Mağusa İnisiyatifi, aşırı milliyetçi, ırkçı, faşizan ve yabancı düşmanlığı unsurlarla mücadele etmek için, hızlı tepki oluşturulmasının elzem olduğunu belirterek, liderlerin, kapsamlı çözümü beklemeden, mücadele için insan hakları merkezli bir güven yaratma açılımı yapmasının son derece gerekli olduğunu bildirdi.
Lefkoşa’da dün yaşanan saldırı olayıyla ilgili açıklama yapan Mağusa İnisiyatifi Aktivisti Mertkan Hamit, saldırılardan sorumlu olan aşırı unsurların kınanmasının yeterli olmadığını, işlenen suçlarla ilgili bir yargı sürecinin başlatılmasının gerekli olduğunu belirtti.
Hamit, sorumluların yargılanmasının güven oluşturmakla ilgili ilk adım olduğunu ancak daha yapısal uygulamalara ihtiyaç duyulduğunu kaydederek, “Eğitim sistemindeki aşırı unsurların ayıklanması, eğitmenlerin aşırı unsurları besleyecek nitelikteki bilgileri sunmasının önüne geçebilecek denetleyici mekanizmaların oluşturulması ve öğretmen yetiştirme süreçlerinin yeniden ele alınması en kısa zamanda uygulanması gereken parametrelerdir” ifadesini kullandı.
Hamit, eğitim sistemlerinden kaynaklanan ve nefret suçuna sebep olabilecek içeriğin düzenlenmesi için iki toplumlu uzmanlar tarafından ortak eğitim müfredatı oluşturulmasına yönelik çalışmaların da bir GYÖ önlem olarak, bu tarz olayların bir daha ortaya çıkmaması için gerekli olduğunu kaydetti.
Mertkan Hamit, “Liderlerin ve ilgili otoritelerin en hızlı biçimde, işbirliği içinde hareket etmesi kaçınılmazdır.. İlgili yetkili ve liderlerin sürecin taşıyıcı unsuru olmalarına yönelik çağrımızı yineleriz” dedi.
Mağusa İnisiyatifi Aktivisti Mertkan Hamit yazılı açıklamasında, dün Lefkoşa’da “küçük bir aşırı grubun” yarattığı olayların kamuoyunu derinden etkilediğine işaret ederek, ELAM ve bazı öğrencilerin ortaya koyduğu ırkçılığa dayalı tepkilerde Kıbrıslı Türklerin hedef alındığını kaydetti. Hamit, örgütün, “milliyetçi, ırkçı ve yabancı düşmanı” değerleri benimsediğini ve hedefinde sadece Kıbrıslı Türklerin değil, aynı zamanda göçmen veya mülteci durumunda olan insanların da bulunduğunu ifade etti.
Avrupa Konseyi Ulusal Azınlıklar Komitesi’nin raporunda, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin “ırkçı şiddet ve nefret eylemlerindeki artışla” suçlandığına işaret eden Hamit, bu konuda sadece önlem alma çağrısının yetersiz olduğunu vurguladı ve caydırıcı uygulamaların bir an önce başlanılması gerektiğini belirtti.
“MÜZAKERE SÜRECİNE ZARAR VERMEYE YÖNELİK NİYET BARINDIRIYOR”
Mertkan Hamit, bu saldırıların, Kıbrıs’ta adanın birleşmesine yönelik yürütülen müzakere sürecine zarar vermeye dönük bir niyet barındırdığını kaydetti.
Hamit, “Kıbrıs ülkesinin tümünün uluslararası hukukun bir parçası olmaya dönük sürdürülen müzakere süreçleri devam ederken, insanlık dışı bu söylemin benimsenmesi, örgütlenmesi ve görünür hale gelmesi büyük tehlikeler barındırmaktadır. Federal bir devlet çatısı altında, Kıbrıs’ta yaşayanların güvenli bir biçimde birlikte yaşayabilmesi, temel insan haklarının, adada tüm yaşayan insanlara kurulacak federal yapı tarafından garanti edilmesi önemlidir” ifadesini kullandı.
“EĞİTİM SİSTEMİNDEKİ AŞIRI UNSURLAR AYIKLANMALI”
Mertkan Hamit, eğitim sistemindeki aşırı unsurların ayıklanması, eğitmenlerin aşırı unsurları besleyecek nitelikteki bilgileri sunmasının önüne geçebilecek denetleyici mekanizmaların oluşturulması ve öğretmen yetiştirme süreçlerinin yeniden ele alınmasının en kısa zamanda uygulanması gereken parametreler olduğuna dikkat çekti.
Hamit, ayrıca eğitim sistemlerinden kaynaklanan ve nefret suçuna sebep olabilecek içeriğin düzenlenmesi için iki toplumlu uzmanlar tarafından ortak eğitim müfredatı oluşturulmasına yönelik çalışmaların da bir Güvenlik Yaratıcı Önlem olarak bu tarz olayların bir daha ortaya çıkmaması için gerekli olduğuna inanç belirtti.
Hamit, şöyle devam etti:
“Yaşanılan sorunun gün yüzüne çıkmasıyla, liderlerin kapsamlı çözümü beklemeden, ırkçılığa, ayrımcılığa ve yabancı düşmanlığına mücadele etmeye dönük, insan hakları merkezli bir güven yaratma açılımı yapması son derece gereklidir. Aşırı milliyetçi, ırkçı, faşizan ve yabancı düşmanlığını benimseyen Kıbrıslı Rum ELAM benzeri unsurlar adanın sadece güneyinde değil, kuzeyinde de bulunmaktadır. Bu tip unsurlarla mücadele etmek için, hızlı tepki oluşturulması elzemdir”