“Tümdünyayı esir alan yeni tip koronavirüsün önümüzdeki günlerde de yayılmaya devam ederek hasta ordusuna yeni üyeler ekleyeceğini biliyoruz.Diğer taraftan bu hastalığı yenerek evlerine dönebilen insan sayısı da yadsınamayacak kadar fazladır.”ifadelerini kullanan Yrd. Doç. Dr. Hakan Evren, günler boyunca solunum cihazına bağlı olarak yaşamak zorunda kalan kişilerin hayatlarına kaldığı yerden nasıl devam edeceğininçok önemli bir soru olduğunu söyledi.
Yrd. Doç. Dr. Hakan Evren; “Covid-19’un Asıl Hedefi Akciğerler Olmakla Birlikte İnsan Vücudunun Pek Çok Bölgesine Saldırabiliyor.”
Covid-19’un asıl hedefinin akciğerler olmakla birlikteinsan vücudunun pek çok bölgesinesaldırdığını, yol açtığı oksijen yetmezliği ve yaygın inflamasyon nedeniyle böbrek, kalp, beyin ve karaciğer gibi organlara da hasar verebildiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Hakan Evren, ciddi bir zatürreye ve bazen de ilerleyici solunum yetmezliği sendromuna sebep olan virüsün, akciğer dokusunda kalıcı hasar bırakıp bırakmayacağı ile ilgili çalışmalarınhalen sürdürüldüğünü söyledi. “Mevcut bilgiler gösteriyor ki bazı kişilerde akciğer dokusu iyileşirken, fibrozis dediğimiz işlevsiz skar dokusu oluşmaktadır. Bu dokunun genişliği ile orantılı olarak akciğer fonksiyonlarında belirgin bozulmalar olabilir. Bu nedenle kişiler sık sık oksijen yetmezliği ile hastanelere başvurmak zorunda kalabilir.” diyen Yrd. Doç. Dr. Hakan Evren, Covid-19’a maruz kalan kişilerde hastalığın başlangıcındaniyileşmenin tamamlanmasına kadar vücutta sürekli bir iltihabi durum bulunduğunu, kişide ek bir hastalıkolması durumundaise uzun dönemde kalp krizi, inme ve böbrekrahatsızlıkları görülme oranının normal bireyler ile kıyaslandığında çok daha yüksek olabileceğini söyledi.
Yrd. Doç. Dr. Hakan Evren; “Yatış Sebebi Farketmeksizin, Uzun Süre Yoğun Bakımda Tedavi Gören Kişilerde Bilişsel ve Fiziksel Bozulmalara Sebep Olan Bir Sendrom Gelişir.”
Ayrıca yatış sebebi ne olursa olsun, uzun süre ileyoğun bakımda tedavi gören kişilerde bilişsel ve fiziksel bozulmalara sebep olan bir sendrom geliştiğini de belirten Yrd. Doç. Dr. Hakan Evren, kaslarda erime, güçsüzlük ve hafıza kaybının, bu sendromun en önemli ögelerinden olduğunu söyledi.Bununla birlikte koronavirüsün akciğerlerden sonra en önemli ikinci hedefi olan beyinde de hasar oluşturabildiğinin farklı çalışmalarla desteklendiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Hakan Evren, açıklamalarını şöyle sürdürdü; “Sonuç olarak doğrudan veya dolaylı olarak santral sinir siteminde yarattığı hasarlardan dolayı koronavirüs hastalığından kurtulan birçok kişi beyin fonksiyonları ile ilgili kronik birçok sorun ile karşı karşıya kalabilir. Bu salgın bir gün bittiğinde hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı kesindir. Fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezleri kapasitelerinin üzerinde çalışabilir; psikiyatri klinikleri, panik atak, depresyon, anksiyete ve posttravmatik stres bozukluğu olan hastalar ile dolup taşabilir.”
Yrd. Doç. Dr. Hakan Evren; “Covid-19’a Maruz Kalan Hastalara İyileşme Sonrasında Fiziksel ve Psikolojik Rehabilitasyon Desteği Sağlanmalı.”
“Yoğun bakımda takip edilen kişilerin bir kısmı hiçbir kronik rahatsızlığı olmayan genç hastalar olabildiği gibi büyük bir kısmı ise ek hastalığı olan yaşlı kişilerdir.” diyen Yrd. Doç. Dr. Hakan Evren, bu hastaların gerek fiziksel gerekse psikolojik rehabilitasyonunu sağlayacak bir organizasyon oluşturmanıngerekliliğine dikkat çekti.
Yrd. Doç. Dr. Hakan Evren; “Ben Merkezli Hayatlarımızı Gözden Geçirme Vakti Gelmiştir.”
“Hayatımızın her alanını olumsuz yönde etkilese de koronavirüsün bizlere vermek istediği mesaj nettir. Kendini evrenin orta yerine koyarak umarsızca yaşadığımız hayatlarımızı gözden geçirme vakti gelmiştir.” diyen Yrd. Doç. Dr. Hakan Evrenkoronavirüsün, bilimin takip edilmesi gereken en önemli kılavuz olduğu, sağlık çalışanlarının daha fazla saygı ve takdir görmesi gerektiği,aile ve dostlarımıza daha çok vakit ayırmamız gerektiği veinsanların birbirleriyle dayanışma içinde yaşamalarının ne kadar kolay ve mutluluk verici olduğu gibi öğretiler konusunda farkındalık yarattığını söyledi.