Koronavirüs salgınıyla mücadele eden ve yeterli sağlık hizmetlerini sağlayamayan ülkelerde Kübalı doktorlar devreye girdi.
Bu ülkelerden biri de İtalya.
Torino bölgesi başkanı Küba’nın İtalya Başkonsolosluğu aracılığıyla yapılan çağrı üzerine, 14 Nisan Salı günü Küba’dan ikinci bir grup Kübalı doktor, İtalya’nın Torino şehrine indi.
Sağlık ekibi adını, Küba’nın bağımsızlık mücadelesinde savaşan ‘Henry Reeve’den alıyor. ‘Henry Reeve’ sağlık tugayı, doğal felaketler ve salgınlar konusunda uzmanlaşan bir ekip.
Küba Sağlık Bakanlığı’nın gönderdiği, epidemiyolog, anestezi uzmanı, solunum cihazı uzmanı, pratisyen hekim ve yoğun bakım uzmanı hemşireden oluşan 38 kişilik Kübalı sağlık ekibiTorino’da Covid-19 hastalarının tedavisi için kullanılmak üzere hastaneye dönüştürülen eski bir sanayi tesisinde görev alacak.
İlk Kübalı doktor grubu, 24 Mart’ta da Lombardia’nın Crema şehrinde görev almak üzere İtalya’ya gitmişti.
Küba, Covid-19 hastalarının tedavisi için Afrika, Avrupa ve Karayip ülkelerine toplam 20 sağlık ekibi göndermiş oldu.
Küba’nın ‘beyaz önlük diplomasisi’ (tıp diplomasisi) dış politika araçlarının başında geliyor. Ama Latin Amerika’da sağcı hükümetlerin sayısının artması ve Washington’a Trump yönetiminin gelmesiyle Küba bu diplomasisini sürdürmekte zorlanıyordu.
Ama sağlık hizmetlerinin başarısıyla bilinen Küba’nın doktorları Covid-19 salgını nedeniyle sağlık hizmetleri zayıflayan ülkeler tarafından yeniden güçlü bir kaynak olarak görülmeye başladı.
'Küba'nın salgın konusunda uzman bir doktor ordusu var'
AFP haber ajansına konuşan California Holy Names Üniversitesi’nden Kübalı Profesör Arturo Lopez-Levy, “Bu yüzyılın başından bu yana bir salgın ihtimali hakkında konuşuyorduk. Küba’nın bu ihtimale karşı hazırlıklı doktor ordusu var” dedi.
Küba’da 1950li yıllardaki devrimden bu yana, ücretsiz sağlık hizmeti erişimi ve eğitim sosyalist adanın temel taşlarından ikisini oluşturuyordu.
Lopez-Levy, “Soğuk Savaş’ın sonunda Küba kapasitesini geliştirdi, dolayısıyla dış politikasında çok önemli bir araç haline gelmesi mantıklı” dedi.
Küba’nın Covid-19 ile mücadele için şimdiye kadar doktor, hemşire, sağlık çalışanı gönderdiği ülkeler arasında İtalya’nın yanı sıra, Andora, Venezuela, Nikaragua, Grenada, Suriname, Jamaika ve Belize de var.
Fransa da Karayiplerde sahibi olduğu topraklarda Kübalı doktorların zayıflayan sağlık hizmetlerine katkı için çalışmalarına izin verdi.
AFP’ye konuşan Florida Üniversitesi Küba Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Jorge Duany, “Koronavirüs, Küba’ya medikal hizmetlerini ihraç etmek için bir fırsat sundu” dedi.
Latin Amerika'daki sağcı hükümetler ve Trump diplomasiyi 'zora sokuyor'
Küba, 2018 yılında sağlık programıyla 6.3 milyar dolar gelir elde etti. Ama Latin Amerika’da sağcı hükümetlerin Küba’yla işbirliği yapmaması üzerine bu gelir azaldı.
Brezilya, Bolivya, Ekuador ve El Salvador, Havana’yla anlaşmaları iptal etti ve bu ülkelerde bulunan Kübalı sağlık ekiplerini geri gönderdi.
Washington’ın 60 yıldır süren yaptırımları nedeniyle ekonomik sıkıntı yaşayan Küba, ABD’yi, 164 ülkede bulunan 400 binden fazla sağlık çalışanının itibarına zarar vermekle suçluyor.
ABD ise Küba hükümetini sağlık programını nakit elde etmek için suiistimal etmekle suçluyor ve sağlık çalışanlarının maaşlarının %75’ine Havana tarafından el konulduğunu ve bunun da ‘modern zaman köleliği’ olduğunu söylüyor.ı.
Sağcı Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro da geçen yıl ülkedeki 8.000 Kübalı sağlık çalışanını ülkeden çıkarmış, Havana’yı sağlık programını ‘istihbarat toplamak için kullanmakla’ suçlamıştı.
ABD’nin suçlamalarına ve engellerine rağmen Küba’nın sağlık programı devam ediyor.
Geçen ay itibariyle Küba’nın 59 ülkede görevli 28.729 sağlık çalışanı faal olarak bulundukları ülkelerin sağlık hizmetlerine katkıda bulunuyor.
Küba uzmanı Duany, “ABD’nin Küba’ya uyguladığı maksimum ekonomik baskı politikasıyla, Küba’nın sağlık programını da reddetmek, Havana hükümetinin temel kaynaklardan mahrum bırakılması için yeni bir strateji gibi görünüyor” diyor.
AFP’ye konuşan Küba siyasi uzmanı Carlos Alzugaray da Küba’nın sağlık programını ‘tamamen insani amaçlı’ kullandığını söylüyor ve “Diplomatik ve ekonomik faydaları da bir artısı” diyor.