Kızgın, Öfkeli ve Hırçın…

Kıvanç BUHARA

Hastalar ve doktorlarımız… Ve hastanelerimiz gündeme her gelişinde içim sızlar! Neden mi? Çünkü, yıllardır gün yüzü görmemiş bu çilekeş halk; hak ettiği, layık olduğu sağlık hizmetlerini alamıyor. Sistemsizlik ve kötü yönetimlerin faturasını “ devlet hastanelerine” mecbur kalan fakir halk ödüyor! Nasıl mı? Hakaret, kötü muamele ve aşağılanma… Bir güzel söz, bir içten gelen “ geçmiş olsun;” Elinden tutarak, sevecen, nazik, güler yüzlü bir yaklaşım! Bir yaşlıya bağırıp hakaret etmek, iteklemek, nefretle bakmak yerine… … Çok mu zor gelir, Kucaklamak, Saçlarını sevgi ile okşamak! … Çok mu zor gelir, Hasta sahiplerine aydınlatıcı kısacık bilgiler vermek! Zor değil elbet! İyi de; Biz niye böyleyiz? Kızgın, öfkeli, hırçın, kaba… Hastaneler, hastalarımız her gündeme geldiğinde içim sızlar! Sağlıkta her gün bir yenilik vaat eden Sağlık Bakanlarımız çırpınıyor. Yapılan yeni binalar, alınan yeni cihazlar, açılan yeni  acil servisleri… Sanırsınız KKTC’de sağlık sorunlarının tümü çözüldü. Düşünebilir misiniz? Yirmi dört saat hizmet veren 112 acil servislerinin hiç birinde doktor yoktur. Bir ambulans sürücüsü, bir de hemşire… O kadar! Sadece hasta taşımacılığı yapılıyor. Halbuki kazanın veya hastalığın ilk dakikalarında, yaşam ile ölümün kırmızı çizgisinde yapılacak doğru müdahale, bir hayatı kurtarır; Aksi halde, ölenin hikayesi, günlerce şom ağızlarda sakız olur, çiğnenir! Alarm ışıklarını açmış, canavar düdüğünü bağırtarak hasta nakleden ambulansların geçişleri… …insanların şaşkın bakışları! “ Gene mi kaza? Nerde, nasıl, kaç ölü, kaç yaralı?” Detay’ın dünkü manşetini görünce, bir kere daha içim sızladı! Kırık dökük bir sandalyede oturmuş bekleyen üzgün mü üzgün bir yabancı kadın! Sağlık Bakanı utandı mı, bilmiyorum. Ben hem utandım, hem kırıldım… İçim sızladı… Nasıl düzelir/ düzeltilir bu küçücük ülke! Her yerinde ayni insanlar, Değişmeyen küflü, bencil kafalar durdukça… Aha! Her şeye yeniden başlamak için önünüzde bir fırsat var!