Lizbon'da buuştular!

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın, dün, Lizbon’da baş başa bir görüşme gerçekleştirdiği belirtildi.

ANASTASİADİS İLE ÇİPRAS LİZBON’DA BİR ARAYA GELDİ 

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın, dün, Lizbon’da baş başa bir görüşme gerçekleştirdiği belirtildi. 

Simerini gazetesi ve diğer gazeteler, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın, Lizbon’da gerçekleştirilen Avrupa Birliği’ne üye Akdeniz ülkeleri zirvesi çerçevesinde bir araya geldiğini yazdı. 

Habere göre, Anastasiadis ile Çipras arasındaki baş başa görüşmenin odağında Kıbrıs sorunundaki son gelişmeler bulunurken, iki yetkili ayrıca Lizbon’daki zirvenin gündemine ilişkin konuları da ele aldı. 

Öte yandan Haravgi gazetesi, Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis’in, Anastasiadis-Çipras görüşmesine ilişkin yazılı açıklamasına yer verdi. 

Habere göre Hristodulidis, Anastasiadis ile Çipras görüşmesinin merkezinde Kıbrıs sorunundaki son gelişmelerin yer aldığını, iki yetkilinin ayrıca Güvenlik ve Garantiler ile ilgili müzakere başlıkları konusunda görüş alış verişinde de bulunduğunu ifade etti. 

Hristodulidis, görüşmede ayrıca Kıbrıs sorununun çözümü çerçevesinde “Türk vatandaşlarına 4 temel özgürlük hakkının tanınmasına ilişkin kabul edilemez Türk talebi” konusunda da görüş alış verişinde bulunulduğunu belirtti. 

ANASTASİADİS’İN KONUŞMASI 

Simerini gazetesine göre Anastasiadis daha sonra zirve çalışmaları çerçevesinde yaptığı konuşmada, Cenevre konferansı sonrasında şekillenen Kıbrıs sorunundaki mevcut duruma ve gelişmelere değindi. 

Özellikle, AB’nin Cenevre konferansında hazır bulunmasından söz ederek memnuniyetini dile getiren Anastasiadis, gerek AB’nin, gerekse üye ülkelerin, AB üyesi bir ülkenin güvenliğine ilişkin en etkili garantinin, o ülkenin, üye ülke sıfatı olduğu şeklindeki görüşünü de ifade etti. 

“Kıbrıs Cumhuriyeti”nin AB üyesi ülke sıfatıyla doğrudan doğruya ilgili olan ve sadece “Kıbrıs Cumhuriyeti”ni değil AB’yi de doğrudan etkileyen Kıbrıs sorununa ilişkin müzakere masasındaki belirli konulardan söz eden Anastasiadis, Türk Hükümeti’nin, “AB Anlaşmaları’na aykırı olan”, Türk vatandaşlarının, Kıbrıs sorununun çözümü içerisinde, dört temel özgürlükten faydalanmasına ilişkin talebinden bahsetti. 

Gazeteye göre, Anastasiadis, birleşik Kıbrıs’ın, etkin ve aktif bir üye olmayı sürdürmesi, Kıbrıs sorununun çözümünün ardından Doğu Akdeniz’de istikrar ve güvenlik kapısı olarak “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin rolünün güçlendirilmesi gereksinimi gibi karar alma süreçleriyle ilgili konulardan da bahsetmekten kaçınmadı. 

Anastasiadis konuşmasında, zirve gündeminde yer alan konulara ilişkin görüşlerini de ortaya koydu. 

LİZBON BİLDİRGESİ 

Öte yandan Haravgi gazetesi, Lizbon’da gerçekleştirilen Avrupa Birliği’ne üye Akdeniz ülkeleri zirvesi (MED Grup) çerçevesinde yayımlanan Lizbon sonuç bildirgesine yer verdi. 

Habere göre Lizbon Sonuç Bildirgesi’nde, zirveye katılan liderler, garantiler olmaksızın, BM Güvenlik Konseyi kararları ve AB normlarına göre, Kıbrıs’ın yeniden birleşmesine ilişkin sürmekte olan sürece destek belirtti. 

Akdeniz ülke liderleri, sonuç bildirgesinde Kıbrıs sorununa ilişkin olarak “Kıbrıs Cumhuriyeti AB üyesidir ve çözümden sonra da AB üyesi olmaya devam edecektir. AB’ye katılımı, birleşik bir Kıbrıs için en iyi güvencedir” şeklindeki ifadeyi de kullandı. 

(FK/ÖK)

2.) KİPRİANU: “ÇÖZÜMSÜZLÜK YIKIM DEMEKTİR”

Lefkoşa, 29 Ocak 17(T.A.K): AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, Kıbrıs sorununun çözülememesinin “yıkıcı olacağını, durumun aşamalı olarak geriye ve kalıcı bölünmeye doğru gideceğini” iddia etti.

Fileleftheros gazetesinde yer alan söyleşisinde Kiprianu, Kıbrıs sorununa çözüm bulunamaması durumunda “bölünmenin kalıcı hale gelmesinin ikinci kötü senaryo olduğunu, en kötü senaryonun ise adanın Kuzeyi’nin Türkiye’ye bağlanması olduğunu” savundu.

Kiprianu, Türk yetkililer tarafından garantiler konusunda kamuoyuna yapılan açıklamaların kabul edilemez olduğunu ancak müzakere masasında ne gibi gelişmeler olacağının da beklenmesi gerektiğini belirterek, Türkiye’nin kabul edilemez tezlerde ısrar etmesi durumunda ise çözümsüzlüğün kesin olacağını öne sürdü.