Bilmiyorum sizler de dikkat ediyor musunuz?
Son zamanlarda özellikle internet gazeteciliği ve yazılı basında faaliyet gösteren medya kurumlarında sıkça görür olduğumuz bir haberi üzerine konuşalım istedim bugün.
Aslında haber mi? Reklam mı?
O da tartışılır.
Hoş bana göre haber niteliğinden çok reklam kokan bilgiler veriyorlar.
Diyorlar ki falan üniversite de filan akademisyenin falanca makalesi uluslararası filanca dergide yayınlandı.
Ya da filan üniversitenin falanca akademisyeni filanca ülkede ki konferansa katıldı.
Şimdi bunlardan bana ne? Size ne?
Hiç!
Yani yayınlandıysa yayınlandı.
Konferansa gidildiyse gidildi.
Bunların haber yapılacak niteliği nerdedir?
İşte ben bu noktayı anlayamıyorum.
Kaldı ki ülkede faaliyet gösteren muhtelif üniversiteler de onlarca akademisyenin makalesi de uluslararası dergilerde yayınlanmakta.
Farklı üniversitelerden onlarca akademisyen dünyanın çeşitli ülkelerinde konferanslara katılmaktadır.
Bu akademik çalışmalarda önemli bir ölçektir elbette.
Her makalenin mutlaka bir getirisi vardır hem akademisyenler açısından, hem de üniversitelerin uluslararası görünürlüğünü artırmak bakımından oldukça önemlidir.
Ve/ fakat uluslararası dergilerden kabul alan ve yayınlanan makalelerin de dünyanın hiçbir yerinde haberi yapılmaz.
Gidilen konferansların da öyle..
Üniversiteler bunları pazarlama aşamasında akademik kulvarda kullanırlar.
Akademisyenlerin kalitesini makaleler ile ortaya dökmeye çalışırlar.
Makale yayınlamayı başaran akademisyenler akademiik ünvan alırlarken ölçme ve değerlendirme kriterleri arasında bu durum önemli bir yer tutar.
Hatta buna katıldığı konferanslar da etki eder vs.
Kısacası bütün bunlar kamuoyunu ilgilendiren hususlar değildir.
Dolayısı ile çok tuhaf oluyor buram buram reklam kokan bu haberler.
Akademisyenler de bilerek veyahut bilmeyerek bunlara alet oluyorlar.
Reklam aracı olarak kullanılıyorlar.
Mesleklerinin bayağılaştırılmasına olanak yaratıyorlar.
Oysa onca emek, göz nuru var o makalelerin her birinde.
Uykusuz geceler var.
Alın teri çaba var.
Ailelerinden çalınan zaman var.
Aydınlık var.
İçinde bilim olan ilim olan.
Araba satmıyor akademisyenler, ne de çikolata pazarlıyorlar!
O zaman bu reklam işlerine neden alet oluyorlar?
Gerçekten anlamak mümkün değil.
Oysa bugün çıkan bir yangına nasıl ki itfaiyeciler müdahale ediyorsa, nasıl ki bir hastaya doktorlar müdahale yapıyorsa, çok tabidir ki akademisyenler de mesleklerinin bir parçası olarak araştırmaya dayalı çalışmalarını yapacaklar ve bunların yayınlanmasını sağlayarak bilime katkı yapacaklardır.
Kısacası işlerini yapacaklar.
Ha üniversiteler reklam yapacak.
Yapsınlar.
Üniversitelerini, fiziki niteliklerini, akademik kadrolarını tanıtsınlar.
Hakla ilişkiler birimleri zaten bu işler için değil midir?
Kurarlar ilişkilerini profesyönelce her türlü reklamlarını yaparlar.
Fakat falan üniversitede filan akademisyenin makalesi filanca dergide yayınlanmış, falan üniversitenin filanca akademisyeni falanca ülkede ki konferansa katılmış.
Bize ne arkadaş..