Avrupa Parlamentosu’nun eski başkanı, Alman Milletvekili Martin Schulz dün Rum basınında yer alan demecinde, iki kesimli iki toplumlu federasyon temelinde, bir an önce müzakere masasına dönülmesi gerektiğini söyledi.
Fileleftheros gazetesine verdiği demeçte, Kıbrıs’ı Avrupa Birliği’nin değil, Kıbrıslıların kendisinin birleştireceğini ifade eden Schulz, Crans - Montana’da bir anlaşmaya çok yaklaşıldığını ve ilerlemenin temelinin, iki kesimli iki toplumlu federal bir çözüm olduğunu belirtti.
İsviçre’de oldukça ilerleyen noktaya geri dönülmesi gerektiğine işaret eden Schulz, bunun; yeni bir başlangıç için temel teşkil etmesi gerektiğini ifade etti.
Schulz’un, AKEL’in düzenlediği bir etkinliğe katılmak için Güney Kıbrıs’a gittiğini ve bu çerçevede Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’le görüştüğünü de yazan gazete, Schulz’un Anastasiadis’le federasyon konularını görüştüklerini söylediğini iletti.
Öte yandan Güney Kıbrıs’taki temasları çerçevesinde, “iki devlet çözümü” konusunda söylenenleri büyük bir dikkatle dinlediğini de ifade eden Schulz, bunun kendisi için bilinmeyen bir şey olduğunu ve iki devlet çözümünün ne anlama geldiğini bilmediğini söyledi.
Schulz devamla; “Bu tartışma, benim gözümde durumun daha da karmaşıklaşmasına yardımcı oluyor” ifadesini kullandı.
Almanya’nın Kıbrıs sorununa yardımcı olup olmayacağı konusundaki soruya yanıtında ise Schulz, sıradan vatandaşların hayatlarını sürdürme konusunda mücadele ettikleri bir ülke yerine, ekonominin geliştiği ve zenginliklerin insanlar arasında doğru şekilde dağıtıldığı bir ülkede yeniden birleşmeyi tartışmanın daha kolay olduğu görüşünü ortaya koydu.
Kendi tecrübesinin, siyasi problemlerin, insanların kendilerini daha güvenli hissettikleri zaman çözümünün daha kolay olduğunu söylediğini dile getiren Schulz, Almanya’nın buna yardımcı olabileceğini belirtti.
AB’nin katalizör olup olamayacağı sorusuna yanıtında ise Schulz, Kıbrıs’ı AB’nin değil, yalnızca Kıbrıslıların kendisinin birleştireceğini vurgulayarak, AB’nin bu süreçte Kıbrıslılara yardımcı olmak için elinden geleni yaptığını söyledi.
Bölünmeye rağmen adanın tamamının AB’ye alındığının unutulmaması gerektiğine işaret eden Schulz, çözüm durumunda AB bütçesinde bir madde bulunduğunu da belirtti.
Schulz, Kıbrıs halkının parlak bir geleceğe layık olduğunu da ekledi.
Haravgi gazetesi ise Schulz’la gerçekleştirdiği demeci okurlarına “Kıbrıs Sorununun Çözümsüzlüğü AB’yi Etkiliyor” başlığıyla aktardı.
AB’nin Kıbrıs sorunundan doğrudan etkilenmekte olduğunu söyleyen Schulz, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 2004 yılında tam üye olarak AB’ye girmesiyle ve Avrupa hukukuna göre, ada hükümranlığının tümünü birliğin bir parçası olarak addettiklerini, öte yandan bunun bir parçasının başka bir ülke tarafından işgal edilmiş olduğunu ve bu ülkenin de AB katılımına aday bir ülke olduğunu” ifade etti.
Schulz, bütün bunlara bakıldığında, prosedürlere doğrudan müdahil olmanın AB için ne kadar zor olduğunun görüldüğünü ekledi.