Para maliyetlerinde olası azalmanın kredi faizlerine aşağıya çekebileceği, .para maliyetini azaltacak tedbirlerin hayata geçmesi durumunda yerel bankaların kredi faizlerini daha da aşağıya çekerek piyasalardaki daralmayı önleyebileceği belirtildi.
“Ekonomi Kıbrıs” Programına (Genç Tv) konuk olan Near East Bank İç Sistemlerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Aytaç Sönmez, KKTC Merkez Bankası’nın son yıllarda paradaki maliyet unsurlarını azaltacak bazı tedbirleri hayata geçirdiğini ancak bunların yeterli olmadığını, yeni tedbirler alınması durumunda yerel bankaların kredi faizlerini daha da aşağılara çekerek piyasalardaki daralmayı önleyebileceği bununda alt yapı yatırımlarını ve istihdamı artırabileceğini bildirdi. Yerel Bankaların kar oranlarında zaman zaman düşüşler yaşanabileceğini, bunların fon maliyetlerindeki artışlar ve ödenmeyen tahsili gecikmiş alacaklarla doğrudan ilgisi bulunduğunu anlatan Sönmez konuyu şöyle özetledi: “ Bankaların daha düşük faiz oranlarıyla kredi kullandırabilmesi ancak elde ettikleri fonların maliyetlerini aşağıya çekebilmeleri ile mümkün olabilecektir. Konuşmamızın başında belirtiğim disponibilite, munzam karşılık, tasarruf mevduatı sigorta primi vb. Yasal zorunluluk olarak bankaların karşısında duran maliyet unsurlarının da aşağıya çekilmesi halinde o zaman şimdikinden düşük oranda faiz uygulamasının bir anlamı olacaktır. Öte yandan aktüel enflasyon oranının da para maliyetlerinin belirlenmesinde önemli bir payı olup, yukarıda bahsedilen maliyet unsurlarında yer alacak düşüşlerin anlamlı ve kalıcı olabilmesi ve istenilen oranda maliyetleri aşağıya çekebilmesi için enflasyon oranında da belirgin düşüş olması gerektiğinin de altını çizmek istiyorum. Yoksa bu olmazsa zaten sektörün daha önce belirttiğim nedenlerle daralan kar kapasitesi daha da daralacaktır. Bu ise sektörde daha az istihdam, daha az altyapı yatırımı, piyasaya özellikle reel sektöre daha az kredi kullandırılması anlamını taşıyacaktır.”
Son günlerde yabancı para birimleri euro ve dolar (usd) da yaşanan hareketlilikle ilgili soruya yanıt verirken yabancı para birimlerindeki hareketliliğin kullandığımız para birimi olan Türk Lirasını olumsuz etkilediğine işaret ederek bunun makro düzeyde ele alınması gereken bir konu olduğunu ifade eden Sönmez, “EURO bölgesindeki stres ve EUR0/USD paritesindeki hareketliliğin KKTC ekonomisine etkisi nasıl olur? Ticaret Güney Kıbrısa kayar mı? Sorusuna şu yanıtı verdi:
“ Pek çok iktisatçı ve ekonomistin bildiği bir deyiş vardır; Dünya ekonomisinin motor gücü Atlantiğin iki yakasıdır. Yani Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri. Birinin para birimi EUR0 diğerininki ise Amerikan Doları. Doğal olarak iki para biriminin dünya ticaretinde dominant olması ve bu para birimi üzerinden mal ve hizmet fiyatlarının belirlenmiş olması nedeniyle ülkelerin ithalat ve ihracat rakamları bu iki paranın değerlerindeki oynamalardan etkilenmektedir. Yani aslında EUR0/USD paritesindeki hareketlilik makro düzeyde ele alınması gereken bir konudur. Ülkemize ne oranda etkisi olur şu an kestiremiyorum. Ancak şunu söyleyebilirim. Bizi esas ilgilendiren Türk Parasının EUR0 karşısındaki değerinde meydana gelecek değişimlerdir. Şu an için öyle bir öngörüm yok ama, diyelim ki şu an EUR0’nun 2,72 TL olan kurunun birkaç ay içinde 2,50’ye düştüğünü varsayalım. Bu durumda güneyde EUR0 cinsinden fiyatlanmış malların TL karşılığında da düşüş olacağı için tabii ki kuzeydeki tüketiciye cazip gelebilecektir. Ancak yine de ticaret güneye kayar diyemem bu durumda bile. Çünkü süreci etkileyen, örneğin kuzeydeki bireylerin satın alma güçlerinde yaşanan azalma, gelirlerinin büyük kısmının kredi taksitlerine bağlanmış olması, bazı psikolojik ve sosyal yaklaşımlar vb başka sebepler de olabilir kanaatindeyim.“ Lha