“Maraş’taki Gelişmeler Başkanlık Seçimi Yarışını Başlattı”

“Maraş’taki Gelişmeler Başkanlık Seçimi Yarışını Başlattı”

Maraş’taki gelişmelerin, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in 2023’teki Başkanlık seçiminde yeniden aday olmama kararıyla bağlantılı olarak, seçim yarışını başlattığı iddia edildi.
Kathimerini gazetesi “Maraş Seçim Öncesini Başlattı… Nikos Anastasiadis Emekli Oluyor ve Bu, Tahtın Varislerine 2023 Yılına Yönelik Eylemleri İçin Yeşil Işık Yaktı” başlıklı haberinde, birçok adayı bulunan Başkanlık için, DİSİ Başkanı Averof Neofitu’nun haklı olarak ilk sözü söyleyebilecek konumda olduğunu yazdı.
Gazete, sonbahar aylarında yaşanacak ciddi gelişmelere bağlı olarak Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in de çerçevede yer aldığını kaydederken, bu doğrultuda Anastasiadis’in tutumunun ne olacağının merak edildiğini belirtildi.
Tanınmış Rum Avukat Ahilleas Dimitriadis’in “büyük bir adım” için hazırlandığını kaydeden gazete, Kıbrıs müzakere prosedürünün devam ettiği dönemde Müzakereci olan Andreas Mavroyannis’in de, AKEL’in desteğiyle Başkan adayı olabileceğini yazdı.
DİMİTRİADİS: “2023’TEKİ BAŞKANLIK SEÇİMİ ELBETTE BENİ DE İLGİLENDİRİYOR”
Gazete, bir diğer haberinde ise Rum Avukat Ahilleas Dimitriadis’in Başkanlık seçimiyle ilgili röportajına yer verdi.
Habere göre Dimitriadis, 2023’teki Başkanlık seçiminin kendisini de ilgilendirdiğini ve eylül ayında, meselenin gidişatıyla ilgili yeniden konuşacağını söyledi.
“Muteber devlet” kavramını yaymak istediğini belirten Dimitriadis, halkın neye inandığının ve neyi “iyi” addettiğinin, siyasi manifestosunu oluşturacağını ifade etti.
Dimitriadis, Rum Hükümeti’nin Maraş ile ilgili icraatlarını eleştirerek, 2019 yılının Temmuz ayından beri Maraş ile ilgili uyarılarda bulunduğunu; Rum Dışişleri Bakanı’nın, bunun bir seçim öncesi propagandası olduğunu söylediğini ve bu mantığı, Maraş’ın bir kısmının açıldığı 2020 yılının Ekim ayına kadar sürdürdüğünü söyledi.
Devletin iplerinin Hükümet’in elinde olduğunu belirten Dimitriadis, Maraş’ın açılmasının önüne geçilmesi için ellerinden ne geliyorsa yapmaları gerektiğini; ancak bunu yapmadıklarını ifade etti.
Rum tarafının uluslararası alandaki itibarını kaybetmesinden dolayı, uluslararası toplumun konuya mesafeli yaklaştığını belirten Dimitriadis, Crans Montana’da değilse bile 2018 yılının Mart ayında, 4. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile Guterres Çerçevesi’ne stratejik paket anlaşması olarak imza koymak istediğinde Kıbrıs sorununu çözmek için sürece başlanabileceğine işaret etti.
Dimitriadis, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde hukuki savunmayla ve AB ile işbirliği içerisinde karşı siyasi atağa geçilerek; bununla birlikte kaybettikleri itibarı geri kazandıkları anda Guterres Çerçevesi zemininde müzakere etme kaydıyla, yeni oldubittilerin önüne geçebileceklerini söyledi.
Rum tarafının Kıbrıs sorununun çözülmesini yeterince arzulamadığını ve Crans Montana’da da yeterli güçlü eylemlerde bulunmadığını kaydeden Dimitriadis, “Türk uzlaşmazlığının” ve Rum tarafının eylemsizliğinin Maraş’ın açılmasıyla sonuçlandığını belirtti.
Maraş’ı kaybetmemek için müzakerelere hemen başlanması gerektiğini vurgulayan Dimitriadis, AB’ye sorunun değil, çözümün bir parçası olmak istediklerini, Türkiye ile olumlu gündem arzusu içinde olduklarını ve müzakerelere yeniden başlamak istediklerini söylemelerinin zorunlu olduğunu söyledi.
Anastasiadis’in sürekli vetoyu öne sürdüğünü kaydeden Dimitriadis, vetonun kendisi açısından başarısızlığın ispatı olduğunu ve veto etmenin kimseyi, hatta Yunanistan’ı bile ikna etmeyi başaramamış olmak manasına geldiğini ifade etti.
Dimitriadis, Rum tarafının Maraş’taki mallar için başvuru yapılmasıyla KKTC’nin tanınacağını savunduğunu; ancak bunun tam tersi olduğunu, çünkü bir Rum göçmen Maraş’taki malı için başvuru yapmazsa bu malın terk edilmiş addedileceğini ve TC vatandaşlarına dağıtılacağını; böylelikle de bu malların geliştirileceğini ve “Las Vegas”ın doğacağını söyledi.
Maraş’ın “Las Vegas” olması halinde, Kıbrıs sorununa çözüm bulunduğunda Rumlara geri verilmesi olasılığının azalacağına işaret eden Dimitriadis, Rumların Maraş’a dönmeyeceğini düşünen Erdoğan’a, malları talep ederek yanıt vermek gerektiğini kaydetti.
Dimitriadis, “hukuki yollara başvurup, 36 olan başvuru sayısını 600’e çıkarabilirlerse, EVKAF’ın da devreye giremediği bu dönemde, Maraş’ın açılmamasına dair ciddi bir olasılık doğabileceğini” savundu.