YozgatTürk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, "2005 yılında bu işe başladığımız zaman 305 bin ünite kan toplanıyorduk. Geçtiğimiz yıl 1 milyon 459 bin 500 ünite kan toplandı. Böyle bir gelişim sağladık. Bu yıl 1 milyon 800 bin kan toplayacağız ve zannediyorum onu da geçeceğiz" dedi. Akar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dil, din,ırk ayırmadan tüm insanlığa hizmet eden Türk milletinin şefkat ve merhamet elini ihtiyaç sahibi insanlara ulaştıran Türk Kızılayı'nın 145. kuruluş yıl dönümünü Yozgat'ta kutlayacaklarını söyledi. Türk Kızılayı'nın Osmanlı’dan Cumhuriyete devredilen çok az kurumdan biri olduğunu vurgulayan Akar, "145 yıldır ülkemizin ve dünyanın hizmetindeyiz. Bugün geldiğimiz noktada Türk Kızılayı'nın, dünya kızılayları ve kızılhaçları içerisinde çok saygın ve çok önemli bir yerde bulunmaktadır. Dünyada bu alandaki en önemli iki üç kuruluştan bir tanesidir. Biz bunu daha da geliştirmek istiyoruz. Çok geniş bir misyonumuz var. Afette, kanda ve diğer gönüllülükte hizmetlerinde varız" diye konuştu. Her yıl kan bağışı oranları artıyor Akar, kan bağışı oranın her geçen yıl arttığına dikkati çekerek, şöyle devam etti: "2005 yılında biz bu işe başladığımız zaman 305 bin ünite kan toplanıyorduk. Geçtiğimiz yıl 1 milyon 459 bin 500 ünite kan toplandı. Böyle bir gelişim sağladık. Bu yıl 1 milyon 800 bin kan toplayacağız ve zannediyorum onu da geçeceğiz. Arkadaşlarımızın bu tarihe kadar göstermiş olduğu performans yüzde 100'e yaklaştığımızı göstermektedir. Türkiye’nin kan ihtiyacını Türk Kızılayı olarak karşılamaya gayret ediyoruz." Türkiye'nin kan ihtiyacının yüzde 85'ini Türk Kızılayı'nın karşıladığını bildiren Akar, 2 yıl sonra yüzde 100'e yakınını karşılayabileceklerini belirtti.Suriyeli sığınmacılar Türk Kızılayı olarak Suriye sınırındaki operasyonlarının devam ettiğini, sınırda 200 bin Suriyeliye AFAD çatısı altınada barınma ve beslenme hizmeti verdiklerini kaydeden Akar, sözlerini şöyle tamamladı: "Sayın Başbakanımızın açıklamalarına göre çadır kentlerde ve konteyner kentlerde kalan 200 bin kişinin dışında 200-250 bin civarında insan evlerde kendi imkanları ile yaşam savaşı vermektedirler. Zaman zaman 'bizim vatandaşımız da mağdur, niçin onlara bakıyoruz' gibi sesler yükseliyor. Kim evini barkını toplayarak, terk ederek 16 metrekare bir çadırın içerisinde 2,5 senedir yaşar. Hangi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bunu göze alır. Bunlar bizim kardeşlerimiz. Bir zalimin zulmünden kaçarak, Türkiye’ye sığınmışlar ve burada hayatlarını devam ettirmek için mücadele ediyorlar. İnsan olarak bize düşen görev bu insanlara bakmak bu insanlara ev sahipliği yapmaktır. Bizim milletimiz bizim devletimiz bunları yaptığı için geçmişte büyük millet, büyük devlet olmuştur. Her türlü ihtiyaçları gideriliyor, eğitimden sağlığa, gıdadan barınmaya kadar bütün ihtiyaçlarını karşılıyoruz, daha da fazla gelirse daha da fazla karşılayacak gücümüz ve kuvvetimiz vardır. Biz verdikçe Allah da bize verecektir."