Korsanız işte var mı ötesi?

Oshan SABIRLI

Gazete’niz Detay’ın birinci sayfasından dün “uyuşturucu Baronu KKTC’de yakalandı” şeklinde önemli bir haberi sizinle buluşturduk. Derken bugün, yine bu haberin devamı niteliğinde bir haber daha gazetede yayınlandı. Mahkeme kararı yine düşündürücü, yine üzücüydü. Açıkçası benzer haberleri verirken yüreğimiz yanıyor. Eskiden kapalı bir toplumduk. Haber akışı hem içe hem de dışa kısıtlıydı. Kendi masum dünyamızda yaşardık. Aslında biraz saf olan da bizdik hani. Internet’in gelişmesi ve GOOGLE denen ilahi teknoloji ürünü sayesinde, ülke çok daha farklı bir yer oldu. Yani kirli çamaşırlarımız ortaya saçıldı. Türkiye gazetelerinde, KKTC ile ilgili çıkan haberlerde, hep Kıbrıs’ta görev yapan muhabirlere kızdık. Burada biz pislilerimizi hasıraltına ittik. Pislikler arttıkça biz daha da görmezden geldik. Kıbrıs’ı bir eğitim ve turizm adası olarak lanse ettik ama perde gerisinde yine yolsuzluğun, ahlaksızlığın, kaçakların cenneti olmaktan da geri durmadık. Her ne kadar şu sıralar Offshore bankalar olmasa da ülkemizde, biz kirli paranın, kara paranın, terör parasının merkezi olmaktan da övündük gizliden gizliye. Kumarhane cennetiyiz. Türkiye’de kendini temize çeken siyaset, pisliğini bu adaya akıttı. Hatta sözde yasalar ile Kıbrıs Türklerinin kumarhanelere girmesinin de önüne geçtik. Turizmin önüne bir de “KUMAR” ibaresi koyduk. “Her şey dahil” şeklinde sunulan otel hizmetlerinde ülkeye gelen turistlerin, kumarhaneden çıkmadığı, başkenti hiç görmediği, çarşının, marketin, sinemanın hatta havuzun yerini bilmediği bir turizm modeli oluşturduk. “KKTC Sonsuza Kadar Yaşayacak” naraları atanlar, saatlik mi? gecelik mi? pazarlıklarında, kadın bedeninin meze yapıldığı, “alan memnun, satan memnun” edebiyatının çevrildiği, köy gibi seks pazarları kurulmasına ön ayak oldu. Fuhuş yapılmaz iddialarında, HIV, bel soğukluğu, HPV hatta frengi gibi testler yapmaya başlandı minibüs ile gelen yabancı kadınlara. Şimdi bonzai, LSD, MDMA ve benzer kelimeleri duyamaya alıştık. Esrar denilen kelime Ahu Tuğba ve Nuri Alço filmlerinde, çok farklı dünyaların ürünleriydi. Yan komşumuzun, arkadaşlarımızın, dostlarımızın hatta oğullarımızın, kızlarımızın kötü kaderleri olmaya başladı uyuşturucular. İşin daha da trajik yanı Google’a yazdığınız zaman karşımıza ülke ile ilgili binlerce veri çıkıyor. Şimdi KKTC’nin korsan devlet olduğunu söylediğimizde neden birileri kızıyor? Korsanız işte. Yüzyıllardır bu ada korsan adası olmaya devam etti. Eskiden ticaret gemilerini soyanlara yataklık eden bu ada, kirli işlerin, korsan yapıların, kötü ticaretlerin merkezi oldu. Akdeniz insanının sıcaklığına, samimiyetine, rahatlığına yakışmayacak şekilde türlü türlü işerin döndüğü bir batakhane şekline geldi ülke. Interpol, NCA ve daha birçok örgütün işaret ettiği, kaçakların barındığı, barınmaya devam ettiği ülkemde biz doğru yolu bu sistemde daha zor buluruz. Şimdi birileri, “Garantiler gidiyor”, “Dünya kadar tazminat ödeyeceksiniz”, “av tüfeklerini hazırlayın” şeklinde martaval okumaya devam etsin. Biz şerefimizi çoktan satmışken bu neyin diyeti inanın bilmiyorum.