Dün gece öldürülen Nijeryalı genç için bir mahkeme kurdum vicdanımda.
Sanık sandalyesi çok kalabalıktı ama dava uzun sürmedi.
Çünkü hepsinin suçu sabitti ve kendilerini savunacak tarafları yoktu.
İlk başta Türkiye hükümetini çağırdım.
KKTC iç işlerine müdahale edip, eğitim sistemini de yok ettikleri için müebbet hapse mahkum edildiler.
İkinci olarak gelmiş geçmiş tüm KKTC Hükümetlerini çağırdı mübaşır.
Onlar da inisiyatif almayıp TC Hükümetlerine biat etmekten müebbet yediler.
Sırada polisler ve güvenlik güçleri vardı.
Ne yazık ki onlar da uyuşturucu sorununa nokta koyamadıkları(!) ve gençleri koruyamadıkları için müebbete çarptırıldı.
Ve anne-babalar.
Çocuklara sorumluluk yüklemeyip tam tersine özgürlük adı altında çocuklarının sorumsuzluklarına göz yumup anne ve baba olma sorumluluğundan kaçtıkları için,
Çocukları ile iletişim kurmadıkları ve zamanında çocuklarını dinlemedikleri için,
Kimi anne-baba da şiddeti çocuk eğitimi gördüğü için, müebbet ile cezalandırıldılar.
Ve sanık kürsüsüne toplum geldi.
Onun suçu çok daha fazlaydı.
“bana necilik” ile bencillik yapıldığı için, duyarsız davranıp olan biteni görmezden geldiği için,
Korkup sindiği için ve yetkililere baskı uygulayarak çocuklarının gelecek hakkını talep etmedikleri için toplum da müebbet cezası ile cezalandırıldı.
Olayın görgü tanığı ise, toplumun suçlarına ortak olmanın yanı sıra ,polise haber vermek yerine bir vahşeti soğukkanlılıkla telefona kaydettiği için ağırlaştırılmış müebbet cezası aldı.
Ben mi?
Evet ben de her ne kadar sıklıkla bu sorunları dile getirsem de, bu gün bu sonuç ortaya çıkmışsa görevimi tam yapamamışım demektir. O yüzden ben de hem toplumla aynı cezaya çarptırıldım hem de vicdanımda hücre cezası aldım.
ABD gibi Avrupa ülkeleri gibi, dünyayı zehirleyip, bir birine düşüren ve ölümden beslenen emperyalist güçler yargılanmadan olmazdı.
Ancak bu güçler savaş mağduru, açlıktan ölüme terkedilmiş ve zulüm gören dünyadaki tüm çocuklar tarafından idama mahkum edildiği için bana gerek kalmadı.
Cinayet zanlısı çocuk ve gençlerden oluşan 8 kişi mi?
Onların o kadar çok suç ortağı vardı ki haklarında bir karara varamadım.
Suçlu bulsam da verilecek cezayı bulamadım.
O yüzden bu sekiz kişiyi KKTC yargısına havale ettim.
KKTC Yargısının, adaleti ile hem bir insanı öldürmenin hesabını sorulacağından hem de gerekli mesajları vereceğinden hiç kuşkum yok.
Kim bilir belki bu olaya karışan 2 çocukla birlikte hapisteki bir çok çocuk için de aslında ıslah edilmesi gerektiği yönünde bir karar üretilir ve çocuk mahkumlar diğer mahkumlardan ayrı bir yerde topluma kazandırılır.
KKTC Devleti çocuklar için bir bina bulup, psikiyatrisi ile iş atölyeleri ile bir ıslah evi oluşturmaya mahkum edilir.
Bu devletin çocuklarını korumak , bakmak ve mahkum edilen çocuklarını da ıslah etmek için gücü yoksa “Devlet” olma yetisinin tekrardan sorgulanması yönünde bir karar üretilir.
Yoksa çocuklar ve gençler ölmeye ve öldürmeye artarak devam edecek…..