KKTC For Ever desek?

Taner ULUTAŞ

Büyüklerimiz eskiye rağbet olsa ‘Bit Pazarına ‘ nur yağardı sözünü sanırım boşuna sarf etmemişler.  Bilgisayarın başına geçip öylesine dolaşırken, bizim KKTC For Ever dediğimiz ülkede yaşanan adli suçların geldiği boyutu görünce irkildim. Eskiden annem sandalyeyi kapının önüne devirir ve komşuya kahve içmeye giderdi. Swiçler arabaların üstünde günlerce kalır ama kimse yan gözü ile bakmazdı. Şimdi bahçede 2 köpek. Duvarlarda hırsız gelince haber versin diye alarm tesisatları ama gel gör ki bunlar bile bizi hırsızların şerrinden korumuyor. Geldiğimiz noktayı görünce ‘Bit Pazarına ‘ değil nur, nurlar yağdı demekten kendimi alamadım.   Hadde bu duruma gel de içme ve Bit Pazarına nur yağdırma. Bazı belediye başkanlarının ‘Sayıştay Raporlarına’ düşen hinliklerini çok yazdık. 700 binlerin alınarak yapılan transferleri de boş verdik. Hergün yakalanan uyuşturucu içicilerinden perende alınarak ‘Uyuşturucu Baronlarına’ neden ulaşılamıyor diye sormayı da es geçtik. Büyük işleri bir tarafa bıraktık ama uçsuz bucaksız bir ovada kendini dağ sanan bir tepecik gibi koltuklara oturunca kendilerini ‘AB’nin önde gelen vekillerinden sanan bizim vekillerin en azından çıkarttıkları yasaların arkasında durmalarını istemek de bir vatandaş olarak hakkımdır sanırım. KKTC denizlerini yaptıkları anlaşmalar ile Türkiyeli Gırgır Balıkçılarının yolgeçen hanına döndüren bizim Meclisi Mebusan’ın mümtaz üyeleri Kumdan mamul Kalahari Çölünün, sudan mamul versiyonu haline soktukları ve balıksız bıraktıkları denizlerimiz ile ilgili çıkarttıkları yasanın en azından arkasında dursalar diyorum. Hatta yasa ile yasakladıkları Kafes ile avlamanın önüne geçmek için ilgili birimlerin harekete geçmesini sağlasalar kadı da günah yazmaz derim. Bazı adamlar o kadar cüretkar ki,  limanın mendireğinin altına hemde Sahil Güvenliğin yanı başına iki adet kafes yerleştirme cesaretini bile göstertmişler. Limanın mendireği kafeslerden temizlendi mi bilmem ama balıkçılar 100 metre engelli koşularında adım başına konan engeller gibi adım başı kafese tosluyoruz. Olanda bizim ağlara oluyor diyor. Demesine diyor da KTHY çalışanı 64 kişinin feryadını duymayanlar balıkçıların feryadını mı duyacak dersiniz? Neyse balıkçıları bıraktık ama Haspolat’ta Lefkoşa Belediyesi tarafından dar gelirliler için yaptırıldığı söylenen Belediye Evlerini isterseniz konuşmadan bırakmayalım. Belediye ile anlaşmaya varılan bir yabancı firma tarafından dar gelirler için yaptırılan evler şimdi ‘Kira evleri ‘ oldu. Talebelere kiralanan evler rant kapısına dönüştü. Bu evlerde oturmaya devam eden gerçek dar gelirliler ise artan döviz kuru nedeniyle kiralarını ödeyemeyecek durumda. Şikâyetlerini geçmiş belediye başkanlarına yaptılar ama keşke duvara yapsalardı çok daha iyi olurdu. Belediyeye gidiyorlar biz karışmayız diyorlar. İlgili firmaya gidiyorlar kirayı ödeyebilmemiz için dövizi sabitleyin diyorlar. Onlarda da biz karışmayız kirayı gerçek döviz kuru üzerinden ödemezseniz önce mahkemeye sonra dışarı diyor. Mahkemeye gidiyorlar yargıç ya kirayı ödeyin yada evi boşaltın diyor. Düşük gelirliler için yapılan Haspolat Belediye Evleri rant kapısı oldu. Belediye karışmam diyor. İtalyan firma ben anlamam döviz kuru ne ise onu alırım diyor. Mahkemede yargıç düşük müşük gelirli anlamam geçmişte varılan anlaşmaları da tanımam diyor. Sağlık varlıktan yeğdir ama insanların zaten varlıkları yok şimdi sağlıklarından da oluyorlar. Çok bilinmeyenli denklemleri ile ünlü KKTC’de atlar nallanırken kurbağalar ayak uzatmaz. Bu nedenle böyük böyük efendiler atlarını nallayarak Üsküdar’ı geçiyor. Bizlere de Beykoz sırtlarında giderken andilla koyarak arkalarından bakmak kalıyor. Ne diyelim KKTC For Ever desek? *****

