KONDA Genel Müdürü Ağırdır: Türkiye'nin batı ülkelerine benzemesini isteyenler yüzde 70'i aştı, 'İslam ve doğu ülkesi' diyenler yüzde 1!

KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır ve Murat Sabuncu, Sayıların Dili'nde yorumladı

KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, yaptıkları araştırmalarda, ‘Türkiye, devlet nizamı, sistemi ve ekonomisi bakımından hangi ülkeye benzesin?’ sorusunu sorduklarını, Türkiye'nin batı ülkelerine benzemesini isteyenlerin yüzde 70'i aştığını,’ İslamcı veya doğudaki ülkelere benzeyelim’ diyenlerin oranının ise yüzde 1'de kaldığını söyledi. 

Ülkede insanların siyasetten kopma duygusu yaşadığını dile getiren Ağırdır, seçmenin yüzde 47’sinin  bu siyasi aktörlerle ve bu siyaset zemini ile sorunların çözülemeyeceğini düşündüğünü belirterek, “Bu, iktidarın oyu azalıyor azalmıyor meselesinden çok geleceğimiz için bir duyusal eşik oluşuyor demek oluyor” dedi. 

KONDA Genel Müdürü Ağırdır, Uyuşturucu kullandığı görüntüleri ortaya çıkan ve kısa sürede nasıl bu kadar zenginleştiğine yönelik tartışmalar devam eden AKP Genel Merkezi büro personeli Kürşat Ayvatoğlu’na ilişkin tartışmaları, siyasetteki ve seçmenler üzerindeki yansımalarını ve iktidarın söylem ve politikalarını Sayıların Dili'nde Murat Sabuncu'ya yorumladı. 

 

"AK Parti’nin başlangıcındaki ‘dava’ artık yok"

Cumhuriyetin kazanımlarından birinin, eğitim üzerinden başarılı olma ihtimali duygusu olduğunu ancak AK Parti ile bu duygunun kaybolduğunu söyleyen Ağırdır, “AK Parti’nin başlangıcında ‘Cumhuriyetin ceberrut uygulamalarına’ karşı kendilerini var etme mücadelesi olarak başlayan hikaye, bugün aşka bir evreye gelmiş durumda. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı'nın söz ettiği dava ile AK Parti teşkilatlarının bir alakası olduğunu sanmıyorum ben. Keşke imkan verilse de biz 81 ilçedeki AK Parti örgütleriyle bir araştırma yapsak, kaçının bu dava konusunda bilgisinin ne olduğunu ya da kaçının ülkenin geleceğine dair nasıl bir hayali olduğunu anlasak. Ben tahmin ediyorum ki böyle bir dava artık yoktur. Çünkü kısa yoldan keyfilik içinde bir rant düzeni var ortada” dedi. 

AKP’nin kendine biat eden bir seçmen kitlesi yaratmaya çalışırken ortaya çıkardığı ‘yeni orta sınıfın’,  kültürel kimlikleri üzerinden kendini var etme kaygısı güttüğünü söyleyen Ağırdır, “Bu insanlar sonradan tümüyle bir ekonomik çıkar mücadelesinin içine girdiler ve bunun da kazananı oldular” dedi. 

Uyuşturucu kullandığı görüntüleri ortaya çıkan ve kısa sürede nasıl bu kadar zenginleştiğine yönelik tartışmalar devam eden AKP Genel Merkezi büro personeli Kürşat Ayvatoğlu’nu hatırlatan Ağırdır, “Sadece bu görüntüler değil, her şehirde insanlar komşularının,  AK Parti ile iş tutmaya başladığında nasıl suni bir zenginleşme içerisine girdiğini gördü” ifadelerini kullandı. 

 

"AK Parti kaybederse kazanımlarını kaybedeceklerini düşünenler, AK Parti’yi risk olarak görmeye başlıyor"

AK Parti’nin dini ve milliyetçi duygular üzerinden seçmenini konsolide etmeye çalıştığını ancak bu stratejinin işe yaramaktan çok ters tepebileceğini belirten Ağırdır, “Bütün bu hikayenin sonunda bu insanlara dini kurallara göre oluşmuş bir toplumsal yapı veya yönetimi içinde yaşamak istiyorlar mı diye sorduğunuz zaman yüzde 1 bile değil. Dolayısıyla o insanlar öncelikle bütün bu kazanımlarını korumak sevdasındalar. Ama diğer yandan da bu  saçmalıkları da görüyorlar. Dolayısıyla paradoksal olarak şimdiye kadar AK Parti için, muhalefetin kazanması durumda bu insanların bütün kazanımlarını kaybedecekleri tehdidi, olumlu sonuçlar üretmiş olsa da bugün aynı insanlar AK Parti’nin bu söylemlerinin ve politikalarının devamının kendi gelecekleri için risk olduğunu düşünüyorlar. İktidar bir türlü seçmenindeki bu duygu değişiminin farkında değil. Oy kaybettikçe dini ve milliyetçi söyleme sarılıyor AK Parti ama bu insanlar özü itibariyle bu ülkedeki hayatın daha İslami kurallara göre yönetilmesine razı gelmiyorlar. Tam tersine bugün iktidarın bu zorlamaları kendi seçmeninde bile tepki üretmeye başlıyor ve üretecek” 

Ağırdır, aynı zamanda muhalefetin de AKP’nin yaşadığı oy kaybı üzerinden bir beklenti  içerisine girmesinin yanlış olacağını, böyle bir stratejinin kaybettirebileceğini söyleyerek “Muhalefet umut inşa etmezse seçmen başka arayışlara yönelebilir” dedi.