Madde ve davranışsal bağımlılık, halk sağlığı sorunu olarak düşünülmeli

Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cemaliye Direktör, “Madde ve davranışsal bağımlılık” konusunda açıklamalarda bulundu.

Ülkemizde ve dünyada hızla, tütün, alkol ve madde alımları artmakta, kullanıma başlama yaşları hızla düşmektedir. Gün geçtikçe hızla gelişen teknoloji, hayatımıza farklı davranışsal bağımlılıklar kazandırmaktadır” diyen Direktör, bu nedenle önceleri sadece madde bağımlılığı dikkate alınırken şimdi davranışsal bağımlılıklar da sorun olarak nitelendiriliyor dedi.   

BAĞIMLILIKLAR, BİREYİN KENDİSİNDE, AİLE YAŞANTISINDA VE TOPLUM YAPISINDA ÖNEMLİ PROBLEMLER YARATIR

Direktör “Davranışsal bağımlılıkların arasında teknoloji bağımlılığı ve kumar bağımlılığı da yer alıyor. Bağımlılıklar, bireyin kendisinde, aile yaşantısında ve toplum yapısında önemli problemler yaratır; bağımlılık, hem psikolojik hem de sosyolojik bir boyutta zarar verir. Bağımlılıkların önemli ekonomik kayıpları da yine toplumu ve bireyi etkilemektedir”dedi.

Bir kişinin bağımlı olduğunu belirlemede farklı kriterler vardır diyen Direktör, bunların arasında kullanılan maddeye tolerans geliştirme; ilk etkiyi göstermesi için her seferinde daha fazla kullanmayı gerektirme, ara verildiğinde ya da kullanmaktan vazgeçildiğinde yoksunluk gösterme, kullanımı kontrol etmeye veya bırakamaya yönelik işe yaramayan uğraşlarda bulunmak, maddeye ulaşmak için ciddi bir uğraş içerisinde olmak, madde kullanımına bağlı iş, aile, arkadaş ilişkilerinde olumsuzluklar yaşama, daha uzun süre ya da daha yüksek miktarda kullanma, sorun yarattığı bilindiği halde kullanmaya devam etme isteğinin yer aldığını ifade etti.

Direktör,“buna bağlı olarak birçoğumuzun kullandığı akıllı telefonlar ile davranışsal bağımlılık riskimizi artırmış oluyoruz. Gittiğimiz yerde ilk sorduğumuz soru wi-fi şifresi oluyor. Sadece bir instagrama bakıp çıkacakken saatlerce hikayelere bakmak, telefonun şarjı bittiğinde boşluk hissetmek ya da şarjın bitmesine tahammül edilemediğinden yanında powerbank ile gezmek bunun göstergesidir”dedi.

PSİKOLOJİK ZARARI KABUL EDİLEN TEKNOLOJİ BAĞIMLILIKLARI GÜNÜMÜZDE ÇOK CİDDİ BİR SORUNDUR

“Uyuşturucu olarak nitelendirilmese de psikolojik zararının artık kabul edildiği teknoloji bağımlılıkları günümüzde çok ciddi bir sorun haline gelmiştir”diyen Direktör, yine teknoloji bağımlılığı gibi kumar bağımlılığının da ülke genelinde öne çıkan problemlerden biri olduğuna dikkat çekti.

Direktör,“Uyuşturucu olarak adlandırılan madde kullanımı yıllardır sağlık sisteminin en önemli problemlerinden biri olarak sayılmaktadır. Her yıl çeşitlenen maddeler arasında en fazla yaygınlık, esrar kullanımındadır. Avrupa Birliğinin yayınladığı en son raporda (2019) bir önceki yılda 24.7 milyon kişinin esrar kullandığı tahmin edilmiştir. Aynı raporda özellikle 15-24 yaş arası kullanıcıların %20’si 2018 yılında esrar kullandığını bildirmiştir”dedi.  

Direktör “Gençler her zaman en büyük risk grubu olarak görülüyor. Buna rağmen ilkokul düzeyindeki kullanım da son yıllarda önemli bir artış gösterdi. Madde ya da davranışsal bağımlılık, her ikisi de bir halk sağlığı sorunu olarak düşünülmelidir. Bilinçlendirme çalışmaları önemli ancak çekici olan madde ya da teknolojiden uzak kalmak için yeterli olmuyor” diyerek kurumların önemli çalışmaları olduğunu ancak devlet politikalarında kısa ve uzun vadede nelerin yapılacağına dair önlemler alındığı müddetçe gerçek anlamda “bağımlılıkla mücadele” edilebileceğine dikkat çekti.

Son olarak Direktör, tedavinin yanı sıra önleme programlarına verilen önemin artmasının ve  mücadelede çok disiplinli modellere ihtiyaç olduğunun, ayrıca  aile, okul desteğinin de çok önemli olduğunu ifade ederek, üniversitelerin kendi bünyelerindeki psikolojik destek birimlerinde daha fazla çalışma ve uygulama yapmaları gerektiğini söyledi.

Direktör, “Ne yazık ki genç yetişkinler maddeye ulaşma konusunda diğer yaş gruplarına göre daha yetkinler. Bu nedenle küçük yaştan bağımlılıkla mücadeleye önem verilmekle birlikte gençlerdeki önleme çalışmalarına ağırlık verilmelidir” dedi.