Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Semra Aslay, “Trafik Kazalarında İlk Yardım”ın önemine değinerek, bilgilendirmelerde bulundu.
“Trafik kazaları, aslında önlenebilen ve maalesef can kaybının gitgide arttığı acil durumlardan biridir” diyen Aslay, açıklamalarında şu bilgilere yer verdi; 2022 yılında KKTC’de 3689 trafik kazası meydana gelmiş, 21 kaza ölümle sonuçlanmış, 586 kazada ise yaralanan vatandaşlar olmuştur. Yine 2022 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nde 1 milyon 232 bin 957 adet trafik kazası meydana gelmiştir. 197.261 kaza ise ölümlü yaralanma ile sonuçlanmıştır. Burada esas önemli olan nokta trafik kazalarına en sık nelerin neden olduğudur. Dikkatsizlik, alkollü araç kullanma, hız, trafik ışıklarını ihlal ve ekipman yetersizliği en sık nedenlerden biridir. Tüm bu nedenler fark edildiği üzere tamamen önlenebilir ve trafik kazaları oldukça düşük rakamlara inebilir.
İşte önlenebilen ve maddi manevi inanılmaz kayıplara yol açan bu durumda bir diğer önemli noktada eğer kaza yaşanmış ise sürücü veya yolcuları olabildiğince güvenli şekilde ortamdan uzaklaştırmak, gerekli ilk yardım müdahalesini uygulamak ve 112 acil yanıt sistemini aktif etmektir. Burada unutulmaması gereken ilk yardım uygulamalarının doğru şekilde yapılmadığında hasta veya yaralının klinik durumunda daha da kötüleşme yapabileceğidir. Örneğin ciddi omurga yaralanmalarında yaralının sinir sistemini en az etkileyecek şekilde taşınmasını sağlamak ve hatta hayati tehdit edici bir gelişme ihtimali yok ise yaralıyı acil Sağlık yardımı gelmeden hiç kımıldatmamak en önemlilerinden biridir. Yine araçların ciddi hasar aldığı durumlarda kazazede kendini iyi hissetse bile mutlaka hastanede bir süre kontrol altında tutulmaldır. Çünkü dışarıdan görülebilecek yaralanma olmaması içeriden de sağlam iç organ ve kemikler olacağı anlamına gelmemektedir.
İlk yardım uygulayacak kişi, öncelikle kaza yerinin güvenliğini sağlamalıdır. Aracın kontağı kapatılır, lastiklerinin önlerine taş konur, yaralıların eğer hareket etmeleri sinir sistemlerine zarar vermeyecek ise güvenli bir yere taşınması sağlanır. Eğer birden fazla yaralanma var ise durumları ayrı ayrı değerlendirilir. Bilinci açık, konuşabilen, yutkunabilen kazazedeler yine de her ihtimale karşı zeminde hafif sırt üstü olacak şekilde tutulmalıdır. Bilinci kapalı ancak solunumu olan kazazedeler yan yatırılır ve o taraftaki kol kıvrılarak kafa altına konur ki tekrarlanan kontrollerde hastayı değerlendirebilmek kolay olsun. Ayrıca kusma ve nöbet geçirme gibi ihtimallerde tespi etmek bu durumda daha kolaydır. Bilinci kapalı ve solunumu olmayan, nabız atımının da alınamadığı yaralılarda acilen temel yaşam desteğine başlanmalı ve kalp masajı/kurtarıcı soluk 30/2 oranında uygulanmalıdır. Tüm bunları yapmadan önce ise 112’yi aramak ve olay yerini, kazazede sayısını, ilk bakıştaki mevcut durumlarını haber vermek gerekir.
Bir diğer önemli konuda sürücünün ani rahatsızlığı ile aracın kazaya karışma ihtimalidir. Bu durumlarda sürücüde görülen bir yaralanma olmadığı halde bilincin kapalı, nabız ve solunumun olmaması ani kalp rahatsızlığını; sürücünün ağzından köpükler gelmesi veya kaza yerinde elleri öne veya yana kasılı halde bulunması ise nöbet geçirdiğini ifade eder. Bu gibi durumlar mutlaka 112‘ye yeni bilgi olarak verilmelidir.
Trafik kazaları maddi olduğu kadar, manevi açıdan da bireyde travma yaşatır. Aniden yakınını kaybetmek, yakının hayatını kaybetmesini izlemek veya ömür boyu yaşamak için desteğe muhtaç olmak tarifi imkansız olan acı verici deneyimlerdir. Burada asıl önemli olan ise nerdeyse tüm trafik kazalarının aslında önlenebilir olmasıdır.
Kazaların hiç gerçekleşmemesi için kurallara uymak, maalesef her kontrole rağmen gerçekleşirse de doğru ilk yardım uygulamak, kazazedenin hayatta kalma ihtimalini arttırır ve olabilecek en kötü sonucun, yaşanabilecek en düşük riskli olay haline gelmesini sağlar. Doğru ilk yardım her zaman hayat kurtarır.