Lefkoşa ile Londra arasındaki ilişkiler pamuk ipliğine bağlı

Lefkoşa ile Londra arasındaki ilişkiler pamuk ipliğine bağlı

İngiltere’nin Avrupa Konularından Sorumlu Bakanı Sir Alan Duncan’ın, Rum tarafının tek yanlı olarak ilan edilen Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB) konusunda, Rum kesiminde hoşnutsuzlukla karşılanan açıklamalarının bazı “kapalı konuları” gündeme getirdiği ifade edildi.
Fileleftheros gazetesi; “Üsler ve Brexit Gündemde” başlığıyla manşetten yayımladığı haberinde, Sir Alan Duncan’ın “Kıbrıs MEB’indeki Türk işgalini koruyan açıklaması vesilesiyle, Lefkoşa ile Londra arasındaki ilişkilerin pamuk ipliğine bağlı olduğunu” öne sürdü.
Bu gelişmelerin, Rum kesiminin gündemini ve manzarayı değiştirdiğinin görüldüğünü yazan gazete, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılması olarak bilinen Brexit ve Afrika kıtasına bağlı bir ada ülkesi olan Mauritius konusundaki gelişmelerin, Rum kesiminin bu dönem içerisinde, Londra’nın Türk meydan okumalarıyla ilgili faaliyetlerine yanıt olarak hareket edeceği iki alanı teşkil ettiğini belirtti.
Rum Yönetimi’nin İngiltere’nin tutumundan oldukça rahatsız olduğunu yazan ve Duncan’ın 14 Mayıs’ta yapmış olduğu açıklamayı anımsatan gazete, Rum kesiminin bundan ötürü, bu gelişmeler temelinde İngiliz Üsleri konusuna dokunacağının ve Brexit konusunda da tutumunu değiştireceğinin görüldüğünü iletti.
Londra’nın, Türk meydan okumaları konusunda sessiz kalmasının ardından, Duncan aracılığıyla “Kıbrıs’ın egemenlik haklarını sorgulayan” bir açıklamada bulunduğunu kaydeden gazete, “edinilen bilgilere” göre, bu gelişmenin ardından Mauritius aracılığıyla Üsler konusunun gündeme geldiğini ve Londra’nın ise bu konuya dokunmayı hiç istemediğini belirtti.
İngiliz yetkilinin açıklamasının, Lahey Adalet Divanı’nın Mauritius’la ilgili kararının değerlendirilmesini hızlandırdığının görüldüğünü ileten gazete, Lahey Adalet Divanı’nın Mauritius’la ilgili 25 Şubat tarihli görüşünü de anımsattı.
Elde edinilen bilgilere göre, Mauritius’un ileriye götürdüğü ve İngiltere’nin 6 ay içerisinde ülkeyi terk etmeye çağrılacağı kararın, 22 Mayıs Çarşamba günü Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda ele alınacağını bildiren gazete, mahkemeye çıkan ve yaptığı müdahaleyle Mauritius davasını önemli bir şekilde güçlendiren Rum Yönetimi’nin, genel kurul karşısındaki bu çabaya yardımcı olacağını da iletti.
İngiltere’nin Lahey Adalet Divanı’nın görüşünü, bağlayıcı olmayan bir görüş olarak addettiğini, fakat kararın oylanması halinde olguların değişeceğini yazan gazete, İngiltere’nin yanında ABD’nin olduğunu ve lobi oluşturmaya çalıştığına dikkati çekti.
Önümüzdeki Çarşamba günü büyük bir savaş verileceğinin açık olduğu, çünkü davanın sonucundan başka ülkelerin de etkilendiği kaydedildi.
Rum kesiminin hareket etmeye niyetli olduğu ikinci konunun ise Brexit olduğunu belirten gazete, Rum Yönetimi’nin konuyla ilgili olarak gerçekleştirilen görüşmelerde, İngiltere’ye kolaylıklar sağlamak için aşırı bir eğilim gösterdiğini ve yapabileceği halde, ortaya herhangi bir engel koymadığını kaydetti.
Bu arada gazete, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in yarın AB’nin Brexit müzakerecisi Michel Barnier’i kabul edeceğini ve görüşmede “Kıbrıs”la ilgili konuların ele alınacağını bildirdi.
ÇAVUŞOĞLU’NUN MEKTUBU RUM BASININDA
Öte yandan Rum gazeteleri, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki tezleri konusunda, BM Güvenlik Konseyi Daimi üyeleri, Avrupalı muhatapları, aynı zamanda Avrupa Birliği (AB) Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini’ye gönderdiği mektuba yer verdiler.
Fileleftheros gazetesi; “Münhasır Ekonomik Bölge… Türk Kıta Sahanlığı Oldu” başlıklı haberinde, Anadolu Ajansı’nın konuyla ilgili haberine yer verdi.
PRODROMU
Rum Hükümeti Sözcüsü Prodromos Prodromu ise, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na yanıtında, “Türkiye’nin uluslararası hukuka aykırı davrandığını ve Kıbrıs Cumhuriyeti MEB’ini ihlal ettiğini” iddia etti.
Prodromu, “Türkiye kıta sahanlığı içerisinde müdahalede bulunulduğuna dair iddianın ise, asılsızın ötesinde, Türkiye’nin iddia edildiği gibi Kıbrıslı Türkler adına değil, Kıbrıs aleyhinde faaliyette bulunduğunu kanıtlandığını” öne sürdü.
Prodromu, “Türkiye’nin Kıbrıs’a, gerek garantiler, gerekse başka şekillerde kâhyalık etme arzusunun önlenmesinin, Kıbrıs sorununun çözümü açısından ne kadar belirleyici olduğunun başka bir şekilde daha görüldüğünü” de ileri sürdü.
Prodromu, Rum Yönetimi’nin, Türkiye’nin uluslararası toplumu yanıltma çabasına, dikkatli bir şekilde tepki gösterdiklerini de sözlerine ekledi.
Mektupla ilgili haberler, Alithia’da “Şimdi de AB’yi Çağırıyor- Türkiye Yasadışı Faaliyetlerine Devam Etme Konusunda Kararlı - Hükümet: Asılsız ve Uluslararası Hukuka Aykırı”, Haravgi’de ise “Türkiye Adım Adım Dolaşıyor” başlığıyla yer aldı.
Fileleftheros gazetesi; “Türkiye’nin Korunması İçin AB’de İngiliz Minderi” başlıklı bir haberinde ise, İngiltere’nin “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin MEB’deki egemenlik haklarının ve egemenliğinin ihlal edilmesi konusunda alınacak önlemlerin, Türkiye devletine dokunmayacağını garantiye almak için” AB içerisinde faaliyetlerde bulunduğu yorumunu yaptı.