Rum toplumunun kanaat önderlerinden Makarios Drusiotis, Rum Yönetiminin, süreç içerisindeki eylemleri özelinde, bütün Doğu Akdeniz’i grileştirmeyi başardığına dikkat çekti.
Politis, Drusiotis’in yazısını “Bizi Savaşa Bile Sürükleyebilecek Bu Kriz Ne İçin?.. Bütün Doğu Akdeniz’i Grileştirmeyi Böyle Başardık” başlığıyla aktardı.
Rum Yönetiminin 2007 itibarıyla muhtemel doğal gaz yataklarını değerlendirme prosedürü başlatmasının ardından ENI’nin Mısır MEB’inde devasa Zohr yatağını keşfetmesi, Rum Yönetiminin 2008’den 2012’ye kadar sözde MEB’i için üç tur ruhsatlandırma gerçekleştirmesi ile başlayıp Doğu Akdeniz’de son dönemde yaşanan gelişmeleri sıralayan Drusiotis, “2017 Crans Montana görüşmelerinde Türkiye’nin, çözüme ihtiyacı olduğu için benzeri görülmemiş bir uzlaşı gösterdiğini” kaydetti.
Drusiotis “Başkan Anastasiadis Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na giderek kendisine, Kıbrıslı Rumlar Kıbrıslı Türkler ile hiçbir şeyi paylaşmak istemiyor dedi, anlayış ve 2018 Şubatındaki seçimlere gitmek için zaman istedi, ardından da iki devletli çözümü ve hidrokarbonların paylaşımını ileri götürdü. Anastasiadis Kıbrıs’ta bu fikri ileri götürdü ancak sonradan caydı. Ardından da önce İsrail ve Yunanistan’la üçlü işbirliği politikasını başlattı, sonrasında da Mısır’la aynı modeli benimsedi” ifadelerini kullandı.
Son dönemde Türkiye-Libya, Yunanistan-Mısır sınırlandırma anlaşmaları ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un bu dönemde, Libya’daki çıkarlarına hizmet ettiği için kendilerinin (Rumların) yanında olduğunu vurgulayan Drusiotis, sözde Rum MEB’inde ruhsat sahibi olan İtalya’nın Libya’nın tanınan hükümeti yanında olmayı seçtiği için Türkiye ile flört içerisinde olduğunu ekledi ve şunlara dikkat çekti:
“Ancak durum kontrolden çıkıyor. Kimse bu karışık bölgede bir başkasının çıkarı için savaşmayacak. Bu krizde kesin olan tek sonuç, AB’yi parçalanmış NATO’yu istikrarsızlaşmış ve Türkiye’yi enerji açısından Rusya’ya bağımlı gören Putin’in onuruna, bütün Doğu Akdeniz çanağının grileştirilmiş olmasıdır.”