Sahibine Mesajlar

Sayın Mehmet Özkardaş, Develer tellal iken pireler berber iken iktidarda iktidarsızlık yaşayan siyasilerin üzerlerinde değişiklikler yaptığı yeni " Kamu Görevlileri Yasa Taslağı " hazırlanmıştı. Az gidildi, uz gidildi ama bir türlü değişiklik kapısına gidilemedi. Pargalı İbrahim’in divanı hümayunu zamanında taslağı hazırlanan bu yasa Veziriazam Yorgancıoğlu zamanına kadar geldi. Vallahi sizler bu yasayı hayata geçirmek için yola çıkan tomofilin ekris yapan lastiğini onarmaz, yağlanan sparklarını temizlemek için el atmazsanız inanın bu yasa 2250 yılında ancak hayata geçer. *** Sayın Fuat Türköz Çiner, DP’nin alt yapısından yetiştiniz. Uzun yıllardır partiye bir birey olarak hizmet verdiniz. Partinin eksisini de artısını da öğrendiniz. Eh artık partiyi de idare etme zamanı geldi diye başkan adayı da oldunuz. Oldunuz tamam da başkanlık seçiminden sonra ortalardan kayboldunuz. Ne oldu? Yoksa sizde bazılarına gösterildiği gibi kapı mı gösterildi. Sayın Çiner toprağı işleyen ekmeği dişler ama ekmeğin içine demir konursa dişlerden de olursunuz değilmi? *** Sayın Ziya Emir, adını unuttum Medya Etik Kurulu sana yine bir ‘Kınama’ göndermiş diyorlar.  Kınama sonrasında sende bu kına benim beğendiğim kına değil. Ne renginde nede kokusunda hayır var demişsin. En iyisi ben bu kınayı size armağan edeyim ve istediğiniz yere sürün diye de ilave etmişsin.  Cömert derler maldan ederler.Yiğit derler candan ederler. Gazeteciyi de yaptığı haber için işte böyle sinir sara edip haber yaptığına bin pişman ederler Ziya’cığım. Aldırma. *** Sayın Hasan Sadıkoğlu, İskele belediye başkanlığı seçimi öncesinde saniyede 90 Km’ye çıkan Ferrari gibiydin. 7 vites ile yetişmediğin toplantı, konuşmadığın insan yoktu. Bakıyorum eskiden tozu dumana katan o Ferrari’nin yerinde yeller esiyor. ‘DENİZ’leri  ‘GÜR’ iradem ile aşacağım diyorsun ama dikkat et de başarısızlıklar ile ‘GÖZ’e gelme.  Halil Orun’un Siyah dediğin ineği aksine beyaz süt veriyordu. Ama benim beyazdır dediğin inek şu sıralar sütten kesildi. Millet eskiden sütü kana kana içiyorduk ama şimdi süte hasret kaldık diyor. Bilmem anlatabildim mi? *** Sayın Mahmut Özçınar şu sıralar sesin çıkmıyor.  Kıb-Tek elektrik borcu ödenmediği gerekçesi ile keseceği ceryan işi sanırım halledildi.  Kuyudaki su motorları çalıştığı için yarattığın yeşil cennetin sanırım şimdilik kuruma tehlikesi ortadan kalktı. Hocam, dikkat et Diyanollos sigara fabrikasından bozma Devleti Aliye’nin temsil edildiği Meclisi Mebusan’ın çoğunluk iradesi güzelliklere güzellik katan başkanlar için güzel ne güzelsin diyor ama ben güzele güzel demem güzel benim olmazsa diye de ilave ediyor. Yürürken ne olur ne olmaz diye muz kabuklarına dikkat et. *** Sayın Mahmut Kanber, KTEZO başkanlığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Hürrem Tulga’nın bıraktığı görevi en iyi şekilde yürüteceğinize inancımız büyüktür. Ama Kanuni Sultan Süleyman’dan sonra oğlu Selim de Osmanlı’yı iyi şekilde yönetecekti. Olmadı ve Osmanlı ‘Büyüme’ döneminden ‘Duraklama’ devrine girdi. İnşallah büyük bir kitleye sahip Esnaf Sanatkarlar Odasını çok iyi götürür ve tarihte isim yapmış Hürremlerin desteği ile ‘Duraklama’ devrine sokmadan büyüme devrini sürdürürsünüz. *****

GÜNÜN FOTOĞRAFI

                      [review]