Kooperatif Merkez Bankası ve Kooperatifçilik:

Arif Alasya

Kudret Özersay son günlere damgasını vuran ve medyada tartışılan hatta yönetim kurulunun istifasına neden olan Kooperatif Merkez Bankası konusunu gündeme taşıdı. Bana göre çok da iyi etti.

Ancak ben gümdeme getirilen Kooperatif Merkez Bankası ile ilgili iddialar ne kadar haklı ne kadar haksız? Ben bunu tartışacak değilim. Ancak şu bilinmelidir ki Ülkemizde en iyi kalkınma modeli kooperatifleşme ile olur. Yıllar önce İngiliz yönetiminde her iki toplumun Rum ve Türk ayakta durabilmelerinin en büyük nedeni kooperatifçilikti.

1974 sonrası kuzeye taşınan köylerde de bu kooperatifçilik sistemi yürütüldü, Ancak maalesef Ziya Müezzinoğlu tarafından getirilen ekonomik model Kooperatifçiliğe değil KİT’lere ve Kurum’lara dayandırılmak suretiyle köy kooperatiflerinin fonksiyonunu azalttı. Ancak birçok yerleşim köyümüz Kooperatifçilikteki başarısını sürdürdü.

Yönetime gelen Hükumetlerimiz üleşim ve ve menfaat dağıtma peşine düşerek Kooperatifçiliği ihmal ettiler hatta önlerinde engel gördüler.

Her şeyi onlar yönetmeliydiler. Bu karışıklık içinde 1983 yılına gelindiğinde siyasilerin yani Hükümetin istemediği birisi Mustafa Hacıahmet Kooperatilerin oyu ile Yönetim Kurulu başkanı seçildi. Bunu Hükümetin başı hazmedemedi ve fasıl 114’de bir değişiklik yaparak özerk Kooperatiş işleri dairesini Başbakanlığa bağladı. Hemen arkasından da Kooperetif Merkez Bankası Yönetim kurulunu Bakanlar Kurulu kararı ile görevden alarak yerine Kayyum olarak Kooperatif işleri dairesi Müdürünü atadı, kurul üyeliklerine de kendi partililerini atayarak yeni bir yönetim oluşturdu.

İşte bizi bu güne getiren sürecin başlangıc böylece başlamış oldu.

1983 sonrası yapılacak tüm seçimlerde CTP ve TKP’nin seçim bildirgelerinde hep Kooperatif Merkez Bankasının gerçek sahiplerine iadesi vardır.

1993 yılında oluşan DP-CTP Hükümeti bunu yapamadı, yapamadığı gibi siyasi bir çiftlik olarak devamını uygun gördü. Onlar için daha önemli işler vardı İTEM yasası; Faizlerle ilgili yasa ve KDV yasası. Haliyle bu yasalar geçirildi ve Kooperatif Merkez Bankasının da çiftlik olarak devamı uygun bulundu.

Bu tarihten sonra da artık seçim bildirgelerinde Kooperatif Merkez Bankasının gerçek sahiplerine iadesi hiçbir bildirgede yazılmadı.

Ben yazmaya başladığım günden itibaren hep kooperatifleri yazdım.

Bana göre ülkemizin en iyi kalkınma modeli kooperatifçiliktir. Düzgün ve kurallarına uygun yapılacak Kooperatifçilik tam bizim yapımıza uyan bir ekonomik modeldir.

İşte yıllardır gündemde tutmaya çalıştığım ve arar ara gazetedeki köşemde tekrarladığım yazılarım vardır.

Bu konuya ilgi duyan RİK Televizyonu bu konuda onların da benzer problemi olması nedeniyle benimle röportaj yapmıştır Kuzeyde de ilgi duyan Ziraat Mühendisleri Odası da kendi dergilerinde konu üzerindeki yazımı yayınlamışlardır. Son zamanlarda bildiğim kadar Ziraat Mühendisleri odası başkanı Mehmet Celasun kooperatifçilik konusunda çalışmalar yürütmektedir.

Temennim Siyasi partilerimizin yeniden Kooperatifçiliği gündemlerine alması ve Fasıl 114 altında Kooperatif işleri dairesinin (Şirket Mukayyidi)etkinleştirilip yenden kalkınma modeli haline getirilmesinin sağlanmasıdır.

Bu da ancak çiftlikleşmeden vazgeçmekle mümkündür.

Demek kimin söylediği toplumda çok çok önemliymiş?

(Yıllardır bu konuda yazdığım yazıları Çarşamba ve Cuma günleri yazacağım