Hizmet Sendikası (HİZMET-SEN) 2018 yılında 29/93(55/2017) Din İşleri Değişiklik Yasasının 8B Maddesinin 2. Fıkrasının A Bendinde yer alan “Din Hizmetleri Eğitimi ve Halkla İlişkiler Birimi bünyesinde eğitim işleriyle görevli Bakanlığın izniyle yapılan hafızlık eğitimi kurslarını düzenlemek, sınav yapmak ve başarılı olanlara hafızlık belgesi vermek” şeklinde düzenlenen ve Din İşleri Komisyonuna verilen hafızlık kursu açma yetkisinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmuştur. Basında yer aldığı gibi, 15.04.2021 tarihinde Anayasa Mahkemesinin Hizmet Sendikasının (HİZMET-SEN) başvurusunu uygun bulduğunu ve iptal ettiğini teyit etmiş bulunmaktayız.
Konuyla ilgili yeni düzenleme talep ve teşebbüsü için Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararı beklenecektir.
Ancak özellikle Ramazan ayında basına yansıyan haberlerin halkımızda son derece ciddi rahatsızlık oluşturduğunu gözlediğimizden açıklama yapmayı elzem bulduk.
- Haberde, devletin denetimi ve gözetimi olmadan Din İşleri Başkanlığınca din eğitimi ve “Kur’an Kursu yapılamayacağına” karar verildiği, Hizmet Sendikasının avukatı Sayın Hasan Esendağlı’nın dilinden “bunun bir eğitim olduğu, devlet bünyesinde, devlet denetimi ve devlet gözetimi ile yapılabileceği kararına işaret etti” ifadeleri, Din İşleri Başkanlığının devlet kurumu olmadığı, ayrı bir yapı olduğu algısını ihsas etmektedir. Haberde vurgulanan ve Sayın Esendağlı’nın ağzından ifade edilen ve sanki Din İşleri Başkanlığı devletin dışında bir yapıymış gibi algılanmaya müsait görüşün Saygıdeğer Yüksek Mahkeme’nin bakış açısı olmadığına inanıyoruz.
- Yukarıda bahsi geçen iptal kararına gerekçe olarak gösterilen yasalar tahtında Kur’an eğitiminin devlet tarafından yapılması vurgusu, zaten dini alandan sorumlu devlet kurumu olarak Din İşleri Başkanlığının ilgili bakanlık ve diğer devlet kurum ve kuruluşlarla Kuran öğretimi başta olmak üzere, dini eğitim ve uygulamaları yürütmesinin asıl gerekçesidir.
- Haberde, adeta Kur’an-ı Kerim eğitim-öğretiminin askıya alındığı izlenimi oluşturulmaktadır. Öncelikle Yasamıza göre ” dileyen her kişiye gerektiğinde Ku’an-ı Kerim öğretmek” imamın görev, yetki ve sorumlulukları arasındadır. İsteyen herkes görevlilerimizden Kur’an-ı Kerim öğrenebilir.
- Kuran-ı Kerim eğitim-öğretimi ile ilgili düzenleme yetkisi kime ait olursa olsun veya bir düzenleme bulunsun ya da bulunmasın evrensel temel hak ve özgürlükler ve mevcut Anayasamıza göre hiç kimse bir inancın kitabını ve esaslarını öğrenme ve uygulama hürriyetinden mahrum bırakılamaz.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, yeni düzenleme talebi için Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararını beklemekteyiz.
Kamuoyuna saygılarımla.