rKıskançlık, kaybedilmek istenmeyen bir kişi ya da bir ilişkinin sonlanacağına ya da tehdit altında olduğu ile ilgili varsayımlar nedeniyle yaşanan ruhsal bir karmaşadır. Bu kıskançlık durumu ile de genellikle öfke, mutsuzluk, değersizlik ve çaresizlik gibi olumsuz duygular yaşanır. Kıskançlık duygusu kişinin hem kendi hem de çevresindeki insanları etkileyen rahatsız edici bir sorundur. Bazı durumlarda kıskançlık sevginin bir kanıtı olarak görülse de çoğu zaman ilişkilerin yıprasınmasına sebep olan ve en sık görülen sorunların başında gelmektedir. Peki kıskançlık ne zaman tehlikeli bir durum haline gelir? Çevremizden sık sık ‘kıskanan kişi seviyordur’ gibi cümleler duyuyoruz. Toplumumuzda malesef kimi ilişkilerde övünülecek bir duygu olarak algılanabilen bu duygunun "aşırısı" ileriki zamanlarda bireylere zarar verecektir. Kıskançlık aşkın göstergesi değildir. İnsanın kendisi için değerli olan bir kişiyi kaybetme ile ilgili birtakım kaygılarının olması doğaldır bu nedenle aşırı olmayan kıskançlık duygusunun çiftler arasında görülmesi beklenir. Güven olgusunun sağlıklı bir şekilde kurulabildiği ikili ilişkilerde aşırı sahiplenmeye bağlı kıskançlık sorunları da ortadan kalkar. Özgüven eksikliği ve karşı tarafa yetememe düşüncesi, ileri derecede kıskançlık duygusunun altında yatan temel nedenlerdir. Geçmiş ilişkilerinde aldatma ya da yalan gibi durumlara maruz kalan kişilerde bir neden olmaksızın aşırı kıskançlıklar gözlemlenebiliyor. Kıskanan kişinin iç dünyasındaki abartılı ve çarpıtılmış algı ve yorumlamalar kıskançlığı doğurmaktadır. Kadın ve erkleklerde kıskançlık durumu ile baş etme yolları farklılıklar göstermektedir. Kadınlar daha yapıcı ve alttan alan bir tutum sergilerken erkekler kaba kuvvet ve tehdit yolu ile sonuca varmaya çalışırlar. Yapılan araştırmalar kadınların duygusal aldatma kaşısında daha çok etkilenmlerine karşın erkeklerin cinsel anlamda bir aldatmayı daha yıkıcı bulduklarını ortaya koymaktadır. Aşırı kıskanç kişi, partnerini sürekli kontrol ve takip eder, onun yaşantısını sınırlar ve yersiz suçlamalarla üzerinde bir baskı oluşturur. Bu kısır döngü halinde kıskançlık sonucu yapılan davranışlar karşı tarafı daha da uzaklaştırır. Herhangi bir kıskançlık durumunda kişi tepkilerini aşırı ve yıkıcı bir şekilde zarar verme davranışları ile gösteriyorsa artık bu durum tehlikeli bir almıştır. En uç noktalarda yani kıskançlığın ölümcül sonuçlara neden olduğu durumlarda patolojik kıskançlıktan bahsedilir. Bu durum ‘Otello Sendromu’ olarak adlandırılır. Açık bir iletişim kurmak güven oluşumunu destekler. Üstü kapalı sözler ve küslükler yerine karşılıklı konuşma tercih edilmelidir. Kıskançlığı kontrol etmek için bunun altında yatan duygu ve düşünceler saptanmalıdır. Kişinin kıskançlık anlarındaki düşüncelerini kavraması ve kıskançlığa neden olan esas duyguyu fark etmesi amaçlanır. Tedavide, kişinin değersizlik hislerinin altında yatan nedenler su yüzüne çıkartılıp geçmişten getirdiği olumsuz algıları daha sağlıklı yollarla kontrol altına alması amaçlanır. Unutmayın ki her insan sevilmeyi ve değer görmeyi hak eder.