KTGB: Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir’e açılan ceza davası ifade özgürlüğüne açılan bir davadır! Kabul edilemez…

KTGB: Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir’e açılan ceza davası ifade özgürlüğüne açılan bir davadır! Kabul edilemez…

Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir’e açılan ceza davası ifade özgürlüğüne açılan bir davadır! Kabul edilemez…

Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği (KTGB), Anayasayla da koruma altında olan ifade özgürlüğünü ortadan kaldırmaya yönelik her türlü adımın geçmişte olduğu gibi bugün de karşısında olmaya devam ediyor.

KTGB, Basın Emekçileri Sendikası (BASIN-SEN) Başkanı Ali Kişmir hakkında “Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nı hedef gösteren bir yazı yazdığı ve kurumun manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif ettiği” gerekçesiyle 10 yıla kadar hapis cezası öngören dava açılmasını basın ve ifade özgürlüğüne yönelik bir tehdit ve darbe olarak görmektedir.

Anti demokratik, gerici ve ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı hatta ortadan kaldıran, basın özgürlüğünü yok eden ve düşünceyi suç kapsamına alan yasa değişikliklerine yönelik geçtiğimiz yıl verilen mücadele de işte bu yüzdendi. Zira yapılmak istenen değişiklikler halihazırda hukuk davalarıyla çözümlenebilecek durumları Ceza Yasası kapsamına alıyor ve bu da düşüncelerin ifade edilmesini hapis cezasına dönüştürüyordu.

Bugün Ali Kişmir’e yönelik açılan dava, yasayla yapılmak isteneni, mahkemelerde “emsal” haline getirip ifade özgürlüğünü toptan ortadan kaldırma talebidir. Bu kabul edilemez bir durumdur ve bunu kabul etmeyeceğiz.

Bu davanın ilk gündeme geldiği Şubat ayında da belirttiğimiz gibi farklı düşünceleri ifade etmek gazetecilik mesleğinin temelini oluşturmaktadır. Gazeteciler “emir eri” değildir. Gazeteciler kurumların “halka ilişkiler memuru” değildir. Gazeteciler “güzelleme” yazarları değildir. Elbette eleştirecek, yanlış gördüklerini özgürce yazacak, halkı bilgilendirme görevini yerine getirecektir. Bunu da Demokles’in kılıcını boynunda hissetmeden yapacaktır.

Yazılanlardan rahatsız olanların hukuk davası açmasına hiçbir itirazımız yok. Ama ceza davalarıyla gazetecilerin susturulmak istenmesine rıza göstermemiz beklenmesin. Bu konudaki mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi vurgularız.

Gelinen aşamada yasama görevini yürüten Meclis’e de bir sözümüz olacaktır. Yasalar günün koşulları, gelişen dünya ve insan hakları doğrultusunda zamanında güncellenirse anlamlı olur. Meclisimizi yasaları “özgürlükleri güvence altına alacak” şekilde yeniden düzenlemeye davet ederiz.

Unutulmasın ki “basın özgürlüğü hayatın özgürlüğü”dür.