Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterinin Kıbrıs’la ilgili atadığı geçici özel danışmanı Jane Holl Lute’un Kıbrıs’a Noel’den hemen önce geleceğine dair bilgiler bulunduğu, bununla birlikte Lute’un o zamana kadar New York’ta “hareketsiz bir şekilde oturmayacağı” ifade edildi.
Alithia gazetesi “Yol Haritası Getiriyor- Lute Bu Kez Elleri Boş Gelmeyecek” başlıklarıyla manşetten yer verdiği haberinde, “elindeki bilgilere göre”, Lute’un Kıbrıs’a gelene kadar New York’ta “hareketsiz oturmayacağını” ve müzakerelerin yeniden başlamasına ilişkin referans şartlarıyla ilgili bir anlaşmanın zeminini teşkil etmesi hedefiyle, beraberinde getireceği yazılı öneriler hazırlamakta olduğunu iddia etti.
“Temmuz Ayına Kadar Yol Haritası” ara başlıklı haberinde, “elindeki bilgilere” dayanarak, Lute’un buna paralel olarak, referans şartlarında anlaşmaya varıldığı zaman müzakerenin nasıl ilerleyeceği konusunda BM’den bir “yol haritası” getireceğini de öne süren gazete, bunun bir zaman takvimi teşkil etmeden, UNFICYP’in görev süresinin uzatılması konusunun BM Güvenlik Konseyinde yeniden ele alınacağı Temmuz ayına kadar, müzakerelerde bir anlaşmaya varılmasa da, büyük ve esaslı bir yol kat edilmesi gerektiğini belirleyeceğine işaret etti.
Gazete, UNFICYP’in görev süresinin Ocak ayında uzatılmasının, Kıbrıs sorununda gelişme halinde olan çabanın bozulmaması için, kesin olarak addedildiğine de işaret etti.
“Diplomatik bir kaynağın” gazeteye, Lute’un Kıbrıs’a gerçekleştirdiği önceki iki ziyareti sırasında, yalnızca tarafları dinlemiş izlenimi bırakmış olabileceğini, fakat esasında taraflar arasındaki temas noktalarını bulmaya çalışarak “gayri resmi bir dolaylı müzakere de gerçekleştirdiğini” söylediğini ileri süren gazete, Lute’un, tarafların bugün muhafaza ettikleri tezlerinden tam olarak hangi noktaya kadar hareket edebileceklerini araştırma yöntemi izlediğine işaret etti.
Lute’un bu şekilde, görüş birliği olabileceğini düşündüğü konularla, hali hazırda bir resme sahip olduğunu ve bunları kendi önerileri olarak iki tarafın önüne koyacağını ve taraflardan bunları kabul etmelerini isteyeceği iddiasında bulunan gazete, Lute’un buna paralel olarak, hala daha geçerli olduklarını ve bu konularda herhangi bir geri çekilme olmadığını teyit etme amacıyla, hali hazırda var olan görüş birliklerini kodlayacağını da öne sürdü.
Lute’un beraberinde getireceği önerilerin bir anlaşma taslağı şekline sahip olmayacağını yazan gazete, Lute’un bu şekilde müzakerelerin özüne ilişkin iyi bir zemin meydana getirileceğini düşündüğünü ekledi.
Fileleftheros gazetesi de “Ortak Kabul Edilebilir Tezler Kılavuzu” başlıklı haberinde, referans şartları üzerinde hem iki toplum, hem de garantörlerin hemfikir olması gerektiğini iddia etti.
Referans şartlarının Kıbrıs sorununun gelecekteki gidişatının “kullanım kılavuzu ve ortak kabul belgesini teşkil edeceği” iddiasında bulunan gazete, var olan fikrin, gerek öze, gerek de prosedür, metodoloji ve temel varsayımlarla ilgili mümkün olduğunca çok verinin, kesin ve biçimlendirici uzlaşma nesneleri olarak kayda geçirilmesi şeklinde olduğunu belirtti.
Bunun ise, referans şartlarında yer alacak şeylerin artık tartışılabilir olmayacağı anlamına geldiğini öne süren gazete, gerektiği zaman tarafların yanıtlar bulmak için referans şartlarına geri döneceklerini ifade etti.
Buna paralel olarak, referans şartları ne kadar ilerlemiş olursa, sürecin sonrası için kalacak işin de o kadar az olacağını kaydeden gazete, hedeflenen şeyin, üzerinde hem fikir olunmuş referans şartlarıyla birlikte, başarılı bir sona ulaşılmasına ilişkin olasılıkların en üst düzeye çıkarılması ve böylece, BM Genel Sekreterinin müzakerelerin “tam gelişimine ilişkin bir çağrıda bulunması” olduğunu belirtti.
Bunun, Kıbrıs sorunundaki yeni bir çabaya iyi bir hazırlık yapılması konusunda BM Genel Sekreterinin bizzat kendi yanıtını teşkil ettiğini de kaydeden gazete, üzerinde hem fikir olunmuş bir metinde bir sonuca ulaşılması için, belirli bir zaman çerçevesi ortaya konduğunu ifade etti.
Referans şartlarının müdahil taraflar arasında bir ara anlaşma teşkil etmeyeceğini, fakat bunun 2014 yılındaki ortak açıklamanın olduğu gibi, bir belge şekline sahip olacağını öne süren gazete, referans şartlarının Kıbrıs’taki iki liderin metninden ibaret olmayacağını; bunun hem iki toplumu, hem de üç garantör gücü ilgilendireceğini iddialarına ekledi.