Bugünkü hükümdar ailesinin kökleri 19. yüzyılda hüküm süren Kraliçe Victoria'ya kadar uzanıyor.
Kendisi de bir Alman soylu ailesi olan Hanover hanedanının İngiltere'yi yöneten son hükümdarı olan Kraliçe Victoria, 1840 yılında Alman Saxe-Coburg ve Gotha hanedanından Prens Albert'la evlendi.
Bu evlilik, Victoria sonrası İngiltere tahtına bu hanedanın oturacağı anlamına geliyordu. Nitekim 63 yıl tahtta Birleşik Krallık Kraliçesi ve Hindistan İmparatoru olarak oturan Kraliçe Victoria'nın ardından oğlu 7. Edward, 1901'de tahta çıktı.
Saxe-Coburg ve Gotha hanedanının ilk İngiltere Kralı olan 7. Edward, annesi Kraliçe Victoria'nın neredeyse tüm Avrupa hanedanlarıyla kurduğu akrabalık bağı nedeniyle "Avrupa'nın Amcası" olarak tanındı.
Dönemin Alman İmparatoru, Rus Çarı ve Norveç Kralı ile İsveç, Romanya ve Yunanistan tahtlarının varisleri Kral Edward'ın yeğenleri, Belçika, Portekiz ve Bulgaristan kralları ise kuzenleriydi.
Bu nedenle 9 yıllık hanedanı boyunca Avrupa ülkeleriyle yakın ilişki yürüten Kral Edward, kız kardeşinin oğlu Alman İmparatoru 3. Wilhelm ile "savaş arzuladığı" gerekçesiyle mesafeli bir ilişki yürüttü.
ALMAN KARŞITLIĞI NEDENİYLE KRALİYET AİLESİ ADINI DEĞİŞTİRDİ
Edward, bu hissinde de yanılmadı. 1910'da öldükten sonra tahta Saxe-Coburg ve Gotha'nın ikinci kralı 5. George çıkarken, yeni kral, Birinci Dünya Savaşı'nda da İngiltere ve tüm sömürgelerinin başında yer aldı.
Kraliçe Victoria ile başlayıp 5. George döneminde süren "Üzerinde güneş batmayan imparatorluk" efsanesinde hükümdar bu dönemde hiç beklemediği bir yerden halkın tepkisiyle karşılaştı.
Kral 5. George döneminde halk, Birinci Dünya Savaşı'nın da etkisiyle Alman karşıtı söylemlerini artırdı ve neredeyse 200 yıldır ülkeyi Alman kökenli hanedanların yönetmesine tepki göstermeye başladı.
Halkın bu tepkisi karşısında Kral George, 1917'de Saxe-Coburg ve Gotha olan hanedan adının Windsor olarak değiştirilmesi emrini verdi. Kendisi ve akrabaları tüm Alman unvanlarından vazgeçerken erkek akrabalara İngiliz soyluluk unvanları verildi.
Bu kapsamda kralın kuzeni Battenberg Prensi Louis, Louis Mountbatten adıyla Milford Haven Markisi ve Deniz Kuvvetleri Komutanı, Württemberg ve Teck Dükü unvanlarını kullanan kayınbiraderleri ise Cambridge Markisi ve Athlone Kontu unvanlarını aldı.
Mountbatten ve Teck aileleri, daha sonra hanedana damat ve gelin olarak girdi. İsim değişikliğinin ardından 5. George, Windsor hanedanının ilk hükümdarı unvanını da aldı.
Ağabeyi Albert Victor'un ölümü üzerine 27 yaşında hiç umudu yokken taht varisi olup 45 yaşında tahta çıkan 5. George'un 1936'da ölümünün ardından tahta yine hiç tahta çıkmayı beklemeyen hanedan üyeleri çıktı.
İSTEDİĞİ KİŞİYLE EVLENMEK İÇİN TAHTTAN AYRILDI
Kral George'un ölümüyle iki oğlundan büyük olan Edward yeni kral oldu. Ancak Edward'ın daha ilk haftalardan protokollere, geleneklere ve İngiltere Kilisesinin başı olarak kilise kurallarına aykırı davranışları endişelere neden oldu.
Edward'ın tahta çıktıktan sonraki geleneklere aykırı ilk davranışı, yüzünü taşıyan madeni para basılması konusunda yaşandı. Kral Edward, paralarda alışılagelmişin aksine sağa değil sola bakar halde tasvir edilmek istedi.
Bunun sebebi ise saçını sağa taraması ve sola dönük tasvir edilerek kafasının sol tarafında saçını ayıran çizgiyi göstermek istemesiydi.
Kral 8. Edward'ın daha önce bir kere boşanmış, ikinci eşinden ise boşanma aşamasında olan Amerikalı Wallis Simpson'la evlenmek istemesi ise tahttan çekilmesine giden yolda yaşadığı en büyük sıkıntı oldu.
İngiltere Kilisesi kurallarına göre eski eşi yaşayan birisinin yeniden evlenmesine müsaade edilmiyordu. Hükümet de kilisenin başı olan Kral'ın eşleri yaşayan bir kadınla böyle bir evlilik yapmasının doğru olmadığını ifade etti.
Edward, Simpson'ın Kraliçe unvanı almayacağı ve doğacak çocuklarının tahtta söz sahibi olmayacağı garantisini de vermesine rağmen bu karar Kral'ın başında olduğu ülkelerce ve İngiliz parlamentosunca kabul edilmedi.
Hatta Avustralya'dan gelen olumsuz yanıta Kral Edward'ın, "Orada çok fazla insan yaşamıyor ne düşündükleri önemsiz." yanıtı verdiği bile iddia edildi.
Kral olmak yerine Simpson'la evlenmeyi tercih eden Edward, tahta çıkışından 326 gün sonra çekilerek yerini tahta çıkacağını hiç düşünmeyen kardeşi Albert'a bıraktı.
HİNDİSTAN'IN SON İMPARATORU KRAL 6. GEORGE
Zoraki Kral (King's Speech) filminde de konu alındığı gibi Albert, kekemelik sorunu yaşıyordu ve Kral 6. George adıyla tahta çıkana kadar hiçbir zaman kral olacağını düşünmüyordu.
Tahta çıkmasıyla tacın bir numaralı varisi de Kraliçe Victoria'nın ölümünden 35 yıl sonra tekrar bir kadın oldu.
Kral 6. George'un döneminde İngiltere hem İkinci Dünya Savaşı'nın yükü altına girdi hem de başta Hindistan olmak üzere birçok sömürgesini kaybetti.
Bu nedenle son Hindistan İmparatoru sayılan 6. George'un halk gözündeki popülaritesi İkinci Dünya Savaşı'nda arttı.
Kardeşi Kent Dükü George'u savaşta kaybetmesi, Alman hava saldırıları (Blitz) sırasında içinde bulunduğu Buckingham Sarayı'nın vurulması ve Blitz'ten zarar görenleri ziyaret etmesiyle halk gözünde halkla aynı sıkıntıları yaşayan kral haline geldi.
Kral 6. George, savaş sonrası kurulan Birleşmiş Milletlerin ilk toplantısında açılış konuşmasını da yaptı. Ülke içinde Kral 8. Edward'ın oluşturduğu kraliyet karşıtı havayı yok eden Kral 6. George, 1952'de hayatını kaybederken yerini en büyük kızı Elizabeth'e bıraktı.
EN UZUN SÜRE İNGİLİZ TAHTINDA OTURAN HÜKÜMDAR
Henüz 25 yaşında tahta geçen Kraliçe 2. Elizabeth'in taç giyme töreni, dünyada televizyondan canlı yayınlanan ilk taç giyme töreni oldu.
Daha sonra Mountbetten soyadını alacak Danimarka ve Yunanistan Prensi Philip'le evlenen Elizabeth döneminde İngiltere birçok zor gün geçirdi.
Falkland Savaşı, ekonomik krizler ve afetlerin ardından 1990'larda hanedanı en çok yine hanedan üyeleri sıkıntıya soktu. Özellikle Kraliçe'nin "Korkunç yıl" olarak andığı 1992'de Elizabeth'in varisi Charles dahil 3 çocuğu eşlerinden boşandı.
Ardından hanedanın yaklaşık 100 yıllık ikametgahı Windsor Kalesi yandı. Bu yıl monarşi de çeşitli ödemeler nedeniyle eleştirilere maruz kalırken hanedan üyelerinin tatil fotoğrafları yüzünden Kraliçe'nin başı medyayla da belaya girdi.
İngiltere dahil 15 ülkeyi 70 yıl yöneterek tahtta en uzun oturan hükümdar olan Elizabeth döneminde dünyada da birçok gelişme yaşandı.
Elizabeth döneminde soğuk savaş başladı ve bitti, Berlin Duvarı yapıldı ve yıkıldı, İngiltere Avrupa Birliğine girdi ve çıktı, Kovid-19 tüm dünyayı sardı ve salgın kısıtlamaları kaldırıldı.
8 Eylül'de hayatını kaybeden Elizabeth'in eskide kalmış kraliyeti modern çağa ayak uydurabilir hale getirmesi ölümünün ardından en çok anlatılan özelliği olurken, tahta geçen oğlu Kral 3. Charles'ın yeniden evlenmesine verdiği izin buna örnek olarak gösteriliyor.
KRAL 3. CHARLES TAHTA ÇIKAN EN YAŞLI HÜKÜMDAR OLDU
İngiltere tarihinde tahta çıkan üç Kral Charles bulunuyor. Üçü de ya tahta çıkışıyla ya da tahttan inişiyle tarih sahnesinde yerini alıyor.
Kral 1. Charles, Cumhuriyetçiler tarafından tahttan indirilip kafası kesilerek idam edilen bir kral. Aynı zamanda İngiltere tarihinde idam edilen tek hükümdar.
2. Charles ise taht 11 yıl boş kaldıktan sonra tahta çıkıp kraliyeti yeniden oluşturan hükümdar olarak biliniyor.
Kraliçe Elizabeth'in oğlu Kral 3. Charles ise tahta çıkmak için 73 yıl bekledi. Galler Prensi unvanını 64 yıl taşıyan ve bu unvanı en uzun süre kullanan kişi olan Kral 3. Charles, aynı zamanda tahta çıkan en yaşlı İngiliz hükümdarı olma özelliğini taşıyor.
Kral 3. Charles'ın ardından taht varisi olarak dün Galler Prensi unvanı verilen Prens William, onun ardından da 9 yaşındaki oğlu Prens George geliyor.