Geçtiğimiz hafta yaşanan korkunç Maden Faciasının ardından çok şey yazıldı, çok tartışma yaşandı. Ne yazıkki böylesi bir faciaayı hiçbir açıklama, hiç bir tavır hafifletemez. “Soma’da yaşanan ve şimdiye kadar 280’i aşkın işçinin hayatını kaybettiği açıklanan maden faciasının ardından maden ocağı işletmecisi Soma Holding'in sahibi Alp Gürkan bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında moderatörlük yapan Accord İletişim Ajansı Başkanı Sema Demirel ise gazetecilere yönelik sert tutumu ile tepki topladı. Demiral'ın gazetecileri azarlayan ve Alp Gürkan ile diğer yetkilileri koruyan tutumları sosyal medyada büyük tepki uyandırdı. Tepkilerin ardından PR şirketinin sitesinde yer alan müşteri portföyü kısmı kaldırıldı.” Bu haber tüm medyada geniş yer buldu. Kriz dönemlerinde, hem de bu kadar can kaybı varken bir açıklama yapmak gerçekten de tehlikeli bir adım. Açıklayacağınız hiç bir bilgi kurumu haklı duruma getiremez. Peki cevap vermemek nasıl bir sonuca yol açardı? Bu facianın ardından illaki bir açıklama yapılmalıydı, ancak zaten öfkeli, üzgün ve gergin bir kitlenin karşısına çıkmak bence doğru bir PR adımı değildi. Diğer taraftan bu krizde aldıkları kararla Türk Halkı’nın takdirini toplayan Bankalar da çok konuşuldu. İŞ Bankası, ING Bank gibi bankalar felaketzedelerin borcunu sileceklerini duyurdular. Kriz Yönetimi Nasıl Yapılmalı? Her ne kadar da Türkiye’de büyük bir facia yaşansada, dünya genelinde işletmeler günümüzde, geçmişte işlediklerinden daha az sosyal suç işlemektedirler. Hatta,kazalardan ve felaketlerden korunma konusunda daha başarılıdırlar. İşletmeler,ürün güvenliği ve üründen beklenen ahlaki standartlar konusunda daha bilinçli ve bilgili hale gelmektedirler.Buna rağmen devamlılıklarını tehdit edebilecek kriz durumlarıyla karşılaştıkları görülmektedir.Kriz yönetimi,bu nedenle başlı başına bir disiplin olarak yönetim fonksiyonları arasında görülmeye başlanmıştır. Kriz yönetimi, olası kriz durumuna karşılık, kriz sinyallerinin alınarak, değerlendirilmesi ve örgütün kriz durumunu en az kayıpla atlatabilmesi için gerekli önlemlerin alınması ve uygulanması sürecidir. Kriz yönetiminin temel amacının örgütü kriz durumuna hazırlamaktır,kriz yönetim sürecini beş aşamada ele almak mümkündür; 1. Kriz sinyallerinin alınması 2. Krize hazırlık ve korunma 3. Krizin denetim altına alınması 4. Normal duruma geçiş 5. Öğrenme ve Değerlendirme. Kriz durumu,işletmeler için herşeyden önce örgütün beklemediği ve önceden tahmin edemediği bir durumdur.Bilindiği üzere kriz,çabuk ve acele cevap verilmesi gereken,oluşturduğu karmaşıklık ile örgütün mevcut yürütme sistemlerine zarar veren,herşeyden önce de işletmenin mevcut değerlerini,amaçlarını ve varlığını devam ettirebilmesini tehdit eden bir durum olarak kabul edilmektedir. Kriz yönetimi konusu,henüz çok yenidir ve sonuç olarak ne tam olarak anlaşılmış ne de tam olarak kabul edilmiştir.Geliştirilmiş ve yenilenmiş kriz yönetimi programlarının,meydana gelmeden önce bütün işletme krizlerini önleyebileceği de söylenememektedir.Gerçekte tam olarak önlem alma,kriz yönetiminin amacı değildir.Bununla beraber,etkili kriz yönetiminin örgütü daha hızlı eski haline getirdiği ve krizlerden daha etkili sonuçlar çıkarmaya yardımcı olduğu ispatlanmıştır. Kriz yönetimi uzun bir süreci kapsamaktadır.Bunun yanında ortak bir nokta da,düşük maliyetle denge durumuna ulaşmak olarak belirtilebilir.En önemli unsur ise,işletmeleri tehdit edecek olayları önceden tahmin ederek onları ortadan kaldırmaya yönelik olmasıdır. Kriz yönetiminin ilgili olduğu faaliyetler dört başlık altında toplanabilir: 1-Kriz nedeni olabilecek unsurların, kriz boyutunun ve etkilerinin önceden bilinerek hafifletilmeleri ve/veya ortadan kaldırılmaları 2-Krizin başlangıcında uygulanacak tekniklerin etkinliğinin artırılması 3-Krize neden olan olayın etkilerine karşı verilecek cevabın detaylandırılarak geliştirilmesi ve 4-Krizin etkilerinin ortadan kaldırılması için zarar gören maddi ve manevi kaynakların etkili ve süratli bir şekilde tekrar yerine konulması Kriz ve felaketlerin olmadığı bir dünyada yaşamak dileklerimler.... İyi Pazarlar...