Çalıştayın açılışına, İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali, Gazimağusa Belediye Başkanı İsmail Arter, Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği(KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Rektörü Prof. Dr. Necdet Osam ve İstanbul Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampusu Rektörü Prof. Dr.Ercan Kâhya da katıldı.
Ekonomik ve Sosyal Kalkınmada Stratejik Öncelikler Çalıştayı’nda, planlamada iyi uygulamaların irdelenmesi, katılımcılığın arttırılması, bölgesel ekonomik ve sosyal unsurların dikkate alınmasını teşvik etmek amaçlanıyor.
Rauf Raif Denktaş Kültür ve Kongre Sarayı’nda yer alan çalıştay, KTİMB öncülüğünde, Gazimağusa, İskele ve Yeniboğaziçi Belediyeleri ile işbirliğinde düzenlendi.
BAYBARS
İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, bugüne kadar çarpık yapılaşmanın, tarımdaki düzensizliğin nedeninin samimiyetsizlikten kaynaklandığını söyledi.
Baybars, “İmar planlarını Ada’nın tümü için çıkarmayı başaramadık. Bunun temel sebebinin samimiyetsizlik olduğunu düşünüyorum” dedi.
Belki 1974’te sonra yaşanan süreç belki var olma mücadelesinden doğan koşullardan kaynaklanan bazı sıkıntılar yaşandığını kaydeden Baybars, “Bu sıkıntıların temeli içimize ve kimliğimize girmiş bulunuyor” dedi.
Toplumun genel menfaatini düşünmekten öte, bireysel taleplerin ön planda olduğunu kaydeden Baybars, “Kişisel menfaatlere takılıp devam ettik” dedi.
Çok geç kalınmış olmasına rağmen Girne Çatalköy İmar Planı ile imar planlarının hazırlanmasına başlandığını kaydeden Baybars, imar planının Girne ve Çatalköy için fayda getirip getirmeyeceğinden emin olmadığını ancak Gzimağusa, Yeniboğaziçi ve İskele için halen bir şansın mevcut olduğunu ifade etti.
“YÜKSEK ÖĞRENİM ÖNCELİKLİ SEKTÖR OLMAMALI”
Kuzey Kıbrıs’ta yüksek öğrenimin öncelikli sektör olmaması görüşüne katıldığını iafde eden Baybars, eğitimde üniversite sayısının değil üretilen bilimin önemli olduğunu düşündüğünü kaydetti.
ŞAHALİ
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali, yasal mevzuatların müzakerelere kapalı olduğunu ancak ülkede müzakereye tabi bir yasal düzenleme varmış gibi davranıldığını söyledi.
“Saldım çayıra mevlam kayıra deyimi hayatın her alanına egemen olmuş bir haldedir” diyen Şahali, plansızlığı fırsat gören pek çok kesim bulunduğunu, ancak plansızlığın kısa dönemde yarattığı rantın uzun vadede çok büyük kayba yol açtığını söyledi.
Tarımsal üretimin devamının önemini vurgulayan Şahali, tarımsal alanların kısa dönemli karlar uğruna feda edilmesi halinde, tarımsal alanda başka ülkeler bağımlı hale gelinmesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Şahali, toprak koruma yasasının çıkarılmasının önemli olduğunu kaydetti.
“SU KONUSUNDA DÜZENLEMEYE İSTEK YOK”
Su konusunda ise ülkenin ihtiyacının 210 milyon ton olduğunu, bunun 75 milyonunun Türkiye’den getirilmesinin, taşıma su ile değirmen döndürmeye benzediğini kaydeden Şahali, “Böylesine vahim bir durum söz konusu iken hala daha su rezervlerinin korunması, geliştirilmesiyle ilgili disiplinli ve adil kullanımıyla ilgili en küçük bir girişim yapma konusunda istekliliğe sahip değiliz” dedi.
ARTER
Gazimağusa Belediye Başkanı İsmail Arter, imar planı çalışmalarına ülkesel fiziki planın hazır olmaması ve Girne Çatalköy İmar Planı’nın öncelikli olmasından dolayı ancak bu yıl başlanabildiğini ifade etti.
Arter, “Çalıştay, en doğruyu bulmak en iyiyi yapmak içindir” dedi.
İmar planı çalışmalarında sivil toplum örgütleri ve halktan görüş alındığını, Şehir Planlama Dairesi’nin bu verileri derleme aşamasında olduğunu kaydeden Arter, amaçlarının Boğaz’a kadar olan bölgeyi kapsayacak imar planının 2019 içinde ya da sonunda hayat bulacağını ifade etti.
Görüş belirtme sürecinde halkın yeterli ilgiyi göstermediğini kaydeden Arter, katılım ne kadar çok olursa çalışmaların da o kadar iyi sonuç vereceğine inandığını söyledi.
GÜRCAFER
KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, imar planı alanında yapılan yerleşim ve üretim kesimlerinin belirlenerek, kaderin çizilmesi tanımının kendisi açısından çok anlamlı olduğunu, bunun yapılmadığı takdirde herkesin kaderine razı olduğu anlamının ortaya çıktığını kaydetti.
İmar planlarının 1974 sonrası 1980’li yıllarda yapılması gerektiğini, yasaların da bunu emrettiğini ancak yapılmadığını kaydeden Gürcafer, “Bu yapılmadı ve bizlere çok şeylere mal oldu” dedi.
Plansız yaşamda hiçbir alanın sağlıklı bir gelişme yaşamasının mümkün olmadığını, ekonominin de demokrasinin de sağlıklı gelişemediğini kaydeden Gürcafer, plansız şehirlerde berber ve kasapların mutsuz olduğunu, çünkü imar planlarında bir cadde içerisindeki ekonomik kalkınmanın da hesaplandığını, planlama ile mahalle içerisinde ihtiyaç duyulan iş dallarının da hesaplandığını, plansızlık durumunda ihtiyaç duyulan berber sayısının çok çok üzerinde berber dükkanı izni verilebileceğini anlattı.
Gazimağusa’nın içerisinde çok önemli değerleri gizleyen bir kent olduğunu ifade eden Gürcafer, bunun çok büyük bir ekonomik değere dönüşebileceğini söyledi.
İtalya’dan örnek veren Gürcafer, İtalya’da gazinoların ön planda tutulmadığını, İtalya’nın havalimanında kumarhane reklamları yerine Collesium gibi kültürel mirasların reklam edildiğini kaydetti. Gürcafer, “Mağusamızın bundan ne farkı var? Yoktur. bizim tek ihtiyacımız; iyi bir planlama yapmak” dedi.
KAHYA
İTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü Rektörü Prof.Dr. Ercan Kâhya, Kuzey Kıbrıs’a 6 yıl önce geldiğinde dikkatini çeken ilk şeyin şehir planlamasındaki eksiklik olduğunu, ilk yapılması gerekenin imar planının hazırlanması olduğunu düşündüğünü kaydetti.
İmar planlamasında çalışacak olanların yerli insan olması gerektiğini de düşündüğünü kaydeden Kâhya, Gazimağusa’nın çok farklı bir yer olduğunu belirterek, Kuzey Kıbrıs’ın müthiş bir değeri olduğuna, çok nadir bir coğrafyaya sahip olduğunu kaydetti.
OSAM
DAÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Osam de konuşmasında, İtalya’nın tarihi şehirlerinden Roma’dan örnek verdi ve Roma’nın yıllar içerisinde hiç değişmediğini çünkü koruma ve ileriye götürme düşüncesinin öncelikli olduğunu söyledi.
İskele’nin yapılaşmadan ötürü bitmek üzere olduğunu savunan Osam, “Kültürümüzde plan konusu çok da anlamlı değildir… Roma’nın değişmemesinin sebebi de kültürel bir konudur. Çünkü Romalı ‘kervan yolda düzülür’ demiyor” dedi.
Osam, ülkede tarımsal alanlara inşaatlar yapılmasına izin verildiğini ve korunmadığını da kaydetti.
Kuzey Kıbrıs’ın niye bir eğitim adası olması gerektiğini anlamadığını, bunun için bilimsel üretimin ön planda tutulması gerektiğini kaydeden Osam, DAÜ, İTÜ ve ODTÜ’nün bu tanıma giren üniversiteler olduğunu ve en seçkin üniversiteler arasında yer aldığını söyledi.
Eğitimi ekonomik yapı olarak görmenin doğru olmadığını ifade eden Osam, hangi plana göre Gazimağusa’da üniversite sayısının 5’e çıkarılmasına onay verildiğini sordu.
“Bunlar hep plansızlığın açık ve net göstergesidir” diyen Osam, yüksek öğrenimin ekonomiye katkı yaptığını ancak sosyalojik, psikololjik ve demografik yapının da zedelendiğini kaydetti.