Covid-19 salgınının dünyayı sarmasıyla birlikte ülkemizde de 10 Mart’tan sonra okullarımız yüz yüze eğitime ara vermiştir. Pandeminin yarattığı koşullara tüm ülkeler hazırlıksız yakalanmış, toplumumuz da ciddi bir şok yaşamıştır. Evlere kapandığımız tarihten itibaren ve sonrasında sendikamız ve öğretmenlerimiz, toplumumuzla maddi ve manevi dayanışma içerisine girmiştir.
Öğretmenlerimiz, ülkemizde online eğitim ve internetle ilgili altyapı eksikliklerine, materyal sıkıntılarına bakmadan MEB’in idari tatil kararına aldırmadan, sosyal medya üzerinden kendi özel çabası ile öğrencilerimizin eğitim-öğretimde yaşadığı mağduriyeti gidermeye çalışmıştır. Ekonomik durumu iyi olmayan öğrencilerimizin ailelerine gıda yardımı yapmaya, öğrencilerimize psikolojik destek vermeye devam etmiştir. UBP-HP hükümetine duyulan güvensizliğe, açıklanan paketlerin adaletsizliğine rağmen maaşından kesilmesine, hastane için test kiti alınmasına ve bu zor günlerde toplumla dayanışmaya tereddütsüz onay vermiştir.
Her zor dönemde toplumun aydınlık yüzünü temsil eden öğretmen, duyarlılık göstererek bu dönemde de görevinin başındadır.
Öğretmenlerimiz, KTOEÖS’ün imza attığı, yasal olmadığı halde eğitimdeki kayıpların giderilmesi için 24 Ağustos’ta görev başı yapmayı kabul ederek okuluna geri dönmüştür. Aylardır MEB tarafından uygulanacak prosedürler belirlenmediği halde hizmet içi eğitimlere katılarak kendisini geliştirmeye, hazır hale getirmeye uğraşmaktadır. Zor günlerde kendini riske atarak dezenfektan, maske, siperlik ve benzerlerini okulda üreten yine öğretmenlerimiz olmuştur.
Müfredat, materyaller ve online eğitimin içeriğini hazırlayan ve hazırlamaya devam eden öğretmenlerdir.
Oluşturulan komite ve komisyonların tamamı öğretmenlerden oluşmaktadır. Başta kurumsal olarak KTOEÖS ve onun üyeleri, okul yöneticileri ve öğretmenler, atılan her adıma, düşünceye, çalışmaya çıkarılan her kitapçığa, yapılan hazırlıklara katkı koymuşlardır ve katkı koymaya devam edeceklerdir.
Birçok ülke bilimi temel alarak, bütçe ayırarak, bilgilendirme-bilinçlendirme yöntemini izleyerek pandemi döneminde doğru mücadele örnekleri ortaya koymuştur. Ülkemizde ise “Ben bilirim ben yaparım” mantığı ile hareket eden UBP-HP hükümeti uzun süre sıfır vakayı yakalamışken birkaç büyük patrona teslim olmuş ve ülkeye KARANTİNASIZ girişlere onay vererek bugün OKULLARIMIZIN AÇILMASINI engellemiş, halkımızın sağlığını ve hayatını riske etmiştir.
Sağlık kapasitemizin, yoğun bakım ünitelerimizin yetersizliği ve hala pandemi hastanemizin olmayışı bir yana ülkemiz her gün pozitif vaka ithal eder hale getirilmiştir. Gelenler ülkemize hiç bir ekonomik katkı yapmazken, tedavilerine milyonlarca lira harcanmaktadır. Oysa şu an görevi başında olan öğretmenlerimizin öğretmen odaları sosyal mesafeye uygun hale getirilmemiş, toplantılara katılan, komitelerde kapalı odalarda çalışan öğretmenlerimize random yöntemi ile bile PCR testi yapılmamıştır.
Sağlık açısından hangi öğretmenlerimizin risk grubunda olduğu, bu öğretmenlerimizle ilgili sağlık prosedürünün ne olacağı hükümetin aklına gelmemiştir bile!!! Yabancı öğrenci ve öğretmenlerin okullara hangi prosedürle girmesi gerektiği hiç düşünülmemiştir.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen velilerimize ve öğrencilerimize, toplumumuza çağrımızdır;