Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası (KTEZO), ülkede ekonomi diye bir şeyin kalmadığını, ücret denilebilecek bir kavramın ortadan kalktığını et ve süt tüketilemeyen bir ortamda asgari ücret belirlemek için masa kurup masa bozulduğunu kaydetti.
KTEZO Yönetim Kurulu’ndan yapılan yazılı açıklamada, on sekiz aydır yaşanan salgın ve bir yılda yaşanan TL’nin yüzde 45’lik değer kaybının bir şey öğretmediği iddia edildi.
“Ortada iş yok, ciro yok… Bu süreçte binlerce işletme kapatırken on binlerce insan işsiz kaldı. Ödenemeyen borçlar ötelemelerden dolayı dövizde faizleriyle iki katına çıkarken, TL borçları da bir buçuk katı gördü.” Denilen açıklamada kamu borçları için de aynı durumun geçerli olduğu borçların biriktikçe biriktiği iddia edildi.
“Herkes kendi penceresinden bakar diye bir söz vardır. Belli ki iktidar penceresinden bakanlar bizleri görmüyor.” ifadeleri kullanılan açıklamada, sosyal güvenlik için yapılan katkıları da kaldırma hazırlığı içerisinde olunduğu öne sürüldü.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Peki ne yapılmalı? O da net… Savaşta, yangında, depremde, yapılması gereken ne ise o yapılmalı. Bu söylediklerimiz size ürkütücü gelebilir. Ancak koşullar pek çok insan için hiç de farklı değildir. Pek çoğumuzun yaşadıkları savaşın, depremin, yangının yarattığı sonuçları aratmıyor.
Bu koşullara rağmen sayemizde eksiksiz bir tamam aldığınız maaşlarınızdan, sayemizde bir tamam hatta artışlı yaptığınız tasarruf ve birikimlerinizden toplum adına kesinti istiyoruz. Dayanışma şimdi değilse ne zaman?
Yani sayemizde dolaylı, dolaysız ödediğimiz vergilerle elde ettiğiniz ancak harcayamadığınız kaynakların bir kısmını, kaynakları tükenmiş toplum için kullanmaya çağrı yapıyoruz. Unutulmasın ki bu devletin harcadığı her kuruş, bütçelenen her rakam kızgın güneşte, tezgah başında, tarlada, atölyede harcanan emektir, alın teridir. Dolayısıyla söz söyleme, talep etme hakkımız vardır.
Bütün bu harcama ve birikimlerin havadan gelmediği aşikar değil midir yoksa ? Üretmeyen, kendi yeterliliği olmayan bir ekonomide şimdi ki şekliyle asgari ücret artışının dolaylı, dolaysız vergi, fon, harç ve ceza artışı anlamına geldiğini ve bu artışın da sadece kaynakları biraz daha tüketmekten başka işe yaramayacağını görenlerin sayısı gerçekten toplumda bu kadar çok mu azaldı?”