CNN televizyonu, Tayvan, Almanya, Yeni Zelanda ve İskandinav ülkeleri örneklerinden yola çıkarak kadın liderlerin koronavirüs salgınınında daha iyi sınav verdiğini yazdı.
Haberde şöyle deniyor:
"Tayvan, erken müdahaleyle koronavirüs salgınını o kadar başarılı bir şekilde kontrol altına aldı ki şimdi Avrupa Birliği ve diğer ülkelere yardım için milyonlarca maske ihraç ediyor.
"Almanya, Avrupa'nın en kapsamlı test programını hayata geçirdi. Ülkede haftada 350 bin koronavirüs testi yapılıyor. Virüse yakalananların erken belirlenmesi etkili tecrit ve tedaviyi mümkün kılıyor.
"Yeni Zelanda'da başbakan erken davranarak ülkeyi turizme kapadı, tüm ülke bir ay süreyle karantinaya alındı ve salgında ölü sayısı dörtte kaldı. Bu ülkelerden biri Avrupa'da, diğeri Asya'da, diğeri de Güney Pasifik'te. Ama bir ortak özellikleri var: Üçünü de kadın liderler yönetiyor."
Dünya liderlerinin yüzde 7'si kadın
Haberde dünya liderlerinin sadece yüzde 7'sinin kadın olduğu hatırlatılarak "Bu açıdan kadın liderlerin başarıları ayrı bir önem kazanıyor" deniliyor.
CNN'in analizi şöyle devam ediyor:
"Hükümetlere güvenin yüksek olduğu, çok partili bu demokrasilerde, salgın bilimsel müdahaleyle erken kontrol altına alındı.
Tayvan
"Yaygın olarak testler yapıldı, yüksek nitelikli tıbbi tedaviye kolay erişim sağlandı, taşıyıcılar agresif bir şekilde izlendi, kalabalıkların bir araya gelmesini önlemek için katı önlemler uygulandı.
"24 milyon nüfuslu Tayvan, Çin'in doğu kıyısında. Çin, Tayvan'ı kendi toprağı olarak görüyor. Dünya Sağlık Örgütü Tayvan'ı tanımıyor. Tayvan, anakara Çin'den kaynaklanan bir salgın karşısında riske daha açık durumdaydı.
"Ama Tayvan lideri Tsai Ing-wen, geçen Aralık'ta Vuhan'da insanların gizemli bir virüs nedeniyle hasta olduğu haberlerinin duyulmasından sonra Vuhan'dan gelen tüm uçakların incelenmesi talimatını verdi.
"Tsai, daha sonra bir epidemi kumanda merkezi oluşturdu. Maske gibi kişisel koruyucu malzemelerin üretimine hız verdi, anakara Çin, Hong Kong ve Macau'dan tüm uçuşlara sınırlama getirildi.
"Tayvan'ın bu sıkı müdahale önlemleri sonunda salgının bilançosu 393 teyit edilmiş vaka ve altı ölümle sınırlı kaldı.
Almanya
"83 milyon nüfuslu Almanya'da hastalığa yakalanan kişi sayısı 132.000'in üstünde. Fakat ölüm oranı birçok Avrupa ülkesindekinden daha düşük. Kuantum kimyası alanında doktorası olan Başbakan Angela Merkel koronavirüs krizini yönetim tarzıyla halk desteğini önemli oranda artırdı.
"Avrupa'da en fazla yoğun bakım yatağı ve test kapasitesi olan ülke Almanya. Heidelberg Üniversitesi Hastanesi Viroloji Bölümü Başkanı Hans-Georg Kräusslich, New York Times gazetesine "Almanya'nın en büyük gücü hükümetin en üst seviyesinde rasyonel kararlar alınabilmesi ve hükümetin arkasında halk desteğinin olması" dedi.
Yeni Zelanda
"Yeni Zelanda, nüfusu yaklaşık beş milyon olan ve ekonomisi büyük ölçüde turizme dayalı olan bir ada ülkesi.
"Fakat Başbakan Jacinda Ardern 19 Mart'ta ülkenin sınırlarını yabancı ziyaretçilere kapattı. 23 Mart'tan itibaren herkes evlere kapandı. Ardern, sınırlamaları kaldırmakta acele etmeyeceklerini söylüyor. Ülkede geniş kapsamlı bir test programı uygulandı. 1300 vakanın görüldüğü ülkede dokuz kişi yaşamını yitirdi.
"Ardern, Perşembe günü halka hitap etti ve "Yüzyılı aşkın bir süre sonra insan sağlığını tehdit eden bu en büyük krizde sessizce ve kolektif olarak bir ulusal savunma duvarı ördük" dedi.
İskandinav ülkeleri
"Beş İskandinav ülkesinin (Danimarka, Finlandiya, İzlanda, Norveç ve İsveç) dördünde kadın liderler iktidarda.
"Salgında kadın liderlerin yönettiği bu ülkelerin tümünde Avrupa'nın diğer bölgelerine kıyasla ölüm oranları düşük. Örneğin 34 yaşındaki Finlandiya Başbakanı Sanna Marin, dünyanın en genç lideri olarak salgında halk desteğini yüzde 85'e çıkardı. Salgına hazırlık seviyesi yüksek olan 5,5 milyon nüfuslu ülkede ölü sayısı 59'da kaldı.
"İzlanda, 360.000 nüfuslu küçük bir ada ülkesi. Başbakan Katrin Jacobsdottir 2017'de iktidara geldi. İzlanda da krize erken müdahale eden ülkeler arasında. Ülkede birçok kişiye test yapıldı. Testleri pozitif çıkanların yaklaşık yarısının hiçbir hastalık belirtisi göstermediği ortaya çıktı. Hastaların temas ettiği kişilerin belirlenmesi için etkili bir program uygulandı.
"Lideri kadın olmayan tek Nordik ülkesi olan İsveç'te Başbakan Stefan Lövfen, sosyal mesafe önlemlerini zorunlu kılmayı reddetti. Okullar ve iş yerleri kapanmadı. Buradaki ölüm oranı Avrupa ülkelerinin çoğundakinden çok daha yüksek."
'Bilim inkarcısı liderler'
CNN'in haberinde erkek liderlerle ilgili olarak da şu yoruma yer veriliyor:
"Güney Kore Devlet Başkanı (erkek) Moon Jae-in, yaygın bir test programıyla ülkesindeki enfeksiyon eğrisinin doğrusal bir seyir izlemesini sağladığı için övgüyü hak ediyor. Ama işinin ehli olmayan, bilim inkarcısı erkek liderlerin yönetimindeki birçok ülkede koronavirüs büyük facialara yol açtı.
"Şimdi krizin merkezi ABD. Başkan Donald Trump, başlangıçta Demokrat Parti'yi "virüs şakasını siyasileştirmekle" suçladı ve bilim insanlarının aylar boyunca yaptığı uyarıları dikkate almadı. Ülkede ölü sayısı 25.000'i, vaka sayısı da yarım milyonu aştı."
"Benzer şekilde İngiltere Başbakanı Boris Johnson salgının başlangıçta kamu sağlığına riskinin ciddiyetini önemsemedi. İngiltere'de önlemler diğer Avrupa ülkelerindekinden daha geç alındı. Johnson, kendisi Covid-19'dan hastaneye kaldırılmadan önce gazetecilere virüsün hastanedeki hastalarla el sıkışmasına engel olamayacağını söyledi."
"Ve Çin Devlet Başkanı Şi Jinping, karantinadan önce beş milyon kişinin Vuhan'dan ayrılmasına izin vermeseydi, hastalık bu kadar hızlı yayılmayacaktı."