Lefke ve madencilik….

Arif Alasya

Yıllar önce Lefke dendiği zaman akla Maden ve portakal gelirdi. Yıllar sonra madencilik Lefke’nin mukadderatı imiş gibi gelişmeler yaşanmakta bu da hem beni hem Lefkelileri üzmektedir. Kıbrıs’ta iş imkanlarının ve işsizliğin had safhada olduğu dönemde Leke ve yöresindeki madenler gündeme gelmiş ve CMC madencilik şirketi bölgede madenciliğe başlamıştır. O yıllarda gerek Türk ve gerekse Rumlara bu bölge iş imkanı sağlanmış hatta adanın diğer bölgelerinden gelen işsiz insanlar madende iş bulabilmişlerdir.Uzaktan gelen işçilerin barınması için de işçi evleri inşa edilmiştir. İlerleyen yıllarda maden işletmeciliğin insan sağlığına ve bölgedeki  meyve sebze üretimine verdiği zararlar ön plana çıkması ile birlikte bölgede madencilik tartışılır hale gelmiştir.Örneğin narenciye ihracatında meyveler üzerinde tespit edilen maden tozları gibi.. Esas madenciliğin bölgede yaptığı tahribat 1974 sonrası tüm çıplaklığı ile ortaya çıkmıştır.Düşünün arada 40 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen maden sahasının bölgede açtığı yaralar sarılamamış,yüzlerce dönüm arazi eski Amerikan filmlerinde seyrettiğimiz acı görüntülerde bulunmaktadır. Aradan geçen bu süre içerisinde Lefkeliler bir taraftan bu maden artıkları ile mücadele ederken yeni ekonomik alanlar için çalışmalar başlatmışlardır. Bu gün gelinen noktada Üniversite,Eko-Turizm,cittaslow çalışmaları ön plana çıkmış ve de ekim alanları genişletilmiştir.Zarar gören başta narenciye olmak üzere Lefke’ye özgü ceviz ve hurma ağaçları artarak üretime katılmıştır.Şimdilerde bu ürünler için festivaller düzenlenmektedir. Bölge halkı her şeyin ekonomik olarak değiştiği ve bölge halkının yapısının değiştiği bu dönemde. Dünya maden arsızları devreye girerek Lefke’de maden işletmeciliğine talip olmuşlardır. Maalesef bizdeki yöneticiler Lefke halkı ile bu konuda yeterli tartışmayı tamamlamadan bir yabancı şirkete maden arama izni vermiş ve günümüze kadar bu izni 3 aylık dönemler halinde gelen giden hükümetler uzatmıştır. Gelinen aşamada bölge halkına çıkartılacak madenin işleme ve nakliyesi,artıkların değerlendirilmesi konusunda hiçbir sunum ve onay almadan ‘’İşletme izni’’talep etmekte ve ancak bu iznin verilmesinden 6-8 ay sonra sunum yapma aşamasına gelebileceklerin öngörmektedirler. Üstelik bu talepleri gayet normal bir davranışmış gibi yansıtmaktadırlar. İlgilinin beyanı aynen’’İşletme ruhsatının verilerek tesisin kurulayacağı bölgenin belirlenmesinin ardından 6 veya 8 ay içerisinde bilgilendirme toplantısının gerçekleştirilebileceğini ifade ederek, madenciliğin bir sistematiği olduğunu, halkın bilgilendirilmesine konusuna kadar yapılması gereken çalışmaların bulunduğunu ‘’söylemektedir. Şu anda bilgilendirme yaparsalarmış eksik bilgilendirme olurmuş. Burdan da anlaşılacağı gibi henüz bir üretim projeleri olmadığı için sunum yapamıyorlar veya işletmede kullanacakları ağır metallerin ve maden tozlarının bölgeye vereceği zararı örtmeye çalışma gayreti içerisindedirler. Açıkça söyledikleri şu ‘’Siz bize işletme iznini verin’’gerisine karışmayın Lefke halkı,veya yöre insanları umurumuzda değil, 40 yıl içerisinde bölgeye katılan eğitim ve turizm projeleri da bizim umurumuzda değil. Yanı bu memleket kap da git cumhuriyeti. Ker önüne gelen yöneticilerimiz sayesinde kapıp gidiyor ya bunlar da kapsın gitsin. Yok artık böyle yağma yok artık verecek olanlar da kapmaya gelecek olanlar da artık bunu bilecek.Maymunun gözü açıldı. Artık bizim ülkemizde de dünyada olduğu gibi ‘’sivil inisiyatif’’ler büyük bir aktivasyon içinde ve bilinçli olarak süreçlere katılmaktadır. Gerek Lefke sivil toplum inisiyatifine gerekse tüm diğer sivil toplum inisiyatiflerine başarılar…