LAÜ Öğretim Üyesi Perçinci, Alzheimer Hastalığından Korunmak İçin Beslenme Önerilerine dikkat çekti

Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nazal Bardak Perçinci, “Alzheimer Hastalığından Korunmak İçin Beslenme Önerileri” hakında açıklamalarda bulunarak, detaylı bilgiler aktardı

Perçinci: Alzheimer hastalığında beslenme alışkanlıklarında yapılacak değişikliklerle
hastalıktan korunmada ve hastalığın ilerlemesinde yavaşlatılma sağlanabilir
“Alzheimer hastalığı hem zihinsel hem de sağlık maliyetleri açısından, yıkıcı bir hastalıktır.
Ortalama yaşam süresinin uzamasına bağlı olarak hasta sayısının giderek artacağı bir
gerçektir. Yaşlı populasyonda görülen nörodejeneratif demansların en sık nedeni bu
hastalık olup tüm demansların 2/3’sinden sorumludur. Altmış beş yaş üzerindeki kişilerdeki
prevelansı %10 civarındadır. Prevelans, yaş arttıkça yükselmekte ve 85 yaş üzerindekilerde
%45’e ulaşmaktadır”diyen Perçinci, etyolojik mekanizmaları açık olmamakla birlikte
medikal, sosyal, psikolojik, çevresel, yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları ve genetik faktörler
gibi birçok risk faktörünün hastalığın başlamasında ve ilerlemesinde rol aldığını ve beslenme
alışkanlıklarında yapılacak değişikliklerin hastalıktan korunmada ve hastalığın ilerlemesinin
yavaşlatılmasında fayda sağlayabileceğine dikkat çekti.
Antioksidantlar ve omega-3 yağ asitleri Alzheimer hastalığına karşı koruyucu etki
sağlar
Perçinci, yapılan çalışmalarda Alzheimer hastalığı ve beslenme arasındaki ilişkinin koroner
kalp hastalıkları ve beslenme arasındaki ilişki ile benzer olduğunu belirterek, doymuş yağ
asitleri, yüksek enerjili diyet, fazla alkol tüketimi alzheimer hastalığı ve demans riskini
artırmakta olduğunu, antioksidantlar ve omega-3 yağ asitlerinin ise hastalığa karşı koruyucu
etki sağladığını ifade etti.
“Günlük beslenmede hidrojene edilmiş yağ ile doymuş yağ tüketiminin düşük düzeyde,
bitkisel kaynaklardan alınan çoklu doymamış yağ asitlerinin ve balıktan alınan omega-3 çoklu
doymamış yağ asitlerinin ise yüksek düzeyde tutulmasının demans riskini azalttığı
bildirilmektedir” diyen Perçinci, bu noktada en güzel yapılabilecek değişikliğin et grubundan
beyaz et ağırlıklı tüketirken, ara öğünlere yağlı tohumlardan badem ile ceviz ekleyerek
kullanılan yağ türü olarak da zeytinyağın tercih edilmesini tavsiye etti.

Perçinci, balık, sebze ve meyvelerde yüksek oranda bulunan ve antioksidan özellik taşıyan
uzun zincirli doymamış yağ asidi alımının hastalık riskini, hafif kognitif yıkımı ve yaşla
ilişkili kognitif etkilenmeyi azalttığını belirtti.
Perçinci : Alzheimer hastalığı olan bireyler B12 ve folik asit alımlarına dikkat etmelidir
Perçinci “ E vitaminini yüksek düzeyde tüketenlerde alzheimer hastalığı ve demans riski orta
ve az düzeyde tüketenlerden istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük bulunurken, C
vitamini, beta-karoten ve flavonoidlerin tüketimleri ile hastalık ve demans riski arasında ilişki
bulunmamıştır. Ayrıca B12 vitamini ve folik asit eksikliğinde plazma homosistein
konsantrasyonları yükselmekte ve bu durum nöral hücreler için toksik etki yaratmaktadır. Bu
nedenle Alzheimer hastalığı olan bireyler B12 ve folik asit alımlarına da dikkat etmelidir. Bu
amaçla B grubu vitaminleri ve folik asit kaynaklarından zengin bir beslenme modeli
uygulanmalıdır”dedi.
“Polifenoller meyve, sebze, çiçek ve otların içeriğinde bulunmaktadır. En zengin kaynakları
çay, meyve suyu ve şaraptır. Çay polifenolleri serbest radikallerin iyi bir temizleyicisi olarak
bilinmektedir. Değişik bitki çayları ya da açık siyah çay önerilebilmektedir. Yapılan bir
çalışmada yeşil çayın içinde bulunan polifenollerden epigallokateşin gallatın antioksidan ve
antiinflamatuar nörokimyasal etkileri gözlenmiştir”diyen Perçinci, birçok çalışmada akdeniz
diyetinin ve Alzheimer hastalığından koruyucu etkisinin olduğunu ve akdeniz beslenme
tarzında; yüksek miktarda bitkisel besinler (meyve, sebze, kurubaklagiller ve tahıllar vb.),
balık, zeytinyağı, düşük düzeyde kırmızı et ve tavuk yer aldığını ifade etti.
Son olarak Perçinci, “sinir sistemi hastalıklarının hemen hemen tümünden korunabilmek
anlamında damar sağlığı ön planda tutulmalı ve damar sağlığı geliştirici beslenme modeli
benimsenmelidir”dedi.