Kurubaklagiller, sofralarımızda yer alması gereken önemli bir besin grubudur. Kuru fasulye, mercimek, nohut, bakla ve börülce kurubaklagiller arasında yer alır. Kurubaklagiller, bitkisel protein kaynağıdır. Ayrıca kalsiyum, magnezyum, demir, çinko, manganez, bakır minerallerini, E vitamini ve B12 vitamini dışındaki B vitaminlerini içerir. Kurubaklagillerin içerisinde, sindirimi yavaş olan ve kan şekerini hızlı yükseltmeyen karbonhidrat vardır. Kurubaklagil tanelerinin dış kısmında ise posa bulunur. İçeriğindeki posa sayesinde tokluk hissi vererek, acıkmayı geciktirdiği için kilo koruma ve zayıflamak için ideal bir besin grubudur. Bağırsak hareketlerini artırarak kabızlığın önlenmesine yardımcı olur. Kan kolesterol, kötü kolesterol (LDL) ve trigliserit seviyesini düşürücü, iyi kolesterol seviyesini yükseltici etki gösterir. Ayrıca yüksek tansiyonun düşürülmesine yardımcı olur ve kan şekerini dengeler. İçerdiği B vitaminleri sayesinde stres ve depresyonu azaltır. Ayrıca folik asit (B9 vitamini), kalp sağlığında önemli rolü olan homosisteini dengede tutar. Kurubaklagillerin C vitamini içeren besinlerle birlikte tüketilmesi demir mineralinin vücuttaki emilimini artırır. Turunçgiller (portakal, mandalina, greyfurt vs.), domates, yeşil biber ve maydanoz gibi besinler C vitamininden zengindir. Kurubaklagiller pişirilirken et ilave edilmesi, protein kalitesini artırır. Özellikle et ve yumurta tüketmeyen vejetaryenlerin protein alımını artırmak için, kurubaklagilleri tahıllarla birlikte tüketmesi önerilir. Yapılan bilimsel araştırmalar kurubaklagillerin, kanser hücrelerinin büyümesini, gelişimini ve yayılmasını önlediğini göstermiştir. Bu çalışmalarda özellikle yeterli kurubaklagil tüketiminin, kalın bağırsak kanserinin önlenmesinde etkili olduğu kanıtlanmıştır. Kurubaklagil tüketilmesi kalp-damar ve diyabet hastalığının gelişme riskini azaltmaktadır. Menopoz döneminde kurubaklagil tüketilmesi, östrojen hormonunu dengelemeye yardımcı olur. Haftada 2-3 kez kurubaklagil tüketilmeye özen gösterilmelidir. Kuru fasulye ve nohut akşamdan oda sıcaklığındaki su içerisinde bekletilmeli ve ertesi günü ıslatma suyu dökülmelidir. Bunun nedeni kurubaklagillerin bileşiminde bulunan gaz yapıcı oligosakkaritlerin bir kısmının ıslatma suyuna geçmesi ve bu suyun dökülmesiyle gaz yapıcı özelliğinin azalmasıdır. En az gaz oluşturan kırmızı mercimek, en çok gaz yapıcı kuru fasulyedir. Eğer kurubaklagillerin akşamdan ıslatılması unutulduysa, 3-4 saat süreyle kaynar suyun içinde bekletilmesi gerekir. Kurubaklagiller, düdüklü tencerede pişirilmelidir. İçerisinde bulunan B vitaminler ve minerallerde kayıplar oluşmaması için suyuyla birlikte tüketilmesi önerilir. Ayrıca kolay pişmesi için karbonat eklenmesi, B vitaminlerinin kaybına neden olur. Ev ortamında saklanacak kurubaklagiller kuru, nemsiz ve serin yerlerde saklanmalıdır. Ortamın neminin fazla miktarda olması mikroorganizmaların üremesine; sıcak olması kurubaklagillerin dış kabuklarının sert olmasına neden olur. Beslenmemizde kurubaklagillere gereken önemi verelim.