Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği yaptığı yazılı açıklamada sağlık bütçesinin yetersiz olduğunu vurguladı.
Yapılan yazılı açıklamanın tamamı şöyle;
“Sağlıkta Kıbrıs’ın kuzeyindeki sistemsizlik, düzensizlik, plansızlık ve kriz özellikle pandemi sürecinde fazlasıyla ortaya çıkmıştır. Son günlerde de artan başta influenza ve diğer solunum yolu enfeksiyonları nedeniyle sağlık sistemi zorlanmaktadır. İlaç, aşı ve diğer tıbbi malzemelerin sağlanmasında ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Biz hekimler, hastalarımıza tedavide ilk tercih olan ilaçları değil, ‘piyasada’ olan ilaçları yazmak zorunda kalmaktayız.
Son dönemde artan enflasyon, paralel artırılmayan maaşlar nedeni ile orta sınıf yok olmuş, fakirleşmiştir. Bu yoksulluk içinde insanımızın sağlığı bozulmakta, fakat sağlık hizmetine ve tedaviye erişimde ciddi yetersizlikler, yokluklar yaşanmaktadır. İnsanımız kamu sağlık sistemini daha fazla kullanmaya başlamış, kamu sağlık sistemi iyiden zora girmiştir. Ayrıca son dönemde dünyada görülen yeni varyant XBB.1.5 ile Covid-19’un olası yeni pik yapma olasılığı bizleri endişelendirmekte, bu anlamda bakanlığın plan ve programlarını merak etmekteyiz.
Geçen yıl 13 milyar tl ile başlanan, 22 milyar tl ile bitirilen Sağlık Bakanlığı bütçesinin bu yılki miktarı da %55 artışla 34 milyar tl olarak planlanmıştır. Ülkede %120 enflasyon varken, ilaç ve malzeme tedarikinde dışa bağımlı ve döviz üzerinden alım yapılırken bu bütçenin yetmeyeceği, yılın 2.yarısında tükeneceği açık şekilde ortadadır. Yeni yılda da hastanelerde ilaç ve malzeme eksikliği bizleri beklemektedir.
Son yıllarda sağlık harcamalarında görülen artışın birçok ülkenin kamu bütçesi üzerinde oluşturduğu baskı, sağlık harcamalarının etkin bir şekilde yönetilmesinin oldukça önemli olduğunu gündeme getirmiştir . Ülkemizde yapılması mecburi olan sağlık reformu, sağlık hizmetlerine erişimde hakkaniyeti sağlamalı, maliyet etkili harcama yöntemleri geliştirmeli, sağlık bakım harcamalarını kontrol etmek amacını gütmeli ve en kısa sürede gerçekleştirilmelidir.
Sağlıklı bir toplum nitelikli insan kaynağı olmanın yanında ülke kalkınması içinde büyük öneme sahiptir. Toplumun ve toplumu oluşturan bireylerin sağlıklı olabilmeleri ve bunun sürekliliğin sağlanması, ihtiyaç duyulan sağlık hizmetlerinin üretilmesi ve bunun için gerekli harcamaların yapılması ile yakından ilgilidir.
Ülkemiz kamusal sağlık hizmetinin olmayan nüfus politikası nedeni ile mevcut bina ve teknik yetersizliklerle yeterli olmadığı herkesin ortak fikridir. Yeni ve yatak sayısı artırılmış bir hastane ihtiyacı olduğu açıktır. Bu hastanenin devlet hastanesi statüsünde olması elzemdir. Birleşik Krallık’da başlayan hizmet veya ödeme garantili kamu-özel ortaklık şeklinde yapılan hastane modelleri sonucu NHS ve Türkiye’de Kamu özel ortaklığı projesi olarak yapılan Şehir Hastaneleri modelinin sonucu SGK’nın düştüğü ekonomik çıkmaz bu modelin sürdürülebilir olmadığını açıkça ortaya koymaktadır. Şehir Hastanesi modelinde Türkiye’deki sağlık çalışanlarının emeğinin sömürüldüğü, haklarının budandığı görüşmektedir. Bu modelde, öncelikli olması gereken kaliteli sağlık hizmetleri yerine ‘müşteri memnuniyeti’, otelcilik hizmeti ön plana çıkarılmaktadır. Sağlığın finansmanından var olan krizi derinleştirecek bu modelle önümüzdeki 25 yıl ipotek altına alınacaktır. Kapasitesi artmış, tam donanımlı bir kamu hastanesinin ülkemiz kaynakları Mimarı mühendisi ile yapılmalıdır.
Sistemsizlik içinde olan sağlığa, sosyal devlet ilkesine uygun güçlü kamu sağlığını sağlanmak için reform şarttır.
- Sağlık politikamızda koruyucu sağlık hizmetleri ön plana çıkartılmalıdır. Bu şekilde koruyucu sağlık hizmetlerinin ön plana çıktığı bir sistemde sağlık harcamaları da azalacak, toplumun sağlığı korunmuş olacaktır. Basamak hekimliği sistemi ivedi yürürlüğe girmelidir.
- Yarım kalan, bitirilemeyen Güzelyurt hastanesi bitirilmeli, Girne hastanesi hızlıca şeffaf ihaleler ile bitirilip hizmete açılmalıdır. Yeterli sağlık personeli bu yerler için istihdam edilmelidir.
- Sağlığın bütçedeki oranı en az %10 üzerine çıkartılmalıdır. Ülkemizdeki yabancı öğrencilerden alınan sağlık harcı kayıptır. Bilindiği gibi kamusal sağlık sisteminin önemli bir kullanıcısı da yabancı öğrencilerdir. Bu kaynak, fon sağlık bütçesine aktarılmalıdır.
Olmayan sağlık politikaları nedeni ile, idamesi imkansız olan sağlık sistemimizde yeni yılda, yeni bütçe ile daha da sıkıntıya gireceği nettir. Toplum odaklı, koruyucu sağlık hizmetlerinin ön planda olacağı sisteminin kurulması gereklidir. Bakanlığın görevi her insan için anayasal bir hak olan sağlık hakkının sağlanması, korunması ve idamesi için ivedi tedbirler almak ve sağlık sistemindeki krizi ortadan kaldırıp, temelini krizlere cevap verebilecek şekilde yeniden kurmaktır. Biz KTTB olarak Sağlık Bakanlığı ile her türlü işbirliğine ve birlikte çalışmaya açık olduğumuzu vurgulamak ve işbirliği çağrısı yapmak isteriz.”