Yakıcı sıcaklar tüm hızıyla devam ederken, serinlemek için soluğu denizde ya da havuzda alanların keyfine gölge düşürebilecek bazı hastalıklar da kapıyı çalabiliyor. Sık görülen o hastalıklardan biri dış kulak yolu iltihabı! Tıbbi adıyla eksternal otit olarak tanımlanan dış kulak yolu iltihabı; yüzme sonrası kulağın nemli kalması ya da kulakta kalan suyun bakteri üremesine zemin hazırlayacak nemli bir ortam yaratması ile meydana geliyor. Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Turhan San, bu soruna yol açan etkenler ve alınabilecek önlemler konusunda bilgi verdi; önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Dış kulak iltihabına yol açan iki önemli etken var; çeşitli nedenlerle oluşan enfeksiyon ve enflamasyonlar. Özellikle havuz ve denizden ya da kirlenmiş sulardan geçen “Psödomanas aeruginosa” ve benzeri bazı bakteriler, bazen de mantarlar bu soruna yol açıyor.
Dış kulak yolu; kulak kepçesi ile kulak zarını birleştiren bir yol. Dış kulak yolunun girişindeki kıkırdak kısmının derisi kalın, dış salgı bezleri ve kıl folikülleri içeriyor.
Bu dış salgı bezleri ter, sebum ve serumen salgılıyor. Bu bezler görevi gereği, kanal derisini ve kıl foliküllerini yağlayarak epitel atıkların atılmasına yardım ediyor.
Kulak kanalının ana fonksiyonu ise ortamdaki ses dalgalarını kulak zarına taşımak. Bu fonksiyonu yapması için kanalın lümeninin açık olması, sağlıklı ve sağlam yapıyı sürdürmesi gerekiyor.
Kulak kanalını döşeyen epitel örtüsüne keratin artıkları aralıklarla dökülüyor ve bunlar kanalı tıkayarak olası patojenlerin üremesi için bir ortam oluşturabiliyor. Bunu önlemek içinse kulak zarı ve dış kulak yolunun kendi kendini temizleme mekanizması bulunuyor.
Dış kulak yolunun, kulağı koruması için farklı özellikleri var. Önemli bir özelliği pH değerinin asidik olması, böylece kulağa giren bakterilerin canlı kalmasının önüne geçilebiliyor. Ayrıca dış kulak yoluna sıkıca bağlı ve suya dirençli deri yüzeyi bulunuyor.
Böylece, kulağın tahriş olmasını engelliyor. Serumenin ve diğer dış salgı bezlerinin salgıladığı sekresyonlar ise antibakteriyel içerikli olduklarından, bakterileri öldürüp zarar vermesini engelliyor.
Dış kulak iltihabının farklı belirtileri var. Dış kulak yolu girişindeki kıkırdak çıkıntıya basıldığında artan şiddetli bir ağrı meydana geliyor. Ayrıca kaşıntı, kokusuz-berrak kulak akıntısı ve kulakta dolgunluk hissi oluşuyor.
Dış kulak yolu ödemli ve kızarık görünüyor. Daha ileri safhada ise koyu kıvamlı akıntı oluyor, dış kulak yolundaki ödem artıyor ve bu durum işitme kaybına neden oluyor.
Ayrıca kulak etrafındaki lenf bezlerinde büyüme görülebiliyor. Erkenden tedavi edilmediğinde ise enfeksiyon vücudun diğer bölgelerine yayılabiliyor. O nedenle, belirtileri dikkate almak ve hemen bir uzmana başvurmak gerekiyor.
Dış kulak yolunda kaşıntı ve hafif derinden gelen ağrıların başladığı ilk günlerde tedavi çok daha kolay yapılabiliyor. Tedavide amaç kısa dönemde hastanın ağrısını geçirmek, uzun dönemde dış kulak yolunun normal yapısına ve bozulan asidik pH'sına kavuşmasını sağlamak oluyor.
Ağrı için sistemik ağrı kesici ilaçlar kullanılıyor. Topikal tedavi olarak antiseptik, antibiyotikli ve steroidli kulak damlaların 7-10 gün süre ile kullanılması gerekebiliyor. Sistemik tedavide antibiyotikler ilk tercih olsa da 17 yaş altı hastalar ile yetişkinlere kullanılan antibiyotikler farklılaşabiliyor.
Kulağın sudan korunması ve dış kulak yoluna dışardan herhangi bir müdahale edilmemesi gerekiyor. Özellikle tedavi sonrası en az 6 hafta kulağın sudan korunması gerekiyor.
Tekrarlayan dış kulak iltihabına eğimli bir yapınız varsa veya sık yüzüyorsanız banyo veya yüzme sırasında kulak tıkacı kullanın. Her yüzmeden sonra kulağınıza 5 mililitre (bir çay kaşığı) oranında asetik asit (sirkede bulunur) damlatın. Sirke, kulağın pH değerinin dengelenmesini sağlar.