazı ilaçlar var, onları kullanmamış olması gerekiyor. Eğer bağışçı adayımız kadın ise kan uyuşmazlığı gibi nedenlerle gebe olmamalı. Daha önce kan transfüzyonu almamış olması gerekiyor. Bu özellikleri taşıyan vatandaşlarımızdan 8 sefere kadar 600 ila 800 mililitre kadar plazma bileşeni alabiliyoruz. Maksimum plazma verdiklerinde de 1 hasta 24 hastaya şifa olabiliyor."

"Her gün 9 bin ünite kana ihtiyaç var"

İmmün plazma ve kan bağışı rutinlerinin artarak devam ettiğini dile getiren Kınık, "Eğer kan ve immün plazma bağışı artmazsa alarm vermek durumunda kalabiliriz, bunu istemiyoruz." ifadesini kullandı.

Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, ülke genelinde her gün yaklaşık 9 bin ünite, bu 3 farklı komponente bölündüğünde ise 27 bin ünite kan bileşenine ihtiyaç olunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Türkiye'de yaklaşık 1564 hastanede bu kan ve kan ürünleri kullanılıyor. Her gün kan ve trombosit alması gereken talasemi hastalarımız, lösemili yavrularımız, çok sayıda ameliyatlar gibi vakalarımız var. Bunun yanına bir de Kovid-19 nedeniyle plazma alması gereken vatandaşlarımız eklendi. Kan bağışı olmaksızın hayatta kalamayacak olan insanlar için bu çok önem arz ediyor. Çünkü kan laboratuvarlarda, fabrikalarda yapılamayan bir doku. Sadece bir insan, başka insana bağışıyla hayata tutunabiliyor."

Kınık, vatandaşlara, "Bugünlerde de Kızılay'ımızın düzenli bağışçılarının ve daha önce hiç kan veya plazma bağışlamamış vatandaşlarımızın Kızılay Kan Merkezlerine gelmelerini rica ediyoruz. Randevu alarak geldiklerinde 15 dakika içerisinde işlem bitiyor. Vatandaşlarımızın bir başka insanın hayatına el uzatmaları için bağışçı olmaları çok önemli." çağrısında bulundu